Suudi Arabistan Krallığı HRH Prensesi Basmah Al-Saud, problemleri bildiklerini ancak çözümü başkalarının sunduğunu söyledi. Al Saud, "Bölgemizin problemlerine çözümü kimler sunuyor? Başkaları. Ama hiçbirisinden ortak payda ya da sağduyu getirebilecek bir çözüm duymadım. Çok daha geniş kitlere hitap etmek lazım." dedi.

3. Uluslararası Ortadoğu Konferansı'na anahtar konuşmacı olarak katılan Prenses Basmah Al-Saud, Arap ülkelerinin geçmişinin bazı hükümetler tarafından ele geçirildiğini, hatta ellerinden kaçırıldığını söyledi. Ortadoğu'da geçmişe bakıldığında sürekli din adına çeşitli savaşların olduğunu, bunun ilk değil son da olmayacağını ifade eden Al-Saud, geçmişte yaşanan savaşlarla günümüzdeki savaşları değerlendirdi. Al-Saud, şunları söyledi: "Bizim geçmişimiz ele geçirildi bazı hükümetler tarafından. Aslında kaçırıldı elimizden. Ortadoğu'da geçmişe baktığımız zaman görüyoruz ki sürekli olmak üzere din adına çeşitli savaşlar olmuş. İlk olan biz değiliz son olan da olmayacağız. Fakat şöyle bir farklılık var. Geçmişte herhangi bir şekilde Twitter, Facebook yoktu. Ya da insansız hava uçakları. Saniyeler içerisinde insanlar öldürülemiyordu. O zamanlar Osmanlı İmparatorluğu ya da çeşitli İslam imparatorlukları, Haçlı seferleri vardı. Savaşlar şehirlerin dışarısında yürütülürdü."

'İNSANLAR BİZİ NESNE YERİNE KOYUYORLAR'

Arap Baharı adı altındaki sürece ilk andan itibaren sıcak bakmadığını anlatan Al-Saud, huzurlu bir dünyada yaşamak için savaşılmaması gerektiğini söyledi. Arap Baharı sürecinden ekonomik bir fırsat görmediklerini söyleyen Al Saud, "Arap Baharı denen süreçten önce ki ben buna sıcak bakmıyorum. Biz dünyada huzurlu yaşamak için savaşamayız. Müslüman dünyasının büyük bir kısmı yoksulluğun ve olumsuz durumların çatışmalar esnasında devam ettiğini görüyoruz. Bu, devrimlerin ortaya çıkardığı ortadan kaldırdığı bir şey değil. Biz yoksulluk görüyoruz, ekonomik fırsat görmüyoruz. Sosyal anlamda hapse atılmış gibi hissediyoruz. İnsan onuru, katılımcılık iletişim göremiyoruz. Dolayısı ile bu noktada başarısız olundu Arap Baharı'nın yarattıkları doğrultusunda. Bir boşluk oluşturduk. Ve bu böyle de devam ediyor. Etik mantığı, İslam içerisindeki mantık aslında bizi bu zor zamanlardan çekip çıkarabilir. Artık belli bir kıtada değil dünyanın birçok yerinde terörist faaliyet oluyor. Aslında insanlar bizi nesne yerine koyuyorlar. Bizim adımıza konuşuyorlar. Bize sormuyorlar, bizi suçluyorlar. Bu sebeple ciddi bir zaman kısıtlaması var karşımızda. Okyanuslar ötesinden konuşuyorlar mesajlarımızı aktarana kadar. İslam'ın aslında bize gösterdiği şeyler, politik-ekonomik değerler liderler tarafından göz ardı edilmiştir. İslam dininin arkasına toplu bir tampon olarak koymuşlar. Onlar konuşuyorlar. Biz kendi mahremiyetimizden, etik değerlerimizden bahsedemiyoruz. İlahi öğretilerden edindiklerimizi biz anlatamıyoruz." şeklinde konuştu.

Problemleri bildiklerini ancak çözümü başkalarının sunduğunu anlatan Al Saud, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim bölgemizin aslında kaynakları var. Kendi aramızda konuşacağımız çok da fazla bir şey yok. Problemleri tekrar ediyoruz. Fakat çözümü kimler sunuyor. Çok fazla lider gördüm. Onlar da karşılaştığımız problemleri dile getiriyorlar. Ama hiçbirisinden ortak payda ya da sağduyu getirebilecek bir çözüm duymadım. Çok daha geniş kitlere hitap etmek lazım. Aslında gençliğimiz, liderlerimiz bu noktada sahneye çıkıyor. Ortadoğu'da insanların sokaklara çıkıp talep ettikleri haklar var. Bunlar temel haklardır. Aslında birçok insan bu uğurda hayatını kaybetmiş. Bunlar nedir? Güvenlik, eşitlik, özgürlük ve eğitim. Yani 4 bacak. Bizim ülkemizde Suudi Arabistan'da çok memnunum bunu söylemekten. 100 gün önce yeni bir strateji başlatıldı. Yeni bir hükümet, yeni bir selef ve 4 bacak üzerine kurulu bir şekilde ilerliyor. Benim tezimin yeni bir dönem başlattığından mutluyum Suudi Arabistan'da. Tabiki çeşitli süreçler yaşanacaktır. Fakat kendimizi korumamız adına mesela Yemen'de de bunlar yapılıyor. Bir şeyleri zorlayabilmek için değil birçok insan aslında bunu dikkate bile almıyor. Göz ardı ediyor ve çeşitli liderler ortaya çıkıyor. Ve ben inanıyorum ki bu liderler gerçekten liderlik ve öncülük yapacaklar. Ve bölgeyi bir araya getirecekler. Sadece Arap dünyasından bahsetmiyorum, çeşitli etnik gruplar var, otantik gruplar var. Etnik ve otantik arasındaki farkı da anlamak lazım." ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Krallığı HRH Prensesi Basmah Al-Saud'un bu konuşmasının ardından Prof Dr. Sema Kalaycıoğlu başkanlığında 'Tarihi arka plan ve ekonomik, kültürel ve psikolojik etkenler' başlığı altında konuşmacıların sunumlarına geçildi.