TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şube Sekreteri Ali Hacıalioğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, İstanbul’un modernite tarafından hırpalandığı yönündeki açıklamalarına “Özeleştiri yapıyor” yorumunda bulundu. Şehircilik uzmanlarının ve kent bilimcilerin bu konuyla ilgili yıllar öncesinden uyarılarının bulunduğunu belirten Hacıalioğlu, “Ama ısrarla sadece finansal bir kaynak beklentisi ile kentleşmeyi gören bir siyasi yapı, eğer bu açıklamada samimi iseler kendilerince de şikayet konusu olan durumun bilfiil sorumlularıdır.” dedi.

Ali Hacıalioğlu, konu hakkındaki görüşlerini Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) açıkladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Modernite ile İstanbul kadar yüzleşmiş, İstanbul kadar modernite tarafından hırpalanmış, kadimi yok ettiği zaman modernitenin doğabileceğine dair tamamiyle şeytani diyebileceğim bir yaklaşımla şehrin kadim ruhunun tahrip edildiği, bir hazinenin küçük çıkarlar için tarumar edildiği şehirler azdır.” yönündeki açıklamasını değerlendiren Hacıalioğlu, “Eğer bu açıklamada Sayın Başbakan samimi ise özeleştiri veriyorlar diye düşünürüm. Çünkü şu an liderliğini yaptığı partinin uygulamaları ile İstanbul bu eleştiri konusu durumdadır. Bunu uzmanlar, meslek odaları, kent bilimcileri yıllar öncesinden böyle bir kentleşmenin sürdürülebilir olmadığını her fırsatta ve her ortamda sözlü ve yazılı olarak raporları ile ifade ettiler. Ama ısrarla sadece finansal bir kaynak beklentisi ile kentleşmeyi gören bir siyasi yapı, eğer bu açıklamada samimi iseler kendilerince de şikayet konusu olan durumun bilfiil sorumlularıdır. Bu açıklama samimi, içten bir açıklama ise bunun ancak bir özeleştiri olduğunu düşünebilirim.” şeklinde konuştu.

İstanbul ile ilgili oluşturulan ayrıcalıklı yapılanma koşullarını eleştiren Hacıalioğlu, şöyle devam etti: “İstanbul’da eksikliğini gördükleri şeyleri yaratanlar bil fiil kendileri. Gerek belediye yönetimi olarak, gerek belediye yönetiminin iradesini de by-pass ederek bakanlığa verilen yetkilerle İstanbul üzerindeki ayrıcalıklı yapılanma koşullarını bil fiil oluşturan yine kendileri. Bakanlığa imar yetkisi tanınması, toplu konut idaresine tanınan yetkiler, bütün bunlarla İstanbul bu hale geldi. Dolayısıyla şimdi günah çıkarmanın birşeyi yok. Yıllardır bütün bunları söyleyenlere doğa, tarih, kültür tahribatına karşı duranları adeta düşman belirlediler.”

Hacialioğlu, yapılması gerekenler konusunda da, “ Şehircilik ilkelerine, bilime, mesleki formasyonlar neyi gerektiriyorsa o doğrultuda planlama, plan kültürünün yerleştirilmesi gerekir. Dolayısıyla kentin kimliğine ve ruhuna uygun bir gelişme öngörülebilir. Bunun için de esas olan temel planlamadır. Planlama kültürüdür, planlama kararlarıdır. Bu kültüre yeniden bilimsel şehircilik ilkeleri, imar hukuku, evrensel hukuk çerçevesinde bu kültürü yerleştirmek gerekir. Buna uymak gerekir.” tavsiyesinde bulundu.