O dönemde beş buçuk yılı hücrede olmak üzere toplam on yıla yakın hapishanede kaldığını ifade eden Yazıcıoğlu, "Mahkemem 17 yıl sürdü ve hiç ceza almadım. Bunu yaşamış birisi olarak ne Sayın Erdoğan gibi savcılık, ne sayın Baykal gibi avukatlık, ne de bazı basın organları gibi hâkimlik yapabiliyorum" dedi. Muhsin Yazıcıoğlu, [B]modern hukukta gecikmiş adaletin 'adaletsizlik' olduğunu belirterek,[/B] "Delillere vakıf olmadan, o deliller arasındaki irtibatı kuracak ince ayrıntılarla ilgili bilgilere ve bunları teyit edecek bilgileri görmeden hüküm vermek büyük bir vebali gerektirir" diye konuştu. Dava sürecinin başından itibaren dışarıdan yapılan açıklamalara dikkat çeken Yazıcıoğlu, "Bu davanın sulandırılmaması demek, magazinleştirilip sıradanlaştırılmaması, siyasete alet edilip siyasi çekişmelere kurban edilmemesi ve hiçbir etki altında kalmadan hukukun tüm incelikleri kullanılarak bağımsız bir yargı güveniyle hareket ederek sonuçlandırılmasıdır" şeklinde konuştu. Bunun içinde herkesin yargının arkasında durmasının ve yargıya güvenmesinin gerektiğini vurgulayan BBP lideri, "Ben maalesef bu konuda maalesef çok kaygılıyım. Bu dava üzerinden yürütülen siyasi çekişmelerle siyasi gölgelerin kararttığı noktalardan dolayı sağlıklı bir karar verilemeyecek ve kimin mağdur kimin gerçek suçlu olduğunun anlaşılamadığı bir yıldız kaymasıyla karşı karşıya kalma endişesi taşıyorum" diye ifade etti. [B]MECLİS OLAYI ARAŞTIRMALI [/B] Muhsin Yazıcıoğlu, TBMM'nin konuyla ilgili er geç bir araştırma komisyonu kurulacağını anlattı. Ancak henüz bitmemiş bir dava üzerinde meclisin yapacağı araştırmanın yargıya müdahale gibi anlaşılacağını aktaran Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "Meclis geçmişte bunu yaptı. Türkiye'de yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığını koruyabilsek böyle bir sorun da olmaz. Meclisin denetleme görevi de var. Meclis denetleme anlamında araştırma yapabilir, soruşturmaları derinleştirebilir ve bu anlamda da yargıya katkı sağlayabilir; bunun yolu açıktır"