Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, hakkında soruşturma açılan 'Utan Ey Büyük Adam' başlıklı yazısında 'Tayyip Erdoğan katildir' diye yazmadığını söyledi. Tutuklanmaktan hiç korkmadığını belirten Özkök, "28 Şubat'tan alacaklar diye üç yıl başımın ucunda valizle yattım. Ne korkacağım ben ya. Ne diyecek bana ki? Bu ülkede beş yıl yattı insanlar. Gider ben de yatarım. 68 yaşındayım. Çok da güzel bir hayat yaşadım. Onu da bu hayatımın zekatı diye kabul ederim." dedi.

Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, hakkında cumhurbaşkanına hakaret soruşturması açılan yazısından sonra ilk röportajını, Ekim ayı itibariyle ilk sayısı yayımlanan Berberistan Dergisi'ne verdi. Berberistan Dergisi Yayın Yönetmeni Mehmet Çapkan'ın sorularını cevaplayan Özkök, çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.

Hakkında soruşturma açılan 'Utan Ey Büyük Adam' başlıklı yazısında 'Tayyip Erdoğan katildir' diye yazmadığını belirten Özkök, "'Ortadoğu katildir' diye yazdım ve ilk defa da yazmadım. Cümle de çok açık. 'Büyük adam diyerek O'nu ima ettin' diyorlar. Fotoğrafı yanlış kullanmışlar. Jandarmayı kesmişler. Halbuki o jandarma, büyüklerin suçunu simgeliyor. Sonra yazdığım yazıda aslında kimleri kastettiğimi de belirttim. Topladığım cümle: Katil sensin ey Ortadoğu! Ortadoğu'nun en iğrendiğim tarafı çocuğu bir siyasi meta olarak kullanması. Türklerin geleneğinde bir siyasi eylemde çocuğu ön plana koymak yoktur. Ortadoğu'da hep çocuk üzerinden bir kurban edebiyatı var. Benden iki gün sonra aynı şey Erdoğan'ın başına Dağlıca şehitleriyle ilgili açıklamasında geldi. 'Ben onu kastetmedim öyle yorumladılar' dedi. Öyle diyorsa öyledir ama benim için bu niye kabul edilmiyor? Ben de 'O'nu kastetmedim' diyorum. Cumhurbaşkanına katil demedim ama diyebilirim de. Batıda falan çok. İngiltere'de neler yapıyorlar şu anda." diye konuştu.

Türkiye'de kendisini artık hiçbir şeyin şaşırtmadığını ama içinin rahat olduğunu kaydeden Özkök, "Suçluluk duygusu falan taşımıyorum. Sordular bana. Kendim bir şey talep etmedim. Soruşturma açılınca ben de 'Kardeşim böyle bir şey kastetmedim' dedim. Soruşturma açılmasaydı da söylerdim. Hayatımın sonuna kadar söyleyeceğim. Yalnız burada Cumhurbaşkanı'na bir şey söyleyeceğim. On iki yıldır, 'Bir şiir okudum hapis yattım' diye gezdin ortalıkta. Ben de bir yazı yazdım. Ne diyeceksin peki? Ben çektim sen de çek mi? Erdoğan herkese dava açıyor ama daha benim hakkımda açılmış bir tane hakaret davası yok." şeklinde konuştu.

'28 ŞUBAT'TAN ALACAKLAR DİYE ÜÇ YIL BAŞIMIN UCUNDA VALİZLE YATTIM'

Tutuklanmaktan hiç korkmadığını vurgulayan Özkök, "28 Şubat'tan alacaklar diye üç yıl başımın ucunda valizle yattım. Ne korkacağım ben ya. Ne diyecek bana ki? Bu ülkede beş yıl yattı insanlar. Gider ben de yatarım. 68 yaşındayım. Çok da güzel bir hayat yaşadım. Onu da bu hayatımın zekatı diye kabul ederim. " dedi.

'VALLA BENİ BU MEMLEKETTEN KİMSE ATAMAZ KARDEŞİM'

Koza-İpek Grubuna baskın olduğu günlerde Hürriyet'in yayınladığı 67. yıl mesajının doğru bir tavır olduğunu hatırlatan Özkök şunları söyledi: "Onların da geçmişte yaptığı bir sürü hata var ama ben diyorum ki önce adalet. Adamın gidip matbaasını basma kardeşim. Hakimin o gruba yönelik arama kararı Balyoz'daki Oda TV'deki saçmalıkların aynısı. Ekremler de sağ olsunlar o zaman 'Evet bunlar geçerlidir' diye yayın yapıyorlardı. Onlar bu hatayı yaptı, 'bugün onların hakkını savunmayalım' diye intikam hukuku olmaz. Burada apaçık bir cezalandırma hareketi var."

"Valla beni bu memleketten kimse atamaz kardeşim." diyen Özkök, "Arkadaş bu Anadolu'da ben senin kadar varım. Hiçbir yere gitmiyorum. Ne yapacak? Sürükleye sürükleye kapının önüne mi koyacak? Koysun. Yine kapıdan, bacadan girerim. Yaşayacak başka ülkem yok benim. Ben bu ülkeyi her şeyiyle seviyorum." ifadelerini kullandı.

1 Kasım seçimlerinde 7 Haziran'dan farklı bir sonuç çıkması için bir neden görmediğini ifade eden Özkök, "HDP'nin seçimle bir meşruiyet kazanmasına sevinmiştim. Ne derlerse desinler, Demirtaş, Türk siyaseti için bir kazançtır. Oy vermedim ama duruşu hoşuma gitti ve hala da durmaya çalışıyor. Türk siyaseti Demirtaş'ı kaybederse yazık olur. En çok da Kürtlere yazık olur. Başkanlık ısrarı Türkiye'yi nereye götürür bilmiyorum. Tüm Türkiye hep beraber oturup düşünmemiz lazım. Ülkelerde diktatörlükler, faşizmler olabilir ama hiçbiri kalıcı olmuyor. Bir şey unutulmasın, bu ülkedeki en azılı askeri darbe üç yıl kalabildi. Bir darbe olmaz artık Türkiye'de. Olursa hep beraber karşı çıkarız. Artık hiçbir askeri darbenin sabahında çok şükür demem. Askeri darbe dönemini kapattık şimdi sıra sivil darbe dönemini kapatmakta. Dua ediyorum ki seçimlerden yine böyle bir sonuç çıksın. Ancak böyle bir meclisle yeni anayasa yapabiliriz. Türkiye'de herkes dayak yedi ama İslamcı siyaset hala esaslı bir dayak yemedi. 28 Şubat ciddi bir dayak operasyonu değildi. Dayak olsaydı Tayyip Erdoğanlar zor çıkardı. İslamcı siyaset 28 Şubat'ta dayak yemiş gibi yaptı. Bundan dolayı da aşırı bir şımarıklıkla geldiler iktidara. Şimdi o şımarıklığın seçim dayağıyla törpülenmesi lazım. Seçimlerden 7 Haziran benzeri bir tablo çıkarsa İslami siyaset üst üste iki seçim dayağı yemiş olacak ve o şımarıklığından vazgeçecek. Erdoğan sayesinde demokrasimizin ve kurumlarımızın ne kadar zayıf olduğunu gördük. Bunları görmemiz gerekiyormuş. İyimserim. Unutamasak bile hatırlamayacağımız bir dönem lazım. İyi bir döneme geçmemiz epey bir zamanımızı alacak." ifadelerini kullandı.