Erciyes Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü Okutmanı Ahmet Nedim Kilci, ‘Çanakkale ruhunu son olarak Osman Ulubaş Anadolu Lisesi’nde anlattı. “Osmanlıca’dan önce üzeri Osmanlıca yazan şehitlerin mezarları ortaya çıkartılmalı” diyen Kilci, “Çanakkale'de yaşananlar bir savaştan çok bir var olma mücadelesiydi. Bu nedenle yemek seçme, bayat ekmek yememe huyundan vazgeçin, bir kez daha kendilerini bu vatan için ölüme atan şehitlerimizi düşünün” diye konuştu.

Çanakkale ruhunu yaşamak için o bölgelerin sadece bir turistik gezi gibi değil, kültür, iman ve inancın Çanakkale’de yaşanarak gezilmesini Osman Ulubaş Anadolu Lisesi öğrencilerine öneren Ahmet Nedim Kilci’yi Okul Müdürü İsa Tekin, Okul Aile Birliği Başkanı Davut Güleç ve öğretmenlerde dinledi.
Lise yıllarından beri Çanakkale’ye gittiğini, yılın yarısını neredeyse Çanakkale’deki şehitliklerde geçirdiğine dikkat çeken Kilci, bugüne kadar 130 kez, 26 bin civarında öğrencinin Çanakkale’ye gitmesini sağladığını açıkladı.

Çanakkale’nin taşı toprağı kan, taşı toprağı destan ve taşı toprağı kahraman olan Mehmetçik'in mübarek kanını vatana döktüğü yer olarak belirten Ahmet Nedim Kilci, şunları söyledi; “Çanakkale; 63 arkadaşıyla binlerce İrlandalıyı durduran Ezineli Yahya Çavuş’un, kahramanlığı ve mütevaziliğiyle bilinen Seyit Onbaşı’nın ve en önemlisi ise siperler arası mesafe sekiz metre olup imanıyla, ruhuyla, vatan sevgisiyle ve milli şuurla vatanını bekleyen Mehmetçiğin destan yazdığı yerdir. Çanakkale’nin girişinde Gelibolu yarımadasında çok güzel bir söz yazar: ‘gel ve gör, sus ve dinle, sizi bekliyor Gelibolu yarımadası, sizi bekliyor Çanakkale’ diye. Çanakkale ruhu bu nedenle gelecek nesillere aktarılmalı. Çanakkale harbinin en yaşlı gazisi Hüseyin Kaçmaz derki: ‘Memleketimin toprağı döşek, gökyüzündeki ay ve yıldızlar yorgan, taşı ise yastık oldu.’ Kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle anmak hepimizin borcu ama en büyük borç Çanakkale’ye giderek Mehmetçikleri görmek, bir Fatiha okumaktır.”

Kilci, bir Mehmetçik'in vurulduğu zaman değil, unutulduğu zaman öldüğünü, şehitlerin asla unutulmamasını isterken, tarihi belge ve fotoğraflardan örnekler verdi, şöyle konuştu; "Çanakkale'de yaşananlar bir savaştan çok bir varolma mücadelesiydi. Yokluk içindeki ordumuz, kendisinden çok büyük imkanlara sahip kuvvetlere karşı kahramanca bir direniş gösterdi. İşte geleceğin anneleri babaları olarak bizler, bu mükemmel tarihimizden örnek almalı ve bizden sonrakilere de bu şanlı tarihimizin şuurunu aktarmalıyız. Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi? diye bir söz var. Her ikisi de çok bilir ancak, bazen okuyan unutur, gezense unutmaz. Bir Mehmetçik tertemiz alnından vurulduğunda ya da toprağa düştüğünde ölmüyor. Mehmetçik unutulduğunda ölüyor. Çanakkale öyle bir mücadeledir ki; asırlardır yorgun düşmüş bir milletin varlığını, bağımsızlığını devam ettirme savaşıdır. Çanakkale, dünya literatüründe bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin tamamen değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Milleti’nin belirleyici ve aktif rol oynadığı, Kurtuluş Savaşı’nın ilk meşalesinin tutuşturulduğu bir prestij ve azmin mücadelesidir.”

Yaklaşık 1,5 saat süren konferansın ardından Öğretim görevlisi Ahmet Nedim Kilci, gençlere, ‘Hey onbeşli onbeşli’ gibi ağıtlarda oynamamalarını önerdi, sorulara yanıt, Okul Müdürü İsa Tekin’de bir plaket verdi.