Beylikdüzü'nde yaşayan öğretmen çift, 9 yıl önce otizm teşhisi konan 11 yaşındaki çocuklarını pazarcılık yaparak tedavi ettirdi. Kimse Yok Mu Derneği’nin de desteğini alan baba Yılmaz Şener, “Öğretmenlik dışında ikinci ve hatta üçüncü bir iş daha yaptım. Anne babalar zaten çocukları için yaşar." dedi.

Beden eğitim öğretmeni Yılmaz Şener ve öğretmen eşi Derya Şener çiftinin çocukları Yağız’a, 2 yaşında iken ‘otizm’ teşhisi kondu. Tedavi masraflarını karşılayamayan Şener ailesi, ek iş olarak pazarcılık yapmaya başladı. Ancak hem tedavi olanaklarının çok sınırlı, hem de masrafının ağır olması ailenin belini büktü. Hatta baba Yılmaz Şener, çarşı pazarda çamaşır satarak tedavi masraflarını karşılamaya çalıştı. Ancak yine de Yağız’ın tedavisi için gereken imkanlar oluşmadı.

Umutları azalan ailenin imdadına Kimse Yok Mu Derneği yetişti. 11 yaşında olan Yağız’ın tedavi masraflarını üstlenen dernek, aynı zamanda özel bir merkezde de çocuğun rehabilitasyon almasını sağladı. Tedaviye başlandığı tarihten itibaren olumlu gelişmeler gösteren Yağız, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye kadar geldi.

‘OĞLUM ARTIK AYAKKABISINI BAĞLAYABİLİYOR’

Yılmaz Şener, otizmin bir tedavisinin olmadığını ancak dünyada birkaç uzmanın alternatif tedavi yöntemleri ile bu hastalığa karşı başarılı çalışmalar gösterdiğini belirtti. Oğlu Yağız’ın da uzun süre bu şekilde alternatif olarak adlandırılabilecek yöntemler aldığını belirten Şener, “Devlet imkanları bu konuda yetersiz kaldığı için mecburen özel hastanelere göndermek zorunda kalıyoruz. Çocuğum tedaviden önce hiçbir öz bakım becerisine sahip değildi. Üzerini giyip çıkarma, yeme içme, ayakkabısını giyme, bağcığını bile bağlama bunların hepsini biz yapıyorduk. Kimse Yok Mu’nun desteği ile başladığımız bu yeni rehabilitasyon merkezinden sonra artık Yağız bütün ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor. Otizmli çocukların ince motor özellikleri çok zayıftır ama burada yapılan çalışmalarla benim oğlum ayakkabı bağcığını bile kendisi bağlayabiliyor." dedi.

Hastalığı başta kabullenmek istemediklerini belirten Şener, daha sonra da ‘denize düşen yılana sarılır’ misali her doktora ya da yönteme koştuklarını söyledi. Ancak bütün masraflara rağmen 9,5 yaşına gelen çocuklarının hiçbir iyileşme göstermediğini ve obez sınırında, kendisine ve aileye şiddet uygulayan bir hale geldiğini ifade etti. Son olarak artık evden bile dışarı çıkamaz hale geldiklerini anlatan Şener, “Bizim de artık buramıza geldi ve ondan sonra bir şeyler yapmaya çalıştık. Bu hareket eğitimini internetten araştırdım ama ücretleri çok yüksekti. Maddi imkanım olmadığı için hemen başlayamadık. Ne yapıp edip bunu çocuğuma aldırmam gerektiğini biliyordum. Öğretmenlik dışında ikinci ve hatta üçüncü bir iş daha yaptım. Anne babalar zaten çocukları için yaşar. Çocuğumuzun kendi başına hayatını idame ettirmesi için çok çalıştık. Bu kurumda rehabilitasyona başladıktan sonra yüzde 500 fayda gördük. Öğretmeni, Yağız ile çok yakın ilgilendi. Ancak maddi olarak çok zor durumlara da düştük.” şeklinde konuştu.

Otizmli çocuğu olan ailelerin yüzde 90’ının böyle imkanlar bulunduğunun farkında bile olmadıklarının altını çizen Şener, “Bunu bilmeleri, böyle bir eğitimden onların da faydalanmaları gerekiyor. Bunlar devam ederken hayır kurumlarının yardımlarının daha fazla olması gerekiyor. Bize Kimse Yok Mu Derneği sahip çıktı. Onların sayesinde biz hala eğitimimize devam ediyoruz. Allah onlardan razı olsun, yollarını açık etsin.” diye konuştu.