Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bomba yüklü araçların patlaması sonucu 5’i çocuk 52 kişinin hayatını kaybettiği ve güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledilen davanın 3. duruşması Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın 4. duruşması; MİT, emniyet ve jandarmaya Reyhanlı davasına eklenmesi için 8 Mayıs'a ertelendi.
Hatay’dan Ankara’ya taşınan davanın duruşmasında müşteki avukatları, dosyanın DEAŞ (IŞİD) dosyası ile birleştirilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, Niğde’de görülecek IŞİD dosyasının, Hatay’da emniyet görevlileri ile ilgili açılan dava dosyasının incelenmek üzere gönderilmesine karar verdi. Avukatlardan Özay Arıkan, “İhbar ve istihbarat had safhada. Bu dosyaya MİT, emniyet istihbarat birimlerine ve jandarma istihbarat birimlerine ihbar dosyalarının da kazandırılmasını istiyorum. Sadece görevliler açısından değil üst düzey istihbarat dosyalarının da eklenmesini talep ediyorum.” diyerek istek talebinde bulundu.

Duruşma esnasında konuşan Reyhanlı’da yaşanan bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları, suçluların bir an önce yakalanıp ceza çekmelerini istedi. Bazı aile yakınları ise suçu işleyenlerin idam edilmesi talebinde bulundu. Reyhanlı bombalı saldırısında hayatını kaybeden evlat babası Saraç Cüneydioğlu, oğlunu sınava gönderdiğini söyledi. Patlamanın üstünden 21 ay geçmesine rağmen hala uyuyamadığını vurgulayan Cüneydioğlu, “Asıl faillerinin bulunmasını istiyorum. Saldırıyı yapan babam da olsa asılmasını istiyorum.” diye konuştu.

Müdahil avukatlardan Hatice Can, katliam sözcüğü kullanmak zorunda olduğunu ifade ederek, “Bütün yaşayanların geçmek zorunda olduğu bir yer. Tam bir mahşer yeri görüntüsü vardı. 52’ye ulaşan ölüm sayısı net değildi. Logar çukurların cesetler çıktı. Bütün Reyhanlılılar taziye çadırlarına gittiklerinde göstere göstere geldi. O travmayı bütün Reyhanlı yaşadı." dedi.

Can, Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle sınır kapılarının açıldığını hatırlatarak, “Bütün sınır açıldı, sınır elek gibiydi. TIR'lar bile giriyordu. Sığınmacılar için insani için devletin kendi insanının güvenliğini sağlamak gibi görevi varken silahlar gidip gelindiği ifade ediliyordu. Bütün dünya öğrendi, Türkiye’nin sınır politikasının ne olduğunu.” şeklinde konuştu.

"OLAYLA İLGİLİ UFACIK BİLGİM VARSA İDAM EDİLMEYE RAZIYIM"

Sanıklardan Doğan Özdemir ise kendi yeğenlerinin de Reyhanlı’da olduğunu belirterek, “Böyle bir şeye kalkışmam mümkün değil. Maddi ve manevi çökmüş durumdayım. Patlayıcı olduğunu bildiğim bir araç olsaydı inerdim. Benim bu olayla ufacık ilgim varsa idam edilmeye de mahkûm edilmeye de razıyım. Ailemi kaybettim, kaybedecek bir şeyim de yok. Orada ölen insanların ailesi nasıl ölmüşse benim ailem de aynı şekilde ölmüştür.
Ben mağdurum. Kaçak viski taşıdığımızı sanıyordum.” şeklinde konuştu.

Sanıklardan Nasır Eskiocak da uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını düşündüğünü, silah taşıdığını bilmediğini söyledi.

“EYLEMİN ASIL YAPILMASI PLANLANAN YERLER ANKARA VE KONYA”

Sanık Ergin Ördek’in avukatı, duruşmada, “Bombalı eylemden 3 gün sonra asıl fail olan Nasır Eskiocak takip edildiğini fark edince beni şuraya götürür müsün diyerek, Ördek’i olaya dahil ediyor. Yaklaşık 10 yıldır tanırım. Aslında eylemin yapılması planlanan yerler Ankara ve Konya.” ifadesini kullandı.