Çıkardığı torban kanunlarla Polis Akademisi'ni kapatarak 2 bin 500 öğrenciyi kapı önüne bırakan hükümetin, bir hafta sonra mezun olmaya hazırlanan Polis Meslek Yüksekokulu öğrencilerini de 'mülakat' adı altında kapı önüne bırakmaya hazırlandığı öne sürüldü. Öğrencilere dün akşam bir tebligat yapılarak mezuniyet töreninin yapılmayacağı, diploma verileceği, ancak yapılacak olan mülakat sonucuna göre başarılı olanlara yemin ve kura çektirme yapılacağı duyuruldu. Yönetmelikte 100 üzerinden 70 alanların polis yapılacağı, ayrıca mülakatta sınavın sonucuna itiraz edilemeyeceği belirtildi. Bu durum öğrencileri ve ailelerini şoke etti.

Polis Akademisi Başkanlığı tarafından yapılan duyuruda, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun Ek 1 inci maddesine dayanılarak hazırlanan bir yönetmeliğe işaret edildi. Polis eğitim kurumları ve Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden öğrenim süresini başarıyla tamamlayan öğrencilerin Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına polis memuru veya komiser yardımcısı olarak atanmalarından önce sınava tabi tutulması öngörüldüğü belirtilerek, bu çerçevede öğrencilerin mülakata alınacağı açıklandı.

ÖĞRENCİ VE AİLELERİ ŞOKTA; MEZUNİYETLERİNE BİR HAFTA KALMIŞTI

Mezuniyetlerine bir hafta kala bu duyuruyla yıkılan PMYO öğrencileri ve aileleri, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Duyurunun ardından umutsuzluğa kapılan birçok öğrenci gözyaşlarını tutamazken, durumu ailelerine bildiren bazı öğrencilerin de sinir krizleri geçirdiği öğrenildi. Uygulamaya tepki gösteren aileler, "Mülakatta durumun ne olacağı belli. Polis Akademisi öğrencilerine uygulanan yönteme yakın bir uygulamayı da burada görüyoruz. Yine mülakattan iktidarın kendisinin belirlediği çocuklar geçirilerek, diğerlerinin kapı önüne konacağını düşünüyoruz. Bu gençlerin hayalleri ümitleri yıkılacaktır." dedi. Birçok gencin psikolojisi bozularak bu aşamadan sonra bunalıma gireceğini belirten bazı aileler, "Bizler dar gelirli insanlarız. Çocuklarımız, bütün geleceğini bu mesleğe bağladı. Girerken de okulu bitirdiklerinde direkt polis memuru olacaklarına şartlanmışlardı. Zaten girerken de böyle bir uygulama söz konusu değildi. Çocuklarımız girerken sevinçten göz yaşlarımızı tutamamıştık, şimdi ise bir hüzün ve endişe hakim durumda. Bu bir hukuksuzluk ve bir zulüm." diye tepki gösterdi.

GENÇLERİN HAYALLERİ SÖNDÜ, HUKUK DA KALMADI!

Devletin mezuniyetlerine 1 hafta kala sistemi değiştirerek 'öğrencileri mülakatla mezun edeceğim' açıklamasına şaşıran aileler, tepkilerini şu şekilde sürdürdü: “Oyun başlamadan önce kurallar konmuş ve çocuklar da bu kurallara göre kazanmışlar. Oyun başlamışken kural nasıl değişebilir? Gerekçesi neyse okul devam ederken eğer bir şüphe ve delil varsa ilişiğini kesersin, ancak çocuklar okulu bitirmiş. Mezuniyetine bir hafta kala böyle bir uygulama bizi ve çocuklarımızı yıktı. Çocuklar mezun olacağız düşüncesiyle kendilerine bir hedef koydu. Ancak böyle bir durumda kara kara düşünmeye başladılar. Çocuklarımızı üzmelerine hakları yok, bu tamamen hukuksuzluk. Anayasaya ve insan haklarına aykırı bir durum. Ancak, Türkiye’de ne hukuk ne Anayasa kalmamıştır, bunlar iktidarın bir sopası haline gelmiştir. Bu tür durumlar devletin acizliğini ortaya koyuyor. Birçok aile aynı zamanda dar gelirlidir. Yoksa çocuklarımıza bir iş yeri açar çalışırdık. Paralel safsatasıyla Türkiye’nin altını üstüne getirenler şimdi de polis okulu öğrencilerine el attı. Ancak, binlerce çocuk mağdur oldu. Geleceği söndü.”

PARELEL SAFSATASIYLA BİNLERCE GENÇ MAĞDUR OLACAK

CHP Afyonkarahisar MilletvekiliAhmet Toptaş da AKP’nin paralel safsatasıyla yargılayarak toplumun her kesimini mağdur ettiğinin söyledi. Toptaş, “Çocuklar bu okullara girdiklerinde bu koşullar yoktu. Okulu bitirdiğinde mesleğe girecekleri kaydıyla bu okulu tercih ettiler. Bunlar meslek sahibi olmak için girdiler. Önceden bu girişte söylenseydi problem yok, kanun dışı hukuk dışı uygulamalarla elenecekler. İnsanlar yaftalayacak, karalanacaktır." dedi. Ahmet Toptaş, "Toplu bir suçlama var; Paralel suçlaması... Kendilerinden olmayan herkesi yaftalayarak sınav adı altında mesleğe almama gayretleri var. Bu aileler dava açabilirler ancak ortada ne yargı ne savcı kaldı. Talimatla iş yapan savcılarla hakimlerle ne kadar hak aranabilir bilmiyoruz. Umarım insanların haklarını hukukunu koruyan hala yargı mensuplarımız vardır diye düşünüyoruz. Bunlar paralel safsatasıyla toplumun bütün kesimlerini mağdur etmeye devam ediyor.” dedi.