Aksiyon İş Konfederasyonu ve Pak Maden İş Genel Başkanı Vedat Öztürk, Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencinin şehit verildiği facianın davasının 11 ay sonra ancak bugün başlayabildiğini belirterek, "Soma’da bugün olmayan sendika Türkiye’de de yoktur." dedi.

Yazılı açıklama yapan Vedat Öztürk, böylesine vahim bir faciada bile mahkemenin ancak bir yıl sonra başlayabilmesinin, adalete olan güveni sarstığını ve ilk duruşma öncesi yaşananların acılı aileleri bir kez daha üzdüğünü ifade etti. Öztürk, "İşleri mahkeme güvenliğini sağlamak olan yaklaşık bin polis, hayatını kaybeden madenci yakınlarının duruşmaya katılmasını engellemeye çalıştı. Mahkeme salonu önüne kurulan barikatları, mahkemenin yazılı emri olmaksızın ailelere müdahale edilmesini, acılı insanların polis zorbalığına maruz bırakılmasını kınıyoruz. Davanın tutuksuz sanıkları mahkemede hazır bulunurken, aralarında Soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan’ın da bulunduğu asli sorumlu 8 tutuklu sanığın mahkemeye getirilmemesi, mağdur aileler nezdinde 'asıl suçluların korunduğu' yönünde kanaatlere neden olmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

'SOMA’DA MADENCİ AİLELERİ ÜSTÜ ÖRTÜLÜ TEHDİT EDİLİYOR'

Facianın yaşandığı şirket mensubu olduğu belirtine bazı şahısların, ellerindeki fotoğraf makineleriyle mahkemeye girip-çıkan madenci ailelerini hukuksuz şekilde görüntülediğine dikkat çeken Öztürk şöyle devam etti: "Güvenlik güçlerinin engel olmadığı bu durum, hak arayan acılı ailelere yönelik üstü örtülü tehdit içeren bir fişlemedir. 301 insanımızın ölümünün mesuliyeti konusunda hala hesap vermemiş olanların böylesine pişkince davranabilmeleri de davanın seyri açısından son derece düşündürücüdür. Bir başka düşündürücü tablo ise Soma’daki madenci ailelerinin birçok sendika tarafından da kaderine terk edilmiş olmasıdır. Ülkemizdeki 190 bin madenci, Soma’daki facianın ardından getirilen düzenleme ile 2 kat maaş almaya başladılar. Ancak ne yazık ki kritik dava sırasında bu madencilerden yüzde 1’i dahi Soma halkının yanında yoktu. Belki de tehditler yüzünden gelemedi. Ama en azından bölgede de 10 bine yakın üyesi bulunan Türk-İş’e bağlı Türkiye Maden İş Sendikası orada olmalıydı."

'BUGÜN SOMA’DA OLMAYAN SENDİKA, TÜRKİYE’DE DE YOK DEMEKTİR'

Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve Pak Maden İşçileri Sendikası olarak, facianın başından bu yana olduğu gibi, kritik dava başlarken de Soma halkını yalnız bırakmadıklarını ve müdahil olarak duruşma salonundaki yerlerini aldıklarına işaret eden Vedat Öztürk, "Sendikalar bu tür olayların doğal tarafıdır. Bugün Soma halkının yanında olmayan sendika, Türkiye’de de yok demektir. Sendikacılık yaptığını iddia edenlerin bu konuda kaçak güreşme hakkı yoktur. Soma halkıyla birlikte buradan sesleniyorum: Türkiye’de işçi cinayetlerinin son bulması için, bu cinayetleri işin doğası kabul edenlere karşı bütün sendikalarımızı ve duyarlı kamuoyunu davanın 15 Nisan’a ertelenen ikinci duruşmada mahkeme salonunda görmek istiyoruz." dedi.