MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, YSK’nın Güneydoğu’da sandık birleştirmeleri konusunda verdiği kararlara tepki gösterdi. Karakaya, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatan toprakları içerisinde giremeyeceği yer olmadığını söyleyerek, “Oralara sandık konmalı ve millet iradesinin tecelli etmesi içinde her türlü güvenlik tedbiri alınmalıdır.” dedi.

MHP Adana Milletvekili adaylarının tanıtımı için düzenlenen toplantıda konuşan Karakaya, gündemle ilgili görüşlerini açıkladı. YSK’nın Güneydoğu’da bazı bölgelerde sandık birleştirme kararının yanlış olduğunu ifade eden Karakaya, bunun acziyet anlamına geleceği uyarısında bulundu. Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlü olduğu olduğunu ve vatan toprakları içerisinde devletin giremeyeceği yer bulunmadığını ifade eden Karakaya, “Oralara sandık konmalı ve millet iradesinin tecelli etmesi için de her türlü güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Bu yapılamıyorsa, aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinin değil, o devleti yönetemeyenlerin acziyetidir. Bugün siz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak belli seçim çevrelerinde veya bir mahallede seçim yapamıyor ve bunun gerekçesini de güvenlik olarak ifade ediyorsanız, bu gerekçeyle sandığı oradan alıp başka yere taşıyorsanız, bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin acziyeti anlamına gelir.” uyarısında bulundu.

OPERASYONLAR TERÖRLE MÜCADELE DEĞİL, BAŞKANLIĞIN SUYA DÜŞMESİNİN HESABI SORULUYOR
Konuşmasında hükümet ile İmralı arasında yürütülen ve ardından açıklanan Dolmabahçe Mutabakatına da yer veren Karakaya, mutabakatta Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde PKK’nın kontrol edebileceği bir özerklik anlaşmasının bulunduğunu ileri sürdü. İmralı ile yapılan görüşmelerde bu mutabakatın sağlandığını ancak PKK’nın çözüm sürecinde daha çok güçlendiği ve bağımsızlık istediği için bu mutabakatı kabul etmediğini iddia eden Karakaya, bugün hükümetin yaptığının terörle mücadele olmadığını, ‘cumhurbaşkanının başkanlık hevesinin suya düşmesinin hesabının sorulması’ olduğunu ileri sürdü. Ülkede bir terörle mücadele yapılmadığının altını çizen Karakaya, “Sadece burada yapılan kendilerine göre bir anlaşmaya uymamanın cezasını vermek, kişisel bir takım hırsların bir şekilde devlet politikası halinde ortaya konması. Bunları çok iyi anladığınızda, aslında Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğini, bugüne kadar özellikle terörle mücadele konusunda ne kadar uyutulduğumuzu, aldatıldığımızı görmüş olacağız. Erken seçimin arkasında yatan olay da budur, başkanlık sisteminin burada bir ders verme olayıdır, başka bir şey olarak değerlendirmeyin.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu’nun terörün belinin kırıldığı yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Mevlüt Karakaya, “Biz bu süreçte terörün değil, Türk milletinin belinin kırıldığını gördük. Türk milletinin belini kırdılar, terörün belinin kırıldığı yok. 2002’de aldıkları Türkiye’nin bugün geldiği hale bakın, 2002’de Türkiye terör konusunda ne haldeydi, bugün ne halde, 2002’de biz bölgeyle ilgili neleri konuşuyorduk, bugün neyi konuşuyoruz. Bugün bölünmeden, özerklikten bahsediyoruz. Gün yok ki şehit cenazesi olmasın, onun için tüm bunların müsebbibi AKP’nin hükümetlerinin bugüne kadar uyguladıkları çözüm diye, barış diye, kardeşlik diye bize yutturmaya çalıştıkları o ihanet projelerinin sonucudur. Aslında hükümet yetkilileri, o gün görevde olan devlet görevlileri, hepsi o süreçle ilgili ihmallerini, gafletlerini, hatta bir ölçüde ihanetlerini itiraf ediyorlar, arkamızı döndük diyorlar, eylemlerle, operasyonlarla ilgili yetki vermedik diyorlar, 100 kişinin altındaki gruplara müdahale edilmeme talimatı verdik diyorlar, işin bu tarafından bakıldığında o bölgede bir alan oluşturulduğu, PKK, onun şehir yapılanması var KCK, orada bir paralel devlet oluşturdu. Bunların hepsi anayasaya göre suçtur, biz MHP olarak da başta siyasiler olmak üzere tüm kamu görevlileriyle ilgili, görevlerini yapmamalarıyla alakalı suç duyurusunda bulunduk geçtiğimiz günlerde.” diye konuştu.

Karakaya ayrıca, 1 Kasım seçimlerinde amaçlarının tek başına iktidar olduğunun altı çizerek, seçim sonucunda çıkacak sonuca göre tavır alacaklarını anlattı. MHP’nin 7 Haziran seçimleri sonrası koalisyona girmeme gibi bir tutumunun kesinlikle olmadığını da anlatan Karakaya, koalisyon çıkmamasının nedenin AKP’nin oyalama taktikleri olduğunu sözlerine ekledi.