Türkiye Kamu–Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yargıya güvenin kalmadığının altını çizerek, “Bu nasıl bir ülke? İstanbul’da bir hakim karar verdi. Hakimi gözaltına aldılar. Bunların işine gelmeyen, kararı veren hakim görevden uzaklaştırılıp gözaltına alınıyor. O zaman şu mahkemeleri kapatın, bu temyiz mahkemesini de (şu yukarıda varya, Ankara’da tepede) oraya taşıyın. Bari siz yargılayan, bozun ve düzenleyin. Memlekete hukuk, demokrasi, insan hakkı da kalmadı. Bu köhne anlayışa asla saygı duymuyoruz." dedi.

“HÜKÜMETİN BİBER GAZINA KARŞI TÜRK MEMURUNDAN GÜL SUYU”

1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle 11 ilden gelen Türkiye Kamu–Sen üyeleri, İnönü Caddesi’ndeki sendika binasından Atatürk Parkı’na kadar yürüdü. Kamu–Sen’e bağlı sendika başkanları ve binlerce üyenin katıldığı yürüyüşte, “Siyasetin kölesi olmayacağız, AKP duy sesimizi; güçlüyüz, haklıyız, kazanacağız; adalet dediniz, kul hakkı yediniz, parti devleti istemiyoruz; Gün gelecek devran dönecek, AKP memura hesap verecek.” şeklinde sloganlar atıldı. Organizasyonda üzerinde “Hükümetin biber gazına karşı Türk memurundan gül suyu” yazıl pompalı ilaçlama aracı ile polislere ve katılımcılara gül suyu sıkıldı.

Türkiye Kamu–Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, mitingdeki konuşmasında Taksim tartışmaları arasında hükümetin 12 yılık ‘becereksiz yönetim’ anlayışı dile getirme imkanı bulunamadığını söyledi. İstanbul’daki basın-yayın organlarının Taksim’de çıkacak olaylara kilitlendiğini belirten Koncuk, “Bu durumda çalışma hayatı tartışılmıyor. Hükümetin 12 yıldır ülkeyi yönetme becerisini gösteremediği tartışılmıyor. Bu tartışma ortamından AKP iktidarı nemalanmaya devam ediyor. Anlamakta zorlanıyoruz. Bir yerde olay oluyor, iktidar nemalanıyor. Terörist öldürülüyor, iktidar nemalanıyor. Bu iktidarın mağduriyeti hiç bitmedi. Saray’a 5 milyar, uçak ve makam araçlarına milyon dolarlar harcayan iktidar mağdur değil. Mağdur, Türk milletidir.” diye konuştu.

‘SAYIN BAŞBAKAN SİZİN YÜZÜNÜZ KIZARMIYOR’

“Sizi duymayan bu siyasi iktidarı 7 Haziran’da duyacak mısınız?” diye soran Koncuk, 1 Ocak’ta aldıkları zammın enflasyonun altında kaldığını kaydetti. Koncuk, “Sayın Başbakan siz memura, emekliye borçlusunuz. Borçlu adamın konuşurken yüzü kızarmalı. Ama sizin yüzünüz kızarmıyor, Sayın Başbakan, kızarmıyor.” tepkisini gösterdi.

"HERKESİ KORKUTTULAR"

Türkiye’yi insan haklarından her geçen gün uzaklaştıran, demokrasi ayıplı bir ülke haline getirenlerin, diktatör kafalıların bunun hesabını mutlaka millete vermek zorunda olduğunu savunan Koncuk, " Herkesi korkuttular. Ateş olsanız, cürmünüz kadar yer yakarsınız. Siz korkun, bu günahlarınız bedelini elbet bir gün alacağız. Kimse bu ülkeyi Ali Baba’nın çiftliği gibi yönetme hakkına sahip değildir. Hangi makamda olursanız olun; ister Cumhurbaşkanı, ister Başbakan olun, bütün insanları kucaklamak zorundasınız. Bu diktatörlük heveslisi iktidarın yandaşlarına sesleniyorum: Ayakçılık yapmayın. Diğerleri nasıl gittiyse yarın bu siyasi iktidar gider. O zaman Türkiye Kamu-Sen mensuplarıyla yüz yüze geleceksin. Sen o dairede vallahi memurluk dahi yapamazsın.” dedi.



'76 BİN OKUL YÖNETİCİSİ BİR GECEDE İNFAZ EDİLDİ'

İktidarın 76 bin okul yöneticisinin bir gecede infaz ettiğini ileri süren İsmail Koncuk, yıllarca Türk Milli Eğitimi'ne emek vermiş arkadaşlarının müdürlük makamından alaşağı edilerek, yerlerine ‘beceriksiz, yandaş, ve kalitesiz’ kişilerin getirildiğini iddia etti. Koncuk, şöyle devam etti: “Bunların yerine getirilen o kabiliyetsiz ve liyakatsiz adamlar bilsinler; ömürleri 4 yıl bile sürmeyecek. Sadece Milli Eğitim’de değil, Sağlık, ve Adalet Bakanlığı’nda; SGK’da bu yandaş anlayışa hizmet edenler, memuru ötekileştirenler bunun hesabını er veya geç verecekler.”

12 Eylül, 28 Şubat Postmodern darbelerini hatırlatan Koncuk, bu darbeleri yapanların bugün nerede olduklarını sordu. 12 Eylül darbesini yapan kişilerin fotoğraflarının o dönem ev ve dükkanlara asıldığını dile getiren Koncuk, “Kenan Evren denilince aklınıza ne geliyor? İşte bugün Kenan Evren deyince, bu milletin aklına ne geliyorsa, yarın hukuktan uzaklaşanların, insanlık suçu işleyenlerin adı anıldığında aynı şeyler düşecek." ifadelerini kullandı.

'ŞİMDİ KÜRT SORUNU YOKTUR’ DİYORLAR

İbretlik tarihi günlerin yaşandığını bildiren Koncuk, şunları söyledi: “Üç yıldır ‘çözüm süreci, kardeşlik projesi, anaların gözyaşı dinecek’ diye diye bu milleti oyaladılar. ‘Kürt vatandaşlarımız yıllardır ötekileştirildi. Onların problemlerini çözeceğiz’ dediler. Şimdi ‘Kürt sorunu yoktur’ diyorlar. ‘Kürt sorunu yokturu’ zaten biz yıllardır söylüyoruz. Türkün, Arabın, Çerkez’in ne kadar sorunu varsa, Kürt vatandaşlarımızın da o kadar sorunu vardır. Onlarda bu milletinin saygıdeğer mensuplarıdır. Mezhebi, meşrebi ne olursa olsun. Kürt vatandaşlarımız bizim için baştacıdır. Ama biz ne Kürdü, ne Türkü, ne Arabı, ne de Çerkez’i istismar ettik. Dün oy için Şivan Perverlere kırzımı halı serenler, gözyaşı dökenler bugün çıkmış ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor. Hadi oradan. Madem böyle bir sorun yoktu, üç yıldır masada sen neyi müzakere ediyorsun. Korku dağları bekliyor. Bizim eyvallahımız yok. Biz çiğ yemedik ki karnımız ağırsın. Ama hırsızlık yapanlar elbet hesap gününden korkacaklar.”