Medical Park Antalya Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan Bozcuk, "Kansere yakalanmak her zaman ölüm anlamına gelmiyor. Birçok kanser erken veya orta devresinde şifa bulabilir." dedi.

Kadınların 40’lı yaşlardan sonra her yıl mamografi çektirmesi ve rahim ağzı kanserleri için de en fazla 3 yılda bir smear testi yapılmasının önerildiğini söyleyen Prof. Dr. Bozcuk, "Erkekler için eğer yoğun sigara içicisiyse düşük radyasyonla özellikli bir takım tomografik taramalar yaptırabilir. Kolon kanseri için 50 yaşından sonra 10 yılda 1 kolonoskopi yapılabilir. Bir önemli nokta da aile öyküsüdür. Ailede birinci derecede yakında meme kanseri ya da kolon kanseri olması kanser riskini iki kat artırıyor." şeklinde konuştu.

Türkiye’de en sık karşılaşılan kanser türlerinin erkeklerde akciğer, kadınlarda meme kanseri olduğunu belirten Hakan Bozcuk, "Türkiye’nin, sigara içme alışkanlığı artan bir ülke olması nedeniyle dünyada azalan bazı kanserler, akciğer kanseri gibi, bizde artıyor. Kadınlarda da akciğer kanseri artıyor. Kanser oluşumlarının tümü sigarayla alakalı değil ancak sigarayla alakalı kanserler artışta." şeklinde konuştu.

"TANIDA GECİKME YAŞIYORUZ"

Kansere yakalanmanın her zaman ölüm anlamına gelmediğinin altını çizen Prof. Dr. Bozcuk, “Birçok kanser erken veya orta devresinde şifa bulabilir. Dünyada hastaların 3’te 1’ine erken evrede, 3’te 1’ine orta evrede, 3’te 1’ine geç evrede teşhis konurken, bizde orta ve geç evrede teşhis konmasının özellikle geç evrede biraz daha yoğun olduğunu görüyoruz. Tanıda gecikme yaşıyoruz. Çünkü hasta kronik sigara içicisi olduğu için, ‘Zaten öksürüyorum’ diyerek önemsemeyebilir. Şahsi düşüncem hastalarımızın doktora gitmesinde gecikme var.” dedi.

"KANSER, AİLENİN HASTALIĞIDIR"

Kanser hastalığında moral ve desteğin her şeyden önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bozcuk, “İyi bir dinleyici olabilmek, hastaların duygularına önem vermek, onun yanında olduğunu hissettirmek önemlidir. Kanser, maalesef ailenin hastalığıdır. En sevdiklerimizin duygularına, acılarına duyarsız kalmamız mümkün değildir. O yüzden psikolojik, finansal, fiziksel sıkıntıları aile bir bütün olarak ve beraber algılar. Aile kavramının güçlü olduğu kültürümüzde, bu ülkemiz için daha da önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“COĞRAFİ OLARAK GÖRÜLME TÜRLERİ DE FARKLI”

Son 50 yılda kanser hastalıklarının sayısında belirgin bir artış yaşandığına vurgu yapan Prof. Dr. Bozcuk şöyle devam etti: "Yaşam uzadıkça kronik hastalıklar da artıyor. Daha uzun yaşatıyoruz ama kaliteli yaşatıyor muyuz? Kaliteyi bozan faktörlerden biri kanser. Kanserin coğrafi olarak görülme türleri de farklı. Örneğin; sindirim sistemi kanserleri arasında kolon kanserini Avrupa’da ve Amerika’da ilk sırada görüyoruz. Ama durum Türkiye’de farklı. Mide kanseri, yemek borusu kanserinin, kolon kanserinin çok önüne geçtiğini görüyoruz."