Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleri Koza İpek Grubu’na yapılan kayyum ataması ile ilgili açıklamalarda bulundu. RTÜK üyeleri, yapılanların kanunsuz olduğunu belirterek tepki gösterdi. RTÜK Üyesi Ersin Öngel, “Yayıncı kuruluşlarının savcılık yazısıyla bir takım uygulamalarla kapatmak her şeyden önce anayasal kurum olan RTÜK’ün fiilen geçersiz hale getirme uygulamasıdır. Bugün yapılan Digitürk kararında olduğu gibi RTÜK’ün alanına müdahaledir. Geçersiz bir müdahaledir.” dedi.

RTÜK Üyesi Ersin Öngel, özgür medyanın sesinin kesilmeye çalışıldığına vurgu yaptı. Öngel, “Ama bunu başaracaklarını düşünmüyoruz. Barışa sahip çıkan çok güçlü bir irade var. Bu sahiplenmeyi her yerde görüyoruz. Bu sahiplenme doğrultusunda bugünlerin geçeceğine inanıyoruz. Herkes bir kez daha bulunduğu noktanın demokrasiye özgür medyaya sahip çıkmalıdır. Bu noktada umutlu olmalıyız. Sizin yanınızda olduğumuzu, sizlerle dayanışma içinde olacağımızı ifade etmek isteriz.” ifadesinde bulundu.

Kayyum olarak atanan kişilerinin yönetime karışmaması gerektiğini ifade eden Öngel, kayyumların buna yetkileri olmadığını söyledi. Öngel, konuşmasına şöyle devam etti: “Digitürk kanalında daha sonra Türksat kanalında da bunu yaşadık. RTÜK bir devlet kurumudur. Düzenleyici ve denetleyici bir kurum. Lisanslarını kurumdan alana, yayıncı kuruluşlarının savcılık yazısıyla bir takım uygulamalarla kapatmak her şeyden önce anayasal kurum olan RTÜK’ün fiilen geçersiz hale getirme uygulamasıdır. Bugün yapılan Digitürk kararında olduğu gibi RTÜK’ün alanına müdahaledir. Geçersiz bir müdahaledir. Biz bunun karşısında durmaya devam edeceğiz. Seçimler sonrası da bu konular kurumuzun gündeminde tartışılmaya devam edecektir. Mağdur olan yayıncı kuruluşlarının mutlaka demokratik mekanizmaları işletmesi gerekiyor. Başvuru yapılması gerekiyor ki biz de kurul gündeminde değerlendirelim. Bu girişimler karşısında durmaya devam edeceğiz.”

RTÜK ÜYESİ İSMET DEMİRDÖĞEN: TÜRKİYE’DE KORKU DOLU BİR GECE YAŞANDI

RTÜK Üyesi İsmet Demirdöğen, Türkiye’de korku dolu bir gece yaşandığını aktardı. Türkiye’nin kötü bir rüya gördüğünü açıklayan Demirdöğen, “O rüyadan uyanmanın günü 1 Kasım Pazar günü. Eğer 2 Kasım sabahı o kabustan uyanırsak bu ayrıntıların tamamı bertaraf edilir ve aşılır. Önemli olan iletişim özgürlüğünü sağlayabilmek, medya özgürlüğünü sağlayabilmek. Bu halkın gerçekleri öğrenme özgürlüğü biz bunu ısrarla yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Bir kesim zulmetmeye çalışılıyor. Zulmedilen halk demokrasi, burada tehlike altında olan demokrasi.”

1 Kasım seçimleri ile ilgili değerlendirme de yapan Demirdöğen, şöyle konuştu: “Benim açımdan öyle güvence gözükmüyor. Bugün kanalları basanların yarın sandıklarda ne yapacakları belli değil. Halkın demokrasi tepkisi, özgürlüklerine sahip çıkması Pazar günü oylarına sahip çıkmasıyla taçlanacak. Bu tür olaylarda mağdurun kimliğine bakılmaz zalimin kimliğine bakın.”