Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA), hukukun üstünlüğü kuralının zafiyete uğradığı bir zamanda Türkiye’de milli mutabakat benzeri bir hükümet kurulması ve toplumsal barışın tesis edilmesinin yaşamsal bir önem kazandığını belirtti.

Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları (HESA), Doç. Dr. İzzet Lofça öncülüğünde ‘Demokrasilerde Koalisyon’ konulu bir rapor hazırladı. HESA’da düzenlenen basın toplantısında HESA Ekonomi Araştırmaları Merkezi Direktörü Doç. Dr. Ramazan Taş ve HESA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Mahmut Akpınar, raporu basın mensuplarına tanıttı.

“TEK PARTİ İKTİDARLARI İLE OTORİTERLEŞME ARASINDA DOĞRUSAL BİR İLİŞKİ VAR”

Türkiye’de koalisyonlarla ilgili olumsuz bir yaklaşım olduğunu belirten Mahmut Akpınar, “Araştırmamızda da ortaya çıktığı üzere koalisyonlar dünyada bizim taşıdığımız olumsuzluğa sahip değil. G-20 ülkelerinin büyük bir kısmı koalisyonlarla idare ediliyor. 1945 yılından bu tarafa gelişmiş ülkeleri incelediğimizde yüzde 65’inin koalisyonlarla idare edildiğini ve bu ülkelerin koalisyonla idare edildiği halde demokratik gelişmişliğini sürdürdüğünü, evrensel değerler açısından da dünyada önde olduklarını görüyoruz. Biz de tek parti iktidarları istikrarla ilintilendiriliyor. Oysa istikrar ile tek parti arasında doğrusal bir ilişki yok. Tek parti iktidarları ile otoriterleşme arasından doğrusal bir ilişki var.” ifadelerini kullandı.

“YAŞADIĞIMIZ EKONOMİK FETRET DÖNEMİNİ HÜKÜMETSİZ BİR YÖNETİMLE AŞMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Türkiye’nin ekonomi anlamında bir fetret dönemi yaşadığını vurgulayan Ramazan Taş ise şunları kaydetti: “Türkiye’de turizm gelirleri yüzde 14 çöktü. İhracat yüzde 13 çöktü. Sanayi yüzde 2 çöktü. Cari açık artmaya devam ediyor. Yaşadığımız ekonomik fetret dönemini hükümetsiz bir yönetimle aşmak mümkün değildir. Siyasetçilerin görevi Türkiye’nin geleceğini karartmak değil. Bir an önce giderek derinleşen ekonomik krizi durduracak ve tekrar yenilikçi ekonomik reformlara imza atacak geniş katılımlı koalisyonlara ihtiyaç vardır.”

Raporda hukukun üstünlüğü kuralının zafiyete uğradığı bir zamanda Türkiye’de milli mutabakat benzeri bir hükümet kurulması ve toplumsal barışın tesis edilmesinin yaşamsal bir önem kazandığı belirtildi. 'Koalisyonların ileri demokrasiye sahip pek çok parlamenter ülkede başarılı hükümetlere ve adil demokratik temsile imkan verdiği'nin belirtildiği raporda, gelişmiş demokrasiye sahip ülkelerde dünyayı kapsayacak büyük savaş ve felaket zamanlarında tüm siyasi partilerin içerisinde yer aldığı milli mutabakat hükümetleri kurmayı tercih ederek zorlukların üstesinden geldikleri ifade edildi.

Raporda ayrıca şu tespitlere yer verildi: “Kuvvetler ayrılığı prensibinin ve dolayısıyla hukukun üstünlüğü kuralının zafiyete uğradığı bir zamanda Türkiye’de milli mutabakat benzeri bir hükümet kurulması ve toplumsal barışın tesis edilmesi yaşamsal bir önem kazanmıştır.

Türkiye’nin otoriterleşmeden kurtulmasının ve halkta kaygının giderilmesinin yegâne çaresi en azından bir normalleşme olana kadar uzlaşmaya dayalı koalisyon hükümetinin kurulmasıdır. Aksi takdirde hem siyasete olan güven ciddi zedelenecek hem de demokrasiden uzaklaşma sürecektir.

Tüm siyasi partilerin üzerinde buluşabileceği ortak payda, hukuk düzenin yeniden tesis edilerek yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı prensibinin gerektirdiği hukuki ve doğal sınırlarına çekilmesidir.

Almanya ve Japonya gibi ülkelerin başarıyla uyguladığı uzlaşmacı ve geniş tabanlı koalisyon yönetimi formülü Türkiye’nin önüne tek seçenek olarak konulmuştur.

Şeffaf ve hesap verebilir bir koalisyon hükümeti kurulması halinde harcamaların artmasında otokontrol nedeniyle israf azaltılabilir."