Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, yeni Rektör Prof. Dr. Yücel Acer'in Eskiden cemaatçi olmayana görev yoktu. sözlerine tepki gösterdi. Laçiner, Oysa ki kendisi de geçmiş dönemde aynı üniversitede rektör yardımcısıydı. Kendi karısı, aynı üniversitede yine benim dönemimde önce 4/B sözleşmeli memur oldu, daha sonra da yine benim imzamla memur oldu dedi.

Üniversitede yapılan seçimde ikinci sırada yer almasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir ay önce rektör olarak atanan Prof. Dr. Acer, Prof. Dr. Laçiner'e yaptığı baskılar ve lojmanı gören kameranın kayıtlarını kopyalamasıyla gündeme gelmişti. Son olarak bir gazeteye verdiği demeçte, “Eskiden cemaatçi olmayana görev yoktu.” demesi üzerine Laçiner, konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Sedat Laçiner, şunları kaydetti: "Göreve geldiği ilk günden bu yana şahsıma, aileme, yakın arkadaşlarıma ve eski yönetici arkadaşlarıma söylemediği hakareti bırakmayan, mobbingin her türlüsünü uygulayıp bu alanda tarihe geçecek uygulamalar keşfeden, öğretim üyelerinin yaptığı seçimde seçilemediği halde ÇOMÜ’ye rektör olarak atanan Yücel Acer adlı kişi, 14 Nisan 2015 tarihinde Yeni Akit adlı gazeteye hakaret, iftira ve doğru olmayan beyanlarla dolu yeni bir demeç vermiştir. Acer’in bugün yanında görev verdiği istisnasız herkes, kendisinin suçladığı dönemde ÇOMÜ’de idareciydi. Bu durumda, 'Eskiden cemaatçi olmayana görev yoktu' sözü külliyen uydurmadır. Acer, böyle konuşarak rektör atanmıştır; böyle konuşarak, yani siyasi konjonktüre oynayarak üniversitede her istediğini yapmak istemektedir."

'ÜÇ YILDIR KULLANDIĞIM BİLGİSAYARI DAHİ SÖKTÜRDÜ'

Geçen hafta Rektör Acer’in talimatıyla odasının basıldığını ve kendisine tahsis edilen tek masaüstü bilgisayarın zorla sökülerek götürüldüğünü de hatırlatan Laçiner, şu bilgileri verdi: "Birkaç yıldır kullandığım ve ikinci el haline gelmiş bir bilgisayarı intikam hisleriyle odasından almak, hiçbir yöneticiye yakışmaz. Bu durumu sosyal medya hesabımdan paylaştım ve on binlerce insan yapılanı kınadı, pek çok destek telefonu ve mesajı aldım. Hattâ bazı kişiler bana yeni bir bilgisayar hediye etme teklifinde dahi bulundular. Ben de kendilerine teşekkür edip meselenin bilgisayar olmadığını, bilimadamı onurumun kırıldığını ifade ettim. Yücel Acer, bu uygulaması nedeniyle önce benden, ardından kamuoyundan özür dilemeliydi ancak öyle yapmak yerine üste çıkmaya çalıştı ve bilgisayarın rektörlük makamına ait olduğunu iddia etti. Oysa ki el koyulduğunda bilgisayar, çalıştığım İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi envanterine kayıtlıydı."

'MAHREM GÖRÜNTÜLERİMİZİ KOPYALATTI'

İdarenin şahsına yaptığı baskı ve mobbingin bununla sınırlı kalmadığını söyleyen Prof. Dr. Laçiner, kamera kayıtlarının kopyalanmasına da tepki göstererek, "Dört yıldır oturduğum lojmanlara yetkisiz insanlar gönderildi ve mahrem hayatımızı içeren güvenlik kamerası kayıtları, bir yıl geriye dönük olarak kopyalandı. Sadece benim değil, eski rektör yardımcımın ve üniversitenin baskı uygulanan daire başkanlarının özel görüntülerini de içeren bu görüntüler, rektörün talimatıyla Bilgi İşlem Daire Başkanı’nın yönetiminde üç kişi tarafından geceyarısı alındı. 10 Nisan 2015 akşamını 11 Nisan’a bağlayan gece, yaklaşık 22.30-00.30 saatleri arasında, isimleri Varol Güven, Emrah Kavut ve Kadir Duğan olan üç şahıs, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin gri Peugeot marka, 2011 model ve 078 no’lu idari aracıyla üniversitenin Dardanos Yerleşkesi'ne geldi. Aracı süren, yetkisi olmamasına rağmen Varol Güven’di. Bu üç şahıs, gizemli bir şekilde oturduğum evin kayıtlarını aldılar ve rektörün adamlarına götürdüler. Konu halen cumhuriyet savcılığındadır. Bir rektör, eski rektörün ve kurum yöneticilerinin ev görüntülerini neden merak eder? Buna mobbing denmez de ne denir? Bu ortamda insanlar nasıl işlerini yapabilirler, nasıl bilim üretebilir, nasıl eğitim yapabilirler?" şeklinde konuştu.

'KENDİ İMZASINI TAŞIYAN RAPORA SAHTE DİYOR'

Aldığı sağlık raporuna sahte denmesine de tepki gösteren Laçiner, Rektör Acer'in kendi imzasını taşıyan belgeye bile sahte dediğini, raporu veren doktorun tehdit edildiğini söyledi. Laçiner, "Baskılar bununla da kalmadı. Bel ağrısı rahatsızlığı nedeniyle gittiğim üniversite hastanesinden aldığım sağlık raporu üzerinden de şahsıma çeşitli baskılar yapıldı. Yeni rektör, Yeni Akit gazetesine verdiği demecinde, 'Sahte rapor almıştır.' diyor. Üç doktorun muayenesi sonucunda verdiği, üniversite hastanesinin onayladığı, hattâ bizzat Yücel Acer imzasını taşıyan bir rapor hakkında sahte ifadesini kullanan Yücel Acer’i kınıyorum. Konuyu en kısa zamanda mahkemeye taşıyacağım. Ayrıca Yüksek Öğretim Kurumu yetkililerini de bu baskılara dur demesi için göreve çağırıyorum." dedi.

'BIRAKIN DA İŞİMİZİ YAPALIM'

"Gündelik siyasete oynayarak üniversite yönetilmez." diyen Laçiner, rahat bırakılmak ve işini yapmak istediğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "İş yapan bir üniversite olmak isteyen, siyasetçi gibi konuşmaz. Mahkeme kararları olmadan çalışanlarını karalamaz, onlara ‘paralelci’ gibi çirkin isimler takmaz. Kim paralel, kim değil bunu bilemem ancak şunu kesin olarak biliyorum, Yücel Acer üniversitemizde çalışan yaklaşık 3 bin insanın hakkına girmektedir. Onları gerçekte olmayan bir sıfatla çağırmaktadır, iftira atmaktadır. Rektör olurken devletin makamlarını nasıl yanılttılarsa bu yöntemle kamuoyunu da yanıltma çabası, gayri ahlâki olduğu kadar boşunadır da. Rektörün görevi iş yapmaktır, çalışanlarına baskı yapmak değil. Kendisine olan hiçbir hakkımı helâl etmiyorum. Diğer taraftan sadece işimi yapmak istiyorum. Bıraksınlar da ofisimde yazılarımı yazayım, makale ve kitaplarımı hazırlayayım, öğrencilerimi yetiştireyim. Artık benimle, ailemle ve arkadaşlarımla uğraşmayı bıraksınlar. Onlardan bilgisayar da istemiyorum, başka bir şey de. Eski bilgisayarımı alsınlar, istedikleri yerde kullansınlar. Yeter ki bıraksınlar da işimizi yapalım, araştırmalarımızı yerine getirelim. Lütfen, bırakın da şu ülkede en temel insan haklarımızı kullanalım. Biraz rahat bırakın da nefes alalım, ülkemize bir yararımız dokunsun."