Mersin Barosu Başkanı Avukat Alpay Antmen, siyasetçilerin çıkar ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilen ülke siyaseti uğruna çocukların ölmeye devam ettiğini söyledi.

Türkiye’yi derinden sarsan Dağlıca’daki terör saldırısını kınayan Antmen, şehit edilen askerlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek, sağduyu çağrısı yaptı.

Suruç’ta gerçekleştirilen terör saldırısının hemen ardından günlerdir terör saldırıları ile ardı ardına sarsılan ülkenin en son Diyarbakır’da önce polislerin akabinde de Hakkari Dağlıca’da askerlerin şehit verildiğini hatırlatan Antmen, “Artık bu acıyı tarif etmek, katlanmak imkansız hale gelmiştir. Siyasetçilerin çıkar ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilen ülke siyaseti uğruna çocuklarımız ölmeye devam ediyor. Kan durmuyor, barış yerine savaş çığlıkları yeri göğü inletiyor. Hain emelleri için toprağı gencecik fidanlarımızın kanıyla sulayanların, buna engel olmayanların bu kanda bir gün kendilerinin de boğulacağını bilmesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu coğrafyada da yaşayan insanlarımız kardeşi kardeşe kırdıran ve akan kan üzerinden siyaset yapanlara asla geçit vermeyecektir. Gün ayrışma günü değil, gün birlik olma günüdür. Eller tetikten çekilmeli, silahlı terör örgütü derhal ülkemizi terk etmeli ve bundan sonra da inadına barış denilerek Türkiyemizde kalıcı barış sağlanmalıdır." dedi.

"Bu süreçte yaşanan terör saldırılarını besleyenler ve bu zeminden fayda sağlamaya çalışanlara; aklı selim, vicdanı hür bireyler olarak dur demeliyiz" diyen Mersin Barosu Başkanı Avukat Alpay Antmen, sözlerini şöyle tamamladı: "Elimiz, vicdanımız, aklımız barış için işlemeli, sağduyu ve hukuktan ayrılmayarak ülkemizin birliği ve dirliği için mücadele hep birlikte etmeliyiz. Terör ve şiddetten beslenen anlayışlar dünyanın hiç bir yerinde başarıya ulaşamamıştır, güzel ülkemizde de başarıya ulaşamayacaktır. İç savaştan fayda umanlar iç savaş ve karışıklık istiyor olsa bile; tüm acılarımıza rağmen sağduyulu ve uyanık olmak, tüm acılarımıza rağmen hep bir arada barış içinde yaşamaya devam etmek zorundayız. Ancak gelinen bu süreçte terör dahi bahane edilerek hukukun ve hukuk kurallarının askıya alınması, insan hak ve özgürlüklerinin çiğnenmesi de söz konusu olmamalıdır. Önce sağduyulu olmalıyız, önce aklı selim davranmalıyız, önce hakikatte ortaklaşmalıyız, önce birlikte yaşam kültürünü içselleştirmeliyiz. Terörü ancak halkımız, halkımızın isteği ve sağduyusu durduracaktır."