Uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, bir ülkenin başkentinde gerçekleşen böylesine büyük bir saldırı hangi ülkede olursa olsun, orada güvenlik açığı olduğunu devletin kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Ankara'da meydana gelen patlamayı değerlendiren Prof. Dr. Sedat Laçiner, güvenlik zafiyetine dikkat çekti. Türkiye'nin önleyici istihbarat kapasitesinin son birkaç yılda çok düştüğünü belirten Laçiner, istihbaratın olmaması durumunda bu tür saldırıların önlenmesinin imkansız olacağını vurguladı. Laçiner, "100'ün üzerinde insanın öldüğü, 500'den fazla yaralının olduğu bir ülkenin başkentinde gerçekleşen böylesine büyük bir saldırı, hangi ülkede olsa orada güvenlik açığı vardır. Bir kere devlet bunu kabul edecek. Kabul edecek ki bir daha ki saldırı girişini önleyebilsin. Bu tür saldırıları kaynağından, yani planlandığı yerden yani patlayıcıların hazırlandığı lokasyonda tespit etmek gerekiyor. Bu da örgütlerin içerisine adamlarınızın olmasını, telefon, telsiz dinlemenizi gerektirir. Türkiye'nin önleyici istihbarat kapasitesi son birkaç yılda çok düştü. Yani bu ve benzeri saldırılar önlenebilir saldırılardır. Ama istihbarat yoksa bu tür saldırıları önlemek imkansızlaşır." şeklinde konuştu.

"SALDIRIDAN BİRÇOK DEVLET VE ÖRGÜT FAYDA SAĞLAR"

Terör olayını gerçekleştirebileceklerin listesinin uzun olduğunu da belirten Laçiner, bu saldırıdan birçok devlet ve örgütün fayda sağlayabileceğini söyledi. Laçiner sözlerini şöyle sürdürdü: "Liste uzun. Olası muhtemel şüpheliler, listesinin başında IŞİD, PKK, DHKP-C gibi çeşitli terör örgütleri gelir. El Kaide gibi bazı Türkiye'de isimleri çok fazla duyulmamış örgütler de çıkabilir. İlaveten Türkiye'nin çevresine baktığımızda uluslararası ilişkilerine baktığımızda birden fazla devletin de bu işten çıkarı ve dahili olabilir. Yani sadece terör örgütleri değil onları yönlendiren, onları bu işe azmettiren bazı istihbarat servisleri, gruplar da çıkabilir. Bunu bilemeyiz. Ama bu saldırılardan kim fayda sağlar derseniz, bu saldırıdan birçok devlet ve örgüt fayda sağlayabilir. Yani bir değil içeride ve dışarıda faydalanan, fayda sağlayan birçok örgüt olabilir. Türkiye'nin iç karışıklarla uğraşması, iç savaş ortamına sürüklenmesi, Suriye, Irak ve tüm Ortadoğu'da çıkarı olan bazı devletler için yararlıdır, çünkü Türkiye'yi dışarıda bırakır, manevra alanını daraltır."

"SAĞDUYULU DAVRANACAK BİR LİDERLİĞE İHTİYAÇ VAR, AMA BUNU GÖREMİYORUZ"

Türkiye'de son zamanlarda Ankara'da patlayan bombanın da etkisi ile gerilimin daha da attığına dikkat çeken Laçiner, vatandaşları sakinleştirecek, birleştirecek bir liderliğe ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Laçiner, şu öneride bulundu: "Suçlayıcı dilden uzaklaşmak gerekiyor. Burada en büyük sorumluluk Cumhurbaşkanı ve Başbakan makamına ve diğer devleti temsil eden makamlara düşüyor. Çünkü devlet bir partinin bir siyasi grubun malı değildir. Devlet tüm milleti, tüm halkı temsil eder. Burada devlet HDP'yi veya bir başka grubu suçlar bir dil geliştirirse, muhalefeti suçlar bir dil geliştirirse oradan patlayan bombanın tesirinden daha zararlı tesirler çıkar. Bakıyorum bazı siyasiler, CHP'yi, HDP'yi, bazı dini ve siyasi grupları ve Türk medyasının neredeyse yarısını oluşturan bir medya grubunu terörist, hain veya teröre destek veren kişi veya grup olarak nitelendiriyor. Bu bölücülüktür. Ve bu Ankara'da patlayan bir bombanın tesirini artırma bilgisi dışında bir fayda sağlamaz. Yani bir an önce ülkeyi birleştirecek, toplumu kaynaştıracak tür saldırılar karşısında sağduyulu davranacak bir liderliğe ihtiyaç var. Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümetin ve Meclis'in mutlaka bu liderliği göstermesi gerekiyor. Ama şu ana kadar böyle bir liderlik yerine tersi bir rol oynanıyor bilerek bilmeyerek, bence yanlış yapılıyor."