MHP MYK Üyesi Ruhi Ersoy, Cizre'de yaşanan olayların üst güçlerin Türkiye üzerinde bir çatlak oluşturma girişimi olduğunu belirterek, "Bölgeyi bilenler iyi bilir. Irak'ın kuzeyine 30 kilometre olan Cizre'de, Türkiye üzerinde ilk çatlak olarak, Türkiye'ye meydan okumak için bir alan çalışmasıdır." dedi.

Türk Ocakları Osmaniye Şubesi tarafından düzenlenen 'Cizrede Neler Oluyor' programına katılan MHP MYK Üyesi Doç. Dr. Ruhi Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut yapısının birilerini rahatsız ettiğini ifade etti. Ersoy, "Türkiye, birilerine göre büyük lokma olduğu ve kendi silahlı güçlerini kullanarak emek vermek istemiyorlar. Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak için Türkiye'nin içinde problem alan olarak görülen PKK ile kürtçülük siyasetini kaşıyor. Irak ve Suriye ile birleştirerek Türkiye'de bir kalkışmanın zeminini hazırlamak istiyorlar. Bununla Basra Körfezi'nden Akdeniz'e uzanan Suriye Laskiye'yi de içine alan, Türkiye'nin belli bir koridorunu oluşturan bir kürdistan kuralım diyorlar. Küresel konjonktür böyle bir yapıya ihtiyaç duyuyor. Bu, aynı zamanda enerji koridorlarının ABD ve İsrail'e bağımsız şekilde gitmesidir. Yani Türkiye'nin Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattının baypas edilmesidir. Türkiye'nin, enerji naklinden aldığı katkıları alamaması demektir. Meselenin asıl arkasında ise enerji koridorunun Kürt coğrafyasından geçerek Akdeniz'e akması yatmaktadır." şeklinde konuştu.

Hayal ettikleri projenin hayat geçirilmesi için etkin anlamda PKK ve Kürt siyasetinin dünya tarafından tanınması gerekiğini belirten Ersoy, şöyle devam etti: "PKK ve kürt siyaseti tanınmalı ki onlar da Türkiye'ye kafa tutabilsin. Dünya ona diyor ki sen bana bağlı, benim tutmam gibi benim tetikçim olacaksın. Ben de sana nüfus cüzdanı vereceğim, senin adın yazacak ama sen benim manevi oğlum olacaksın diye pazarlık yapıp anlaştılar. Dünyanın tetikçiye, PKK'nın ise kimliğe, meşrutiyete ihtiyacı olduğu için bunlar yaşanıyor.

HDP'nin eş başkanlarına dikkat ederseniz, son zamanlarda ABD, Brüksel ve Rusa'dan gelemediler. Yakından takip edildiğinde, HDP'liler Londra'da, Brüksel'de, Washington ve Belçika'da irtibat merkezleri kuruyor. Türkiye'den baktığımızda, sözüm ona pazarlık ve icraatla bir yerde bulunanlar 17 ve 25 Aralık olayından sonra büyük yara aldılar. Hukuken kendilerini meşru zemine taşımak için o hatalarından daha büyük hatalar yaptılar. Hatalarını bir hata ile kapatmaya çalıştıkları için bataklıkta hareket ettikçe batmaya başladılar. Batış süreci onları öyle bir noktaya getirdi ki dış güçlerle pazarlık yapmaya zorladı. Öyle ki bir ara ABD politakalarına meydan okuyan ve AB'ye rest çeken dil kullanırken, bugün ortak zemin aramaları bu pazarlığın sonucudur. Hakim güçler; senin elinden tutarız ama siz de yerinden yönetim özerkliğini tanıyacaksınız dediler. Bugün günyüzüne çıkan bebek katili ile yapılan görüşmeler. Osla müzkareleri ve Kandil'le kriptolu telefonlar direk koca koca yetkililerin yaptıkları görüşmeler ve pazarlıklar bunun göstergesidir."