Kısa, orta ve uzun vadeli projeler gerçekleştirdi. Bu projeleri hayata geçirmek için çeşitli üsluplar benimsedi. Nato bu çerçevede kurulan bir birliktir. Amerika dünyaya hükmetmek için bu kurumu kendi çıkarlarına göre şekillendirdi ve kullandı. Oysa Rusya hiçbir zaman ciddi bir tehdit olmadı Amerika için. 1961'de Kennedy ve Kruşçev arasında imzalanan gizli bir anlaşmaya göre Rusya ideolojisinden vazgeçmişti zaten. Bu anlaşmayla Amerika ezeli düşmanı İngiltere'yi saf dışı bırakıyor, dünyayı Rusya ile paylaşıyordu. İdeolojisinden vazgeçmiş bir Rusya, liderliği ele geçirmeye çalışan İngiltere'den daha zararsız idi. Rusya'nın tek derdi topraklarını korumak oldu. Ve kısmi bir takım tavizler alınca istediğini gerçekleştirmişti. İdeolojisinden vazgeçen Rusya uzun sürmeden kendi kendini yedi ve 1990'larda çöktü. Amerika, anlaşma gereğince Rusya'yı saf dışı bırakınca bu oyunu devam ettirdi ve dünya'ya Rusya'yı bir tehdit gibi gösterdi. İster eski Çarlık Rusya'sı olsun, isterse de komünist Rusya olsun, eskiden beri sıcak denizlere ulaşma ve dünyayı yönetme arzuları vardı. Amerika bunu amacını gerçekleştirmek için kullandı. Dünya'ya Rusya'yı düşman olarak gösterdi ve tabi olarakta bu düşmanı yenecek güç kendisi oldu. Rusya'dan korkan Avrupa devletleri Amerikanın tuzağına düştüler ve NATO şemsiyesine dahil oldular. Amerika ikinci dünya savaşından sonra dünyanın çeşitli yerlerinde kargaşalıklar çıkarttı ve tek sorumlu olarak Rusya'yı gösterdi. Eğer Dünya Amerika'ya boyun eğmezse, komünistler gelecek ve her yeri yakıp yıkacaklardı. Bundan korkan dünya, mecburen Amerikanın önderliğinde bir birlik kurulmasına sıcak baktılar. Bundan sonra Amerika kendisine boyun eğmeyen ya da kendisi ile iyi geçinmeyen ülkelere gözdağı vermek ve gerekirse vurmak için hep Nato'yu kullandı. Oysa NATO 1990'larda yıkılan Rusya'dan sonra kalkması gerekiyordu. Çünkü tehdit ortadan kalkmıştı. O zaman birlikte hareket etmeninde bir mantığı yoktu. Ama Amerika Nato'yu dağıtmadı. Kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya devam etti. Son olarak Afganistan olayında Nato'yu kullanmak istiyor. Afganistan, Amerika için çok önemli bir bölge. Bu ülke sayesinde Amerika, Rusya, Hindistan ve Çin'e komşu olacak. Bu sayede bölgede oluşabilecek herhangi bir soruna anında müdahale edebilecek. NATO şemsiyesini kullandığı için Dünyadan'da tepki almayacak. Ama Amerika ırak'a müdahalesinde NATO ile beraber hareket etmediği için tüm dünyadan tepkiler almıştı. Ve halen özellikle İngiltere basınında Tony Blair'in neden ırak savaşında Amerika ile beraber hareket ettiği sorgulanmakta. Tabi İngiltere'nin ırak savaşında planları başka idi bu konuya diğer yazılarımızda değineceğim. Demek istediğim Amerika dünya hâkimiyetini kaptırmamak ve olası aksilikleri önlemek için, dünyanın çeşitli yerlerine konuşlanmaya devam ediyor ve edecek. Bazen NATO ile, bazen AB ile bazen de direk kendisi yapacak müdahalelerini. Eğer Amerika bu bölgede Pakistan, Afganistan ve Kazakistan üçlüsünü birleştirmeyi başarırsa, ileride sorun çıkartabilecek Rusya-Çin ve Hindistan'ın önünü kesmiş olacak. Bir diğer yapmaya çalıştığı şey ise, olası bir İslam Devletinin önünü kesmek olacak. Çünkü Amerika çok iyi bilmektedir ki, kapitalizm ideolojisi çökmüştür ve artık yama yapacak yeri de kalmamıştır. Olası bir siyasi boşlukta bu boşluğu doldurabilecek güçler mevcuttur. Bunlardan birisi dünya çapında çalışan ve İslam'ı bir ideoloji olarak taşıyan ve nihai amacı tüm Müslümanları tek bir çatı altına toplamak ve İslam Hilafet Devletini kurmak olan Hizb-ut Tahrir adlı yapılanmadır. Amerika bu hareketin önünü kesmek ve ideolojisinden vazgeçirmek için çeşitli yollara başvurmaktadır. Ama görünen o ki, ne Pakistan'da nede Afganistan'da istediğini gerçekleştiremeyecek. Çünkü bu bölgeler İslami geçmişe sahip bölgelerdir. Ne kadar kendisine uşak yöneticiler ile yola devam etmeye çalışsada başaramayacaktır.