MHP Hatay milletvekili adayı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) aldığı 1915 Ermeni zorunlu göçünü (tehcir), ‘soykırım’ olarak niteleyen kararını ‘AKP’nin Ermeni açılımı, teslimiyete dönüştü.’ sözleriyle değerlendirdi.

AP’nin 1915 Ermeni zorunlu göçünü soykırım olarak nitelediği ve Türkiye’ye geçmişiyle yüzleşerek ‘tanıma’ çağrısı yaptığı kararı ezici çoğunlukla kabul ettiğini hatırlatan Yavuz, “Bu kararın bağlayıcı özelliği yok. Hatta 28 AB ülkesinden sadece 11’i 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıyor. Ama AP’de ezici çoğunlukla alınan bu kara, Türkiye’nin AB’den AKP sebebiyle aldığı en büyük hasardır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun taziye içeren ve Osmanlı Ermenilerine yönelik zulümleri tanıyan açıklamalarının AP tarafında doğru yönde atılmış bir adım olarak değerlendirildiğini aktaran Yavuz, “Bu şirin görünme yanlışları, gün geldi milletimize ve devletimize ‘suçluluğu kabul etme’ olarak fatura edildi. Davutoğlu’nun ‘Ermeni Açılımı’ olarak bilinen ve fiyaskoyla sonuçlanan Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan sınır protokollerinin ön koşulsuz şekilde onaylanıp uygulanması ısrarla tavsiye ediliyor. Bu kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.

AKP iktidarını, Ermenistan ve Ermeni diasporasının 2015’te, 1915 Ermeni zorunlu göçünü ‘soykırım’ olarak dünya kamuoyunda kabul ettirme konusunda büyük bir gayret içerisinde olduğuyla ilgili uyardıklarını hazırlatan Prof. Dr. Celalettin Yavuz, “Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı tarafından, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu hatırlatmıştık. “Türkiye’de Ermeni meselesi, soykırımı vardır!’ diyenler de dâhil, özgür bir tartışma ortamı vardır! Bu durum, Türkiye için bir özgürlük ve zenginliktir!” diyen zihniyeti ‘yanlış yapıyorsunuz!’ diyerek uyarmaya çalışmıştık. Ama biz söyledik, biz dinledik. Ermeni iddialarıyla ilgili olarak siyasi alanda anlaşmak mümkün değildir. Ermenilerin uzun yıllar alan çabaları, ülkelerin stratejik çıkarları buna engeldir. 193 ülkeden 21’inin parlamentoları “soykırım” kararı aldı. Bu ülkelerde Ermeni diasporaları etkilidir. Türkiye’nin en güçlü olduğu sahadır. 1948’de BM’de tanımlanan “soykırım suçu” ile Türkiye’nin suçlanması mümkün değildir. Soykırım suçunun, parlamentolar yerine uluslararası yargı tarafından verilmesi şarttır.” diye konuştu.

Ermenileri, ‘şirinlik’ yaparak, bazı ödünler vererek ikna etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yavuz şunları söyledi: “Hele 1925 olaylarını “soykırım” diye kabullenmeye çalışmak, milletimizle, atalarımızla hem alay etmek, hem de haksız yere soykırım yapan bir millet olma suçunu yüklenmek demektir. Bunu yapmaya hiçbir kimsenin hakkı yoktur. Başbakan Davutoğlu’nun başdanışmanı olan biri bile “soykırımı” kabullenmektedir. Türkiye’nin Başbakanı, nasıl olur da Türkiye aleyhine konuşan birini Başdanışman yapar?”