Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, hükümetin hazırladığı ve TBMM’de görüşülmekte olan İç Güvenlik Paketi’nin, toplumda haklı endişelere neden olduğuna dikkat çekerek, “Özgürlük ve demokrasiye darbe yasasını geri çekin!” çağrısı yaptı.

922 sivil toplum örgütü ve yüzbinlerce üyesi bulunan Özgürlük ve Demokrasi Platformu’nun başkanı olan Vedat Öztürk, iç güvenlik paketini değerlendiren yazılı açıklamasında, endişenin nedenini, pakette demokratik hukuk devleti ilkesi, temel hak ve özgürlükler ve toplumsal barışı tehdit eden düzenlemelerin yer alması olarak dile getirdi.
Pakete göre savcı ve hakimlere ait bazı yetkilerin valilere devredilmesi, polise yargı kararı olmaksızın 48 saat gözaltına alma, 'makul şüphe' gerekçesiyle sözlü emirle ev, işyeri ve arabada arama yapma yetkisi verilmesinin öngörüldüğünü belirten Vedat Öztürk, ayrıca, hakkında hukuken verilmiş bir hüküm bulunmayan kişilerin mal varlıklarına tedbir konulmasının kolaylaştırıldığını kaydetti.

Öztürk, bu düzenlemelerin, Anayasanın en temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Polisin silah kullanma yetkisi genişletilmekte, toplantı ve gösteri yürüyüşleri karşısında kimyasal boyalı su kullanması serbest hale getirilmekte, telefon dinlemeleri ve teknik takip kolaylaştırılmaktadır. Bütün bunlar, ülkemizin de kabul etmiş bulunduğu uluslararası hukuki düzenlemeler ile Anayasa ve diğer yasalarımızla güvence altına alınmış hak ve özgürlüklere aykırıdır. Mevcut darbe Anayasası’nın dahi 10’dan fazla maddesine aykırılık içeren İç Güvenlik Paketi, demokratik düzen, hukuk devleti ve hürriyetler açısından bir sapma ve geriye gidiş olduğu kadar ülkemizin geleceğini ve toplumsal barışımızı da tehdit etmektedir.
Paketin TBMM’deki ilk görüşmelerinde muhalefete yönelik fiili saldırıların yaşanmış olması, adeta düzenlemenin hayata geçmesi halinde toplumun nelerle karşı karşıya kalacağının işareti niteliğindedir.”

“GÜVENLİK BÜROKRASİSİ GÜÇLENDİRİLDİ, KEYFİ UYGULAMALARA ZEMİN HAZIRLANDI”

Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, hukuksuz müdahale ve operasyonlarla emniyet ve yargının felç edilmesinin ardından, İç Güvenlik Paketi ile güvenlik bürokrasisinin güçlendirildiğini, keyfi uygulamalara zemin hazırlandığını belirterek, “Doğu ve Güneydoğu ilerimizdeki Olağanüstü Hal uygulamasına son vererek toplumu umutlandıran bir iktidar, bugün toplumumuzun ağır bedeller ödeyerek kazandığı demokratik hak ve hürriyetleri rafa kaldırarak ülkenin tamamını OHAL ile yönetmeye kalkışmaktadır. Bu yönüyle İç Güvenlik Paketi, toplumun onlarca yıllık demokrasi birikimine, hukuka ve özgürlüklere vurulan bir darbedir. Hangi gerekçeyle olursa olsun, demokrasiden, hukuktan ve hürriyetlerden geriye gidiş kabul edilemez. Şu ya da bu sebeple ülke veya toplum güvenliğine ilişkin herhangi bir endişe var ise bunu gidermenin yolu; herkesin güvenliğini daha fazla tehlikeye atacak polisiye önlemleri artırmak değil, hukukun daha fazla hakim kılınması, demokrasinin ve özgürlüklerin daha fazla güvence altına alınması, sivil toplumun daha fazla güçlendirilmesidir.” fikrini paylaştı.

“ÖNCE DEMOKRASİ ÖNCE HUKUK DEVLETİ”

Öztürk sözlerine, “Ülke güvenliği ve toplumsal barış, antidemokratik düzenlemelerle toplumun sesini kısarak değil, toplumdan yükselen sese daha fazla kulak vererek, daha fazla diyalog kurarak, taleplere daha fazla cevap vererek tesis edilebilir. Ülke nüfusunun yüzde 90’ını oluşturan çalışanların maddi-manevi sorunlarına çözüm bulmak yerine kulak tıkamayı tercih eden; kökeni, görüşü, inancı, tercihi ne olursa olsun, toplumun bütün kesimlerinin isteklerine, eleştirilerine ve daha fazla hak arayışlarına bigane kalan; dahası algı operasyonları yaparak demokrasinin en tabii bir sonucu ve gereği olan toplumsal talepler, farklılıklar, beklentiler, eleştiriler üzerinden korkular üreterek demokrasiyi, hukuku askıya alan paketler hazırlayan anlayışın kendisi en büyük güvenlik sorunu olacaktır.
Güvenli bir ülke ve güven içinde bir toplum istiyorsak, yapmamız gereken; demokrasi, özgürlük ve hukuktan geri adım atarak otoriter anlayışlara, polis devletine, istihbarat devletine dönüşmek değil, bilakis daha fazla hukuk, daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük tesis etmektir. Özgürlük ve demokrasi olmazsa toplumsal barış da olmaz. Üreten ekonomi için, kalıcı toplumsal barış için; önce demokrasi önce hukuk devleti.” diye devam etti.

VEDAT ÖZTÜRK, PLATFORMUN TEMEL ENDİŞELERİNİ SIRALADI

Öztürk, 922 sivil toplum örgütü ve yüzbinlerce üyesi bulunan Özgürlük ve Demokrasi Platformu olarak temel endişelerini ise şöyle dile getirdi: “Ülkemizin yakın tarihinde ne yazık ki örneklerine çokça rastladığımız karanlık bir döneme sürüklenmesidir. Çünkü olağanüstü dönemleri çağrıştıran aşırı güvenlikçi düzenlemeler içeren paketin hayata geçmesi halinde, başta devlet adına durumdan vazife çıkaracak işgüzar gruplar olmak üzere, illegal ve karanlık odaklara ortam hazırlanmış olacaktır. Bu paketin hayata geçmesi halinde, toplum yalnızca iktidarın antidemokratik keyfi uygulamalarına ve hukuksuzluklarına muhatap olmayacak. İçeride ve dışarıda, karanlık odaklar ve derin güç merkezleri, bu düzenlemeyi yapan iktidarın arkasına saklanarak onun omzu üzerinden, toplumun bütün değerlerine, bütün hak ve hürriyetlere yaylım ateşi başlatacaktır. Son dönemde bunun işaretleri açıkça görülmektedir. Özellikle iktidara karşı çıkan sivil toplum kuruluşları, siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, baskı, tehdit ve şantajlara muhatap olmakta, hukuksuz algı operasyonlarıyla sindirilmeye, susturulmaya, korkutulmaya çalışılmakta, yandaş medyada linç kampanyaları yürütülerek açıkça hedef haline getirilmektedir. Ticari işletmeler, kuruluşlar üzerinde baskılar kurulmakta, batırma ve el koyma operasyonları gerçekleştirilmektedir. Her türlü hukuk dışı fiilin, faili meçhul cinayetlerin, baskı ve zulümlerin işlendiği 1970’li, 80’li 90’lı yılların derin acısı millet olarak hala hepimizin yüreğini kanatmaktadır. Ülkemizin tekrar benzer karanlıklara sürüklenmesine seyirci kalma lüksüne sahip değiliz. Bugün belki ateş düştüğü yeri yakıyor. Ancak hukuka ve demokrasiye sahip çıkılmaması halinde, ateşin düştüğü yer toplumun tamamı olacaktır.”

İKTİDARI, TOPLUMLA ÇATIŞMAK YERİNE DAHA FAZLA DİYALOGU ESAS ALMAYA ÇAĞIRDI

Özgürlük ve Demokrasi Platformu olarak, siyasi iktidarı; demokrasimizi geriye götürecek, hukukun üstünlüğünü ve özgür düşünce ortamını zedeleyecek, barış ortamını ortadan kaldıracak, topluma yeni vesayet boyundurukları vurulmasına kapı aralayacak, İç Güvenlik Paketi’ni TBMM’den geri çekmeye, ülke meselelerine çözüm ararken hukuka, demokrasinin evrensel değerlerine hassasiyet göstermeye, toplumla çatışmak yerine daha fazla diyalogu esas almaya çağırısını yaptı.

“Evrensel hukukun ve iç hukukumuzun insanlara tanıdığı hak ve özgürlükler, hangi gerekçeyle olursa olsun kısıtlanamaz.” diyen Özgürlük ve Demokrasi Platformu Başkanı Vedat Öztürk, açıklamasını, “Hiçbir siyasi, kişisel ya da grupsal hesap, menfaat, hırs, angajman, bireylerin sahip olduğu temel hakların alınmasını mazur gösteremez. Demokrasi ve hukuk üzerinde kurulmak istenen hiçbir vesayet kabul edilemez. Hukuku zayıflatmak, devleti ve milleti zayıflatmak anlamına gelir. Siyasetçisiyle, aydınıyla, sivil toplum örgütleriyle bütün halkımızı, ülkemizin daha fazla kalkınması, refahtan herkesin daha fazla adil pay alması, demokrasi ve hukuktan herkesin eksiksiz istifade edebilmesi için İç Güvenlik Paketi ve bunun gibi bütün antidemokratik düzenlemelere karşı durmaya, temel hak ve özgürlüklere ise sahip çıkmaya çağırıyoruz.” cümleleriyle tamamladı.