Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, İzmir’deki Suriyeli sığınmacıların ilaç sıkıntısının çözülemediğini, birçoğunun hastalıklarla kıvrandığını söyledi. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Terzi, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli sığınmacıların temsilcileriyle yaptığı iftar yemeğinde, 'Hiçbir mağduru, mazlumu zalimin pençesine terketmedik.' dedi ama Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan, geçici koruma statüsündeki insanlar için yaşam kolay değil Türkiye’de. İşverenlerin, dayıbaşlarının, insan tacirlerinin, hattâ evsahiplerinin insafına terkedilen Suriyeliler, hayatta kalma mücadelesi veriyor. İzmir’de Suriyeli sığınmacıların, diğer illerdekilerden farklı olarak bir de ilaca erişememe sorunları var. Aylardır bu sorunu çözmek için çabalıyoruz ancak bir sonuç alamadık." dedi.

'400 BİN SURİYELİNİN İLACA ÜCRETSİZ ERİŞİMİ YOK'

Sığınmacıların sağlık hizmeti ihtiyaçlarıyla ilgili olarak, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 9 Eylül 2013 tarihinde yayımlanan 2013/8 sayılı genelgenin ilaç teminini düzenleyen 6. maddesinin İzmir’de uygulanmadığını aktaran Prof. Dr. Terzi, "İzmir’de resmi rakamlara göre 100 bin, gayriresmi rakamlara göre 400 bin Suriyeli sığınmacının ilaca ücretsiz erişimi yok. Suriyeli sığınmacıların ilaç sorununa, Türkiye genelinde iki farklı şekilde çözüm sağlanıyor. Suriyeli mültecilerin yoğun olarak yaşadığı sınır illeri Urfa, Adana, Osmaniye, Antep gibi illerde AFAD müdürlüğü ile il Eczacı odasında sözleşmeler, protokoller imzalanmış durumda. Aralarında İstanbul, Kocaeli, Adıyaman ve Bursa’nın bulunduğu illerde ise valilik makamı, AFAD’ın ilgili genelgesi doğrultusunda Eczacı odasına resmi yazı yollayarak, ilaçların temin edilmesini talep ediyor. Her iki uygulamanın da gerçekleştiği illerde, Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) uygun bir şekilde ilaçlar sığınmacılara, başvurdukları eczanelerden veriliyor ve ilaç bedelleri AFAD’a fatura ediliyor. Her iki uygulamanın yaygınlaşması ve ilgili genelgenin yayıklanmasının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen İzmir’i sığınmacılar açısından çekim merkezi haline getirmek istemeyen kamu yetkilileri, gerekli adımları atmıyor. İzmir’deki sığınmacılar ilaçlarına ulaşamıyor." şeklinde konuştu.

Dernek olarak hem AFAD İzmir İl Müdürlüğü hem de İzmir Eczacı Odası’yla görüşmeler yaptıklarını belirten Cem Terzi, "AFAD İl Müdürlüğü sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını, İzmir Eczacılar Odası’nı protokol imzalamak için masaya çağırdıklarını ifade ediyor. İzmir Eczacılar Odası ise AFAD ile protokol imzalama yetkisinin kendilerinde olmadığını, yetkinin Türkiye Eczacılar Birliği’nde (TEB) olduğunu dile getiriyor. Yetkililer çeşitli gerekçelerle sorumluluğu birbirine atsa da sorunu, en acil ve en yakıcı şekilde Suriyeli sığınmacılar yaşıyor. İl genelinde yaptığımız çeşitli sağlık taramaları sonucunda, ilaçlarına ulaşamayan sığınmacı hastalar arasında hipertansiyon, kalp hastalığı, multipl skleroz (MS), diyabet, böbrek yetmezliği ve kanser gibi kronik hastalıkları olan yüzlerce kişi tespit ettik. Sığınmacılar bir şekilde hastaneye giderek tedavi olabiliyorlar ama söz konusu ilaç olunca temin edemiyor. Sığınmacıların bir kısmı, ucuz ilaçları ceplerinden ödeyerek ya da borçlanarak alıyor ancak büyük bir kısmı ilaçlarına ulaşamıyor. Bazı hastalıklar düzenli ilaç kullanmayı gerektirir ve ilaca ulaşılamaması, yaşam kayıpları ile sonuçlanabilir. Bu ölümlerin sorumlusu bürokrasi olacaktır. Bu konuyu bürokrasinin çarklarında unutturmak, gözden uzaklaştırmak mümkün değildir. Halkların Köprüsü Derneği olarak sorunun hemen çözülmesini talep ediyoruz. İzmir Valiliği’nin, AFAD’ın 2013/8 sayılı genelgesi uyarınca İzmir Eczacılar Odası’ndan resmi bir yazışma ile Suriyeli sığınmacıların ilaçlarının temin edilmesini talep etmesi ve reçete bedellerinin AFAD tarafından karşılanacağının bildirilmesi gerekmektedir. İzmir ili için AFAD İl Müdürlüğü ile İzmir Eczacılar Odası arasında yukarıda sözü edilen protokol derhal imzalanmalıdır. Türkiye geneli için AFAD Genel Başkanlığı ile Türkiye Eczacılar Birliği bir an önce masaya oturmalı ve bu sorunu bütün ülke genelinde çözümlemek üzere bir anlaşma imzalamalıdır." dedi.