Dizide özellikle “1978 Maraş Olaylarıyla” ilgili tarihi gerçeklerin saptırılarak anlatıldığını iddia eden Ökkeş Şendiller, bundan dolayı dizinin yayından kaldırılması gerektiğini savundu. İddialarına; ”˜Yedi Güzel Adam' dizisinin hayata geçirilmesinde etkili olan isimlerin siyasi, ekonomik ve manevi rantlar elde etmek için yaptığı şeklindeki açıklamalarıyla devam eden Şendiller, bu amaçta olanların bir an önce bundan vazgeçmeleri gerektiği uyarısında bulundu.

Şendiller, konusu edebiyat olan yapımın siyasi olaylara girmesinin yanlış olduğunu ve yapımcıların da yeterli araştırma yapmadıklarını savunarak, kendisinin yazdığı ”˜Kanlı Oyun ”“ Maraş Olaylarının Perde Arkası' isimli kitabı gönderdiği halde yetkililerin bunu dikkate almadığını ileri sürdü. Şendiller, şunları kaydetti:

"Yedi Güzel Adam çirkinleşiyor. Devletin kanalı TRT'de yayınlanan dizinin milyonlarca lira maliyeti olduğu söyleniyor. Ancak dizi; senaryo, oyuncu kadrosu ve konu bakımından ilgi görmedi. Dizide 6. bölümden sonra konu değişikliğine gidilerek ilgi çekmek gayesi ile dünün ve günümüzün en hassas ve tehlikeli konusu 'sağ-sol çatışması'na girildi. Oysa başlangıçta edebiyat, şiir ve kısmen uyduruk duygusal konulardan oluşan bir senaryo işleniyordu. Kahramanmaraş'ın 12 Eylül öncesinin hiç yaşanmamış ve uyduruk şekilde ele alınması diziyi daha da komikleştirdi. Dizide; MHP'ye ait bayrak ve flamalar kullanılarak ima edilen sözler ve Ülkü Ocakları'nı hedef gösteren bölümlerle suç işlenmektedir. Çünkü o zamanlar MHP ve Ülkü Ocakları Maraş Olayları davasından beraat etti. Bu nedenle MHP ve Ülkü Ocakları, derhal savcılığa ve mahkemeye müracaat ederek, dizinin yayından kaldırılmasını talep etmelidir. Maraş olayları ile ilgili gerçekleri ve belgeleri ben ”˜Kanlı Oyun ”“ Maraş Olaylarının Perde Arkası' isimli kitabımda tek tek yazmıştım. Filmde Kahramanmaraşlı tümden suçlanmakta; milliyetçi ve vatansever bir camia hedef gösterilmektedir. Bu konuda geç kalınmamalıdır. Çünkü olayların yıldönümünde fırsat kollayan hain örgütler diziyi bahane ederek ortalığı karıştırabilir. Derhal ilgili kurumlar harekete geçmeli ve bu oyun bozulmalıdır."

”˜YEDİ GÜZEL ADAM' DİZİSİNİN 19. BÖLÜMÜNDEKİ ÇARPITMA

 “İşin doğrusu dizinin ilk 3 bölümünü izledim fakat gerek senaryo olsun gerek oyunun kurgusu bakımından çok anlamlı bulmadım. Yani ”˜Yedi Güzel Adam' burada konu alınan şiir, edebiyat ana teması bu şekilde kurgulanmış ve duygusal aşk hikâyeleri vardı. Fakat üçüncü bölümden sonra izlemeyi bıraktım. Çünkü Kahramanmaraş'ı tanıtmak için yapıldığı iddia edildi, ben orada Kahramanmaraş ile ilgili değil de konuyu biraz daha oportünist mantıkla değerlendirir şekilde gördüm. Ayrıca devletin TRT'sinde bizim, milletin parasıyla bir kısım insanların reklamının yapılmasını işin doğrusu doğru bulmadım. Ayrıca Türkiye'nin birçok yerinde arkadaşlar aradı; “Abi Kahramanmaraş'la ilgili böyle bir dizi var, bu dizinin içinde Abdurrahim Karakoç yoksa, Bahaaddin Karakoç yoksa, Aşık Mahzuni Şerif yoksa nasıl böyle bir dizi olur?” diye sitem etti arkadaşlar. Sonradan birkaç yerden tekrar telefon aldım dediler ki; “ Abi bu sağ-sol olaylarına giriyor, takip ediyor musunuz?” diye sordular, ondan sonra takip etmeye başladım.  Bu dizinin içinde geçen konular bana göre şöyle değişti her halde. Birincisi dizi reyting yapmadı, reyting yapmayınca saat 20:00'den 23:00'a aldılar. Zaten 23:00'dan sonraki diziler reytingi düşük dizilerdir.  O da tutmadı her halde arkasından bu sağ sol meselesine girdiler. Ben o kuşağın insanıyım, orada onların anlattığı gibi Kahramanmaraş'ta bir sağ-sol olayı olmadı. Benim hatırladığım bir tek 1974 yılında Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) kurulma teşebbüsünde bulunuldu, Atlas sinemasında bir toplantı yapmaya kalkıştılar orada da vatandaşlar tepki gösterdi, adamlar vazgeçti. Bunun dışında yaşanan bir olay daha vardı, bunlardan başka Kahramanmaraş'ta gözle görülür bir sağ-sol olayı olmadı zaten. Hele Alevi-Sünni meselesi hiç yaşanmadı, yıllarca kardeşçe yaşadık. Pazarcık'ta 1976'da bir öğretmenin evini bombaladılar, Pazarcık'ı karıştırmaya çalıştılar daha sonra bir kısım Elbistan'da Nurhak kaynaklı olay çıktı. Şimdi buradan baktığımız takdirde bu diziden geçen olayları tamamen senaryoda oynayarak dayanaksız, kafadan uydurulan şeyler bunlar. Kahramanmaraş'ın o dönem kuşağı bu diziyi gördüğü zaman her halde bu senaristlerle dalga geçiyordur. Kahramanmaraş'ta böyle bir şey yok çünkü! Onların anlattığı Alevi-Sünni meselesi Kahramanmaraş'ta yoktur.

KAHRAMANMARAŞ; ÜZERİNDE OYUN OYNANACAK, TEZGÂH KURULACAK BİR ŞEHİR DEĞİL

Öncelikle bu filmi yapanlar, yaptıranlar sade ranta dönüştürmek için sağ-sol meselesine ve Maraş olaylarına girmeye çalışanlara buradan şunu söylemek istiyorum; bir kere o filmde geçen o tipsiz adamları ülkücü harekete mal etmek tam bir alçaklık ve saldırıdır. Yani ülkücüleri eğer vatansever, milliyetçi insanları o dizide geçen adamların yerine koyuyorlarsa biz onu daha fazlasıyla kendilerine iade ederiz bir. İkincisi devrimcileri ve solcuları sempatik gösterme gayretinden neyi hedeflemektedirler onu da bunlara soruyorum. Ayrıca bu sahneyi ortaya koyup Milliyetçi Hareket Partisi'nin tüzel kişilik olarak bir camiayı, ülkücü hareketi zamanın sıkıyönetiminin özel görevlendirilmiş savcıları bile suçlayamazken bunların bu şekilde yapması her halde filmi adına çevrildiği iddia edilen bir milletvekiline ve onun ardındakilere rant sağlama hesabı yapılmaktadır. Şunu da buradan ifade etmek istiyorum o bölümden gördüğümü kadarıyla resmen Milliyetçi Hareket Partisi suçlanmaktadır. Mesela orada deniyor ki, (siz bizim haberimiz olmadan Alevi mahallesine nasıl saldırdınız?) O çocuk da diyor ki; (Alevi mahallesine saldırı emrini Genel Merkezden aldık diyor, bana bağıracağına git Bağbuğ'a bağır) diyerek MHP'yi sanki olayları tertipleyen ekip olarak göstermeye çalışıyorlar. Alenen suçlama var, burada derhal MHP'nin tüzel kişiliği olarak ülkü ocaklarının tüzel kişiliği olarak harekete geçip bu diziyle mahkemeye başvurması lazım çok acilen, bu yayını durdurması lazım. Biz aynısını Hatırla Sevgili dizisinde de buna girmeye çalıştılar  biz o zaman aynı hareketi yaptık.

ECEVİT HÜKÜMETİ KURULDUKTAN SONRA

1978'in başında 11 Milletvekili ayartarak Bakan yapılmak üzere Hükümet yıkıldı, Ecevit Hükümeti kuruldu. Ecevit Hükümeti kurulduktan sonra Kahramanmaraş'a sol POL-DER'iyle, TÖB-DER'iyle bir işgalci Fransız kuvveti gibi geldi buraya yani devlet burada sol'u, Marksist, bölücü örgütleri, mezhepçi örgütleri devletin bizzat polisi çıkarttı. Özel seçilmişti, Kahramanmaraş'taki sağ görüşlü bilinen polislerin tümü gönderildi onlar geldiler, olayların bizzat müsebbibi onlar. Çünkü onlar o sol örgütleri yeşerttiler. Solcuları o zaman bırakın işkence yapmayı, Kahramanmaraş Lisesi'ne, Sanat Okulu'na, Ticaret Lisesi'ne sağ görüşlü öğrenciler gidemiyordu. Gidememesinin sebebi de şuydu, mesela sağ görüşlü öğrenciler liseden çıkıyor, solcu öğrenciler saldırıyordu ona, çocukları dövüyor, tepeliyorlardı bir de polis götürüp onları karakolda dövüyordu. Kahramanmaraş'ta bırakın siz sola işkence falan yapmasını gelen polislerin yüzde 100'ü Marksist, komünist, mezhepçi adamlardı. Ben yaşadığım için söylüyorum.”  

Olayların sorumlusu olarak sıkıyönetimde özel bir ekip tarafından alındıklarını ve POL-DER Genel Başkanı Kazım Ulusoy başkanlığındaki bir ekibe teslim edildiklerini belirten Şendiler, Kahramanmaraş'ta yaklaşık 1 hafta kendilerine işkence edildiğini ifade ederek şunları söyledi: “ Bahçelievlerde Karmen pastanesi var onun önünde Akevler apartmanı var, Emiroğlunun apartmanı diyorlardı o zaman o inşaat halindeydi. Onun 4. katında 7 gün işkence gördüm ben. Akla gelebilecek her şekilde işkence ettiler, fiili ve manevi aklınıza gelebilecek her şey. Benden istedikleri şuydu; bana olaya karıştın, sen olay yaptın, silah kullandın demediler bana. Dediler ki bana (buraya Ankara'dan ve başka yerlerden ülkücü komandolar gelmiş, siz Ankara'dan emir almışsınız, Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu size emir vermiş, bunları karşılamışsınız, burada öncülük etmişsiniz, olayları çıkartmışsınız, emri oradan aldınız) dediler bize. Dedik ki, bizim böyle bir şeyden ne haberimiz ne de karşılamamız oldu. O noktada ne mahkeme kayıtlarında ne yargılama sürecinde öyle bir şey yok. Ama onların derdi şuydu, öyle zannediyorum İrfan Özaydınlı'nın (olayları sol örgütler çıkarttı) demesini tersine çevirmek için öyle yaptılar ve bizden tek istedikleri buydu. Zannediyorum Ankara'yla konuşmuşlar, onun üzerine bizi apartopar sabah namazı aldılar Ankara'ya götürdüler.

ŞENDİLLER'DEN BİR TEK ŞEY TALEP ETTİLER

Ankara Emniyet sarayının 7. katındayız, orada yine aynı işkence devam etti. İşkence yapan adamlar da özel seçilmişlerdi, Türkiye çapında bilinen işkenceci polislerdi. Onların da bizden talep ettiği buydu yine. Bize (Alparslan Türkeş'ten emir aldık diyeceksiniz) diyor. Sonra beni filistin askısına astılar, filistin askısında sağ omuzum çıktı benim, yerine getiremediler kolum şişti. Bir gece (Zamanın İçişleri Bakanı) Hasan Fehmi Güneş ile yanında zannediyorum müsteşarıydı birisi daha geldi. Gece beni gözlerim kapalı şekilde sorgudan aldılar onların yanına getirdiler. Hasan Fehmi Güneş, (evladım çok kötü olmuşsun, yazık sizlere falan dedi. Evladım, bu olayları siz yapacak durumda değilsiniz) dedi. (Ama davada döneni vur emri olduğu için sizde konuşamıyorsunuz) dedi. (Doğruları söyleyin sizi polis yapacağız, göstereceğiniz bir ailenin hesabına para yatıracağız, sizi yurtdışına gönderip polis yapacağız, her türlü güvenliğinizi sağlayacağız) gibi bir program uyguluyor. Sonra (benden ne istiyorsunuz?) dedim. (Bunu size emir ettiler, Alparslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu size emir etti dedi. Onun için siz konuşamıyorsunuz, devlet sizi güvenceye alacak) dedi. (Yok, efendim böyle bir şey) dedim. (Ama sen buradan emir aldın biliyoruz onları) dedi. O zaman (bana değil de Alparslan Türkeş'i çağırında sorun) dedim. Benden talep ettikleri tek şey buydu. Ancak sözkonusu Film sahnesinde (emri Başbuğ verdi) diyor. Şimdi bu tamamen MHP'ye, ülkücü harekete yönelik bir tuzaktır, bir tezgâhtır ama bunu yapanlar geçmiş dönemi yaşamadıkları için, o Yedi Güzel Adam dahi, onların bu işlerde zerre kadar çilesi, müdafaası olmadığı için bu işleri hafife alıyorlar. Ancak burada şunu ifade etmek istiyorum ki, MHP ve Ülkü Ocakları Kahramanmaraş davasında da beraat etmiştir.”

Maraş olaylarının tezgâhlanarak ortaya konulduğunu aktaran Şendiller; “Bu olaylar sadece sol örgütlerin yaptığı olaylar da değil. Bu işin arkasında CIA, Suriye var. ABD'nin Ankara büyükelçiliği üçüncü kâtibi olarak görev yapan ama CIA'nın Kıbrıs sorumlusu Alexandır Peck diye biri var.  En çok konuşulan 26 tane milli piyangocuyu Kıbrıs'tan Adıyaman'a getirdiği, Adıyaman'dan da buraya getirip Çeltik Palas oteline getirdiği tespit. Ermeni Garbis Altınoğlu var ve Devrimci Halkın Birliği'nin lideri İbrahim Kaypakkaya'nın yerine geçiyor, Doktor Mustafa diye biliniyor bu bölgede.

MARAŞ OLAYLARINDAN İDAM CEZASI ALDI

Bu adam ekibiyle beraber Kahramanmaraş olaylarından yargılandı idam cezası aldı. Olaylarda yine devrimci savaş örgütü Muhammed Arifoğlu bölge başkanı olduğu örgüt, bunun elemanı, tetikçisi Hamit Kapan bu adam bir, iki Mustafa Yüzbaşıoğlu ile Hacı Çolak bizzat sanat okulundan çıkarken vuran tetikçi bu. Mustafa Yüzbaşıoğlu bunların örgütünden fakat bunların yaptıkları bir kısım eylemlere karşı çıkıyor. Örgüt resmen toplanıyor karar alıyor bir kısmı diyor ki (dövelim ama öldürmeyelim), bir kısmı (öldürelim) diyor oylama yapıyorlar, oylamada öldürme kararı çıkıyor. Hamit Kapan'ın tetikçiliğinde bir kısım militanların desteğiyle öldürme kararı çıkıyor.  Resmen demokratik bir şekilde öldürelim mi öldürmeyelim mi oylaması yapılıyor. Bu Devrimci savaş örgütünün mahkeme kararında, mahkeme kararı benim elimde, hepsi var burada. Ayrıca Hamit Kapan'ın başkanlığındaki ekip tam tim, cumartesi günü hastanenin önünde cenaze töreninden sonra öldürülen Hamza Yıldız, Memili Bakıcı, Cemil Karatutlu gibi üç kişi öldürüldü. Onların cenazesini almaya giden vatandaşlara, hastanenin önünde otomatik tüfeklerle ateş edildi. Bunu yapanlardan birisi yine Hamit Kapan. Orada 28 kişi öldü, Alevi Sünni çatışması diyenlere bunu hatırlatırım. İlk önce ölen 30 küsur kişi Maraş'ın yerlisi bu memleketin çocukları ve Sünni vatandaşlarımız. Bu olayların içerisinde PKK (o zaman Apocular diye geçiyor), Halkın Kurtuluşu, TÖB-DER, POL-DER var; bunların hepsi yargılanmış ceza almış.

MAHKEMEDE BERAAT EDİLDİ

Adana Sıkı Yönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mahkemesinin 08.08.1980/520 sayılı Maraş'ın büyük dava kararında, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocakları Kahramanmaraş davasından berat ettiler. Yaklaşık 1.360 sayfalık gerekçeli kararın 1.326 sayfasında aynen şunu diyor: “mahkûmiyetlerine karar verilen sanıkların isyan ve mukatelenin devam ettiği 23-25 Aralık 1978 tarihinde MHP'ye kayıtlı üye olduklarına dair dava dosyasında her hangi bir bilgi bulunmadığından, müdahil vekillerinin adı geçen parti hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulması hususundaki taleplerinin reddine. Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Kahramanmaraş şubesinin kapatılmasına ilişkin istemin de reddine karar verilmiştir.” Bu karardan dolayı dizide gösterilen MHP'ye ait bayrak, flama ve ima edilen sözler ve Ülkü Ocaklarını hedef gösteren bölümlerle suç işlenmektedir. MHP ve Ülkü Ocakları derhal Savcılığa ve Mahkemeye müracaat ederek dizinin yayından kaldırılmasını talep etmelidir. Burada Kahramanmaraşlı tümden suçlanmakta, milliyetçi vatanperver camia hedef gösterilmektedir. Bu konuda geç kalınmamalıdır, çünkü olayların yıldönümünde fırsat kollayan hain örgütler diziyi bahane ederek ortalığı karıştırabilirler. Derhal ilgili kurumlar harekete geçmeli ve bu oyun bozulmalıdır.

OLAYLAR DIŞ KAYNAKLI İDİ

2010 yılından itibaren tekrar düğmeye basıldı, o zamanda Avrupa Alevi Federasyonu organize etti bunu. AB özellikle PKK'dan ziyade Alevi-Sünni meselesini kaşımaya çalışıyor sürekli, özellikle Almanlar, Fransızlar, onlar organize etti. Biz o zamanda Valiyle, İç İşleri Bakanıyla görüştük, (bu meseleyi yaptırmayın) dedik. Yapacaksanız bunun başka bir yolu bulunmalı, hakim olamazsınız. Gelir KCK, DHKP-C'si girer öbürü girer iki dükkana iki taş attıkları zaman Maraş başka yere benzemez, böyle sessiz, sedasız tepkisiz durur ama ondan sonra olayları zapdedemezsiniz. O zamanki valinin de biraz gevşek davranmasıyla bunu yapmaya kalktılar. Biz dedik ki o zaman şunu yapalım; Ali Balkız, Türkiye Alevi Federasyonu Genel Başkanıydı o zaman. Ben ona çağrıda bulundum, (gelin bu olayları Alevi Sünni meselesi olarak takdim etmeyi bırakın, artık CIA'sından tut KGB'sine kadar herkesin parmağı var bu işin içerisinde, anma törenini birlikte yapalım) dedim. (Karanfillerimizi alalım sizi karşılayalım, birlikte yapalım, barış ve kardeşlik mesajını verelim bu işi bitirelim)dedik. Adam açıklama yaptı, yok (biz eli kanlılarla aynı kürsüye çıkamayız) diye, Ali Balkız'ın açıklaması bu. Onun üzerine Kahramanmaraş'ta güzel bir şey yapıldı, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası 84 sivil toplum kuruluşunu bir araya getirdi ve bir deklarasyon yayınladılar. Bu olayların dış güçler tarafından tezgâhlandığını, Alevi Sünni meselesi olmadığını izah ettiler. Bu konuda Narlı, Pazarcık belediye başkanı, Alevi belediye başkanları, cem evleri, Alevi dedeleri, önderleri, derneklerin hepsi de katıldı buna. 4 Ocak 2011 tarihinde KATSO bu 84 gönüllü kültür kuruluşunun hazırlamış olduğu deklarasyonu 16 tane ulusal gazetede tam sayfa yayınlattı, müthiş bir iş yaptılar. Ondan sonra da Kemal Kılıçdaroğlu çıktı grup toplantısında bunu dile getirdi. Kahramanmaraş'ta oyun oynamak isteyenlere en büyük mesaj dedi. Kahramanmaraş şehrin nasıl kahraman olduğunu bu deklarasyon da gösteriyor diye Maraşlıya teşekkür etti, ben de ona teşekkür mesajı gönderdim. Ben özellikle bu ”˜Yedi Güzel Adam' dizisini çeken veya çektirenlerin gerçekten maksadını anlamış değilim. Ben haber gönderdim onlara, o filmde rol alan bir arkadaşa bu kitabı verdim, Maraş filmi yapmak isteyenlerde oldu, ben onlarla görüştüm vazgeçtiler. Bu konuda tarafsız olmak mümkün değil, bu yaraları kaşımayın dedim. Ticaret ve Sanayi Odası bir şey yaptı bunu tersine çevirmeyin dedim. Burada MHP bayraklarını, ülkü ocaklarını göstermeniz bir tepkiye sebep olabilir dedim. İkincisi burada yaptığınız bir yanlış ateşi körükler, yapmayın dedim. Bu kitabı götür (Kanlı Oyun- Maraş olaylarının perde arkası isimli kendi eseri) senariste ver incelesinler burada mahkeme kararları var, soracağınız bir şey varsa oturup konuşalım dedim. Ama bizi rencide edecek, MHP'yi, ülkücüleri, bu memleketin çocuklarını rencide edecek bir adım atarsanız mahkemeye başvurur bu diziyi durdururuz dedim. Ama adamlar oralı değil, hiç bakmadan, olanları bilmeden mesela o sahnedeki konuşmalar falan, bu suçtur, mahkeme kararlarına rağmen böyle bir şey yapmak MHP'ye karşı tezgâhtır. Direkt Genel Merkez'den emir aldık, Bağbuğ'a sorun diyor. Hasan Fehmi Güneş'de bizden onu talep etti, POL-DER'in polisleri de bunu talep etti bizden. Biz tamam böyle bir emir aldık deseydik Milliyetçi Hareket Partisi'yle ilgili çok büyük davalar açılacaktı. Rahmetli Türkeş bize bu kitaptan dolayı da il başkanı olduğum dönemde defaatle teşekkür etti,  evladım siz vatansever insanları çok büyük bir şaibeden kurtardınız dedi. Buradan kalkıp emri Alparslan Türkeş vermiş gibi gösteriliyor bunu takip eden Alevi vatandaşlar ne diyecekler. Sizin çevirdiğiniz dizide, devletin televizyonunda oynayan bir dizide, bunlar yapmışlar diyecekler.

DİZİNİN MALİYET FİYATI NEDİR?

Adil Erdem Bayazıt bir kere Maraş olaylarında burada yoktu, eminim bundan. Ben sadece kütüphane müdürlüğü yaptığı dönemden bilirim, ondan sonra Maraş olayları sırasında burada yoktu diye hatırlıyorum. Bu ”˜Yedi Güzel Adam' dizisinin konusu olan isimlerin hiç birinin ben o dönemde Maraş'ta olmadığını düşünmüyorum.

Bu dizinin 16 milyon liraya yapıldığı gibi ifadeler var, parayla yaptırıp, bunu ranta çevirmeye, siyasi ranta çevirmeye çalışan arkadaşlar ateşle oynadığını bilmeliler. Buradan TRT'yi de uyarıyorum, yaptıkları iş suç. MHP'yi, ülkü ocaklarını, ülkücü hareketi bu şekilde suçlamaya kimsenin hakkı yoktur, sıkıyönetim mahkemeleri huzurunda beraat etmiş insanları kimsenin suçlamaya haddi ve hakkı yoktur. Ayrıca birilerin birilerine hedef göstererek olayların yıldönümünde böyle bir şeye girmeleri çok tehlikeli bir sonuç doğurabilir. Biz toplumsal olayları yaşayarak geldiğimiz için, 35 senedir meydan meydan dolaşıp toplumsal olayların çığ, sel, yangın felaketi gibi çıkartanları da boğacağını söylüyoruz. Bilerek veya bilmeyerek böyle bir tezgaha girenleri bir daha uyarıyorum, derhal bu işten vazgeçmeliler ve savcılığı göreve çağırıyorum, valiliği göreve çağırıyorum, Kahramanmaraş'ta böyle bir ateşle oynamaya müsaade edilmemeli. Siyasi iktidarı uyarıyorum, onun arkasında olan Kahramanmaraş milletvekillerini uyarıyorum, onlar bu çileleri yaşamadılar, onlar Kahramanmaraş'ın yaşadığını yaşamadılar.

Şunu hemen söyleyelim bu konuyla ilgili ben şahsen Kahramanmaraş olaylarından sonra hatırlarsanız İrfan Özaydınlı İçişleri Bakanıydı daha olaylar devam ederken buraya geldi Adliye'nin önünde bir açıklama yaptı; bu olayları sol örgütler tertiplemiştir dedi Bakan. Olaylar devam ediyordu daha, bunun üzerine o daha Ankara'ya varmadan onu görevden aldılar Hasan Fehmi Güneş'i getirdiler. Hasan Fehmi Güneş'te, olayları sol örgütler başlattı iddiasını tersine çevirmek için bizi hedefe koydu, şahsen beni ve arkadaşlarımızı hedefe koydu.”

“Sosyal medyadaki meşhur Fuatavni MHP'yi yıpratmak için bir takım şeylerin kamuoyuna sunularak yıpratılmak isteneceğini söylemişti. Dizideki bu durumda onların bir parçası olabilir mi?” sorusuna ise Şendiller şöyle karşılık verdi:  

“Mutlaka olabilir özellikle Adil Erdem Bayazıt'ın evinde Alevileri, sanki o olaydan kaçan Alevileri efendim alıp koruyup kollamaları bir mesaj. Bu da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne Alevi vatandaşlardan sempati doğdu, burada oy verenler oldu. Onun için Pazarcık Belediyesini alabilmek için 10 tane köy merkeze dâhil edildi, Türkoğlu'na bağlananlar oldu, bunlar AK Parti iktidarı tarafından yapıldı. Burada şu, aynı tezgâhtır, burada o mizansen o sahnede Başbuğ'dan emir aldık, Genel Merkezden emir aldık ifadeleri MHP'yi bu olayların sorumlusu gibi göstermeye çalışmaktır ama oyunları tutmaz, mahkeme kararı var bu meseleyle ilgili.”
edeajans