Yargıtay, emekli maaşını çeken yaşlıya "paranı hocaya okutayım bereketlensin" diyerek parasını alan sanığı "nitelikli dolandırıcılık" suçundan cezalandıran karara yapılan itirazı reddetti.

Kahramanmaraş'ta 2008 yılında bankadan emekli maaşını çeken Ramazan G'nin yanına yaklaşan iki sanıktan Nihat G, "sen Ferhat ustanın babası mısın" diye sordu. Olumlu yanıt alan Nihat G, bu kez "Kayınvalidem vefat etti, kendisinin vasiyeti var, erzak ve para dağıtacağız. Sen iyi birine benziyorsun, verdiklerimi dağıtır mısın" sözleriyle Ramazan G'nin güvenini kazanmaya çalıştı.

Nihat G, teklifini kabul eden Ramazan G'ye "Sende para var mı? Varsa paranı ver, bu binada bulunan hocaya okutup getireyim, bereketlensin" diyerek 500 lirasını aldı.

Kimliği tespit edilemeyen diğer sanık ise Ramazan G'nin yanında kaldı. Sanığın, telefonla konuştuktan sonra, "Seni karşı binada bekliyorlar hemen git" dediği Ramazan G, binada kimseyi bulamayınca geri döndü. Döndüğünde diğer sanığın da yerinde olmadığını fark eden  Ramazan G, dolandırıldığını anladı.

Sanıklar hakkında Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Kimliği tespit edilemeyen sanığın dosyası ayrılırken, mahkeme Nihat G'yi, şikayetçinin dini inanç ve duygularını istismar ettiğine hükmederek, Türk Ceza Kanunu'nun nitelikli dolandırıcılık suçunu düzenleyen 158-1/a maddesi uyarınca cezalandırdı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı.

-"Dini duyguları aldatma aracı olarak kullandı"

Daire kararında, dinin bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünü olduğu belirtildi.

Dini inancın, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duyguları olduğu ifade edilen kararda, bir insanın dini inanç ve duygularıyla doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunduğu vurgulandı.

Kararda, şikayetçinin, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygularının aldatma aracı olarak kullanıldığının kabulünde bir isabetsizlik görülmediği anlatıldı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise onama kararına itiraz etti.

Başsavcılığın itiraz dilekçesinde, paranın okunmasıyla bereketleneceği yönünde dini bir kural olmadığı, bu nedenle söz konusu eylemin dini inanç ve duyguları istismar etmek olarak değerlendirilemeyeceği kaydedildi. Dilekçede, eylemin basit dolandırıcılık olduğu savunuldu.

İtirazı yerinde bulmayan Yargıtay 15. Ceza Dairesi, dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderdi.

Başsavcılığın itirazını karara bağlayan kurul, yerel mahkeme ve daire kararlarını haklı bularak itirazı reddetti.