Saadet Partisi il Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamas şu şekilde:

Saadet Partisi il Gençlik Kolları Başkanlığı olarak tarihi ve toplumsal bir vazife olarak telakki ettiğimiz meselelerde sizleri bilgilendirmek, yanlış yaptığına inandığımız kişi ve kurumları uyarma sorumluluğumuzu yerine getirmek amacı ile bu basın açıklamasını gerçekleştiriyoruz.

Hepinizin malumu olduğu üzere kısa bir süre önce başta Ulu Cami karşısı olmak üzere kentimizin çeşitli yerlerine Maraş İstiklâl Harbinin kahramanlarını ve kıymetli sanayi esnafımızı temsil etmek üzere Kahramanmaraş Belediyesi tarafından heykeller dikildi. Bu heykellere tepkimizi koymak için bu açıklamayı yapıyoruz. Çünkü bundan 93 yıl önce bir sonbahar sabahı Maraşlı uyandığında kalede nazlı ve şanlı bayrağımızın yerine işgalci Fransa hükümetinin bayrağını gördüğünde ne hissettiyse, onların torunları olarak bu heykelleri gördüğümüzde bizlerde benzer duyguları hissettik.

Maraşlı iman ve vatan aşkıyla Fransız'ı kovarken, maalesef geçen zaman içinde Fransız'ın temsil ettiği Batı-Hristiyan dünyasının sinsi ve kalıcı işgallerinin artarak devam ettiğinin bir göstergesi olmadı mı bu heykeller! Sütçü İmamlar, Rıdvan Hocalar, Muaalim Hayrullahlar, nice şehit ve gaziler bu mücadeleyi heykelleri dikilsin diye mi yaptılar? Bugün mezarlarından kalkıp gelseler size elinize sağlık, ne güzel olmuş mu diyecekler? Yoksa imanlarından gelen bir hasletle size en ağır tepkileri mi gösterecekler? Torunları olarak bu kahraman şehit ve gazilerimizin kemiklerini sızlatıyorsunuz.

Belediye yetkililerimiz bu icraatıyla kente tarihi bir doku görüntüsü kazandırdığını ve Rıdvan Hocaları, Sütçü İmamları ölümsüzleştirdiklerini savunabilirler. Oysa bizim kültürümüz tarihi dokusunu kendi doğal sürecinde ve imani değerleri ışığında oluşturur. Geçmişimizi fatihalarla, hatimlerle mevlid-i şeriflerle anarız; isimlerini mahallelerimize, değerli mimari yapılarımıza, camilerimize, okullarımıza, çocuklarımıza vererek, onları anlatan eserler yazarak; tiyatro ve filmlerini yaparak yâd eder ve gelecek nesillerimize aktarırız.

Ey etkili ve yetkili zevât! Bu ruhsuz ve soğuk heykellerle şehrin estetik görüntüsüne darbeler vurdunuz. Kamu vicdanını yaraladınız. Etrafınızı sarmış olan ve menfaatleşmek arzusuyla yanıp tutuşanların şakşaklarıyla diktiğiniz heykellerin kentte büyük takdirler aldığınız sanmanız gafletinizden başka bir şey değildir.

Biz sizi Milli Görüşçüler olarak uyarıyoruz.  Yaptığınız bu iş inandığınız İslâm dininin 14 asır önce yasakladığı ve Allah'a en büyük isyanlardan biri olarak niteleyip, kalplerden söküp attığı çirkin bir fiil idi. Hiç kendinizi sorguluyor musuz? Yüze peygamberimizin (sav) emri gereği “ölmeden evvel ölüp, kendinizi hesaba çekiyor musunuz?”

Ayrıca memleketin bir sürü zaruri ihtiyacı var iken böyle bir israfı hangi akl-ı selim sahibi kabullenir ki?

Sizler çok değil 10 yıl önce heykele en az bizim kadar karşı idiniz. Ne oldu da bu noktaya geldiniz. Değiştiğinizi kabul ediyoruz. Ama bu kadar da değişmeyin Allah rızası için. Sizlerin bu tarz icraatınızdan en büyük acıyı biz Milli Görüşçüler çekiyoruz. Alnınız secdeye gidiyor. Ama secdeye gittiğiniz rabbinize açıktan isyan olmuyor mu bu iş? Ümmeti olduğunuz Hz.Muhammed (as)'a isyan olmuyor mu?

Cahiliye devri Arapları Kabe'nin içine ve dışına geçmiş büyüklerinin heykellerini dikerler, onlara tazim ve hürmet gösterirlerdi. Zaman ve mekân farklı olsa da sizin yaptığınız aynı iş değil mi? Siz de Ulu Cami karşısına bu heykelleri dikerek cahiliye Arapları ile aynı tutumu sergilemediniz mi? Roma'ya mı yakınsınız, Hz.Muhammed (as) Kabe'sine mi? Sorun lütfen vicdanlarınıza!

Neler oluyor size AK Partili kardeşlerimiz. Yavaş yavaş değişip başkalaştığınızı fark etmiyor musunuz? Çok değil 10 yıl önce sayın Başbakanımız ve partinizin genel başkanı AB anayasasına Papa 5.Sixtus'un heykeli altında imza atmıştı. Hani şu Osmanlıları yeryüzünden kazımak için Haçlı Seferi çağrısında bulunan Türk düşmanı meşhur Papa! Geçen 10 yıl içinde Ak Partili belediyeler de heykellerle donatmaya başladı iman timsâli kentimizi. 10 yılda nereden nereye?

Unutmayın ki; zamanın eskitmediği ve yok etmediği Allah'tan gayrı hiçbir şey ve hiç kimse yoktur. Bütün iktidarlar gelip geçicidir. Arkasından hesap verme süreci başlar. Tarih bize göstermiştir ki, yıpranmanın ve sonun başlangıcındaki iktidarların icraatları da mühim bir değişim sürecine girer. Başlangıçtaki hizmet ve fayda düşüncesinin yerini zamanla lüks, israf, şatafat ve gösteriş merakı almaya başlar. Bu da malum sona götüren en belirgin hastalıktır. Ey Heykel sahipleri! Yarın bu makamlar ve iktidarlardan ayrıldıktan sonra inanın bu heykellerden sizler de rahatsızlık duyacaksınız. Çünkü gözlerinizdeki gaflet perdesi kalkmış olacak. Ama iş işten geçmiş olacak.

Ey Kahramanmaraşlılar! Bu heykellerimizin şehrimize faydası nedir? Bize ne kazandırdı? Harcanan paralar bizlerin verdiği vergilerden oluşan bütçelerden sağlandı. Ama kimler bu işten paralar kazandı?

Hızla büyüyen kentimizin bir sürü alt yapı sorunları varken neden böyle bir israf içine girildi? İsrafın sonunun dünya da iflas, ahirette hesap olduğunu ne çabuk unuttunuz? Yoksa iktidarınızın gücü gözünüze hiçbir şeyi göstermiyor mu?

Kahramanmaraş'ın bir çok mahalle ve sokağında altyapı, asfaltlama, ıslah bekleyen dere var iken, okul ve derslik açığı sonucu 50-60 kişiyi bulan sınıflarda minik yavrularımız eğitim görmeye; fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimiz eğitim vermeye çalışıyor iken, bir çok maddi imkânı kıt aile çocuğunun kırtasiye ihtiyaçlarını temin etmekte güçlükler çeker iken, kent merkezindeki çok katlı otoparklar yetersiz gelirken neden bu paralar kente fayda sağlayacak hizmetlere dönüştürülmüyor da, heykeller dikiliyor?

Bu paralarla derslik yapılamaz mıydı? Devlet hastanesine yeni tıbbi cihazlar alınarak halkın hizmetine sunulamaz mıydı? Maraş İstiklâl Harbi kitapçık haline getirilip öğrencilerimize ders yılı başında dağıtılamaz mıydı? Yeni bir kütüphane kurulamaz mıydı? Maraş İstiklâl Harbi Panoroması yapılamaz mıydı?

Maddi imkânlarınız madem bu kadar iyi, vatandaşın deyimiyle “Asfalt Vergisi”, bizim deyimimizle “Deli Dumrul Vergisi” ni neden bu halkın boynuna yüklüyorsunuz? Anayasamızın 2.maddesi devletimizi “Sosyal Devlet” olarak tanımlamıyor mu? Yerleşim yerlerine asfalt, kaldırım vs. hizmetleri götürmek sosyal devletin vazifesi değil mi? Diyeceksiniz ki bu vergi falan tarihli falan yasada var. Biz ona göre topluyoruz. O halde sosyal devlet ilkesinden bahsetmeyiniz. Heykellere harcanan parayı bu vergiyle azalttığınız bütçe giderlerine harcasanız daha iyi olmaz mıydı? Bakınız maliye bakanlığı bütçe açığını gidermek için ardı ardına vergi ve zam balyozunu halkın kafasına indirmeye başladı! Hükümet bütçe açığını kapatmaya çalışırken siz neyin israfını yapıyorsunuz?

Yazıktır beyler! Bu şehre yazık etmeyin. Aldığınız oy oranına güvenmeyin. Selefiniz olan koalisyon iktidarının Kasım-2002 seçimlerindeki hezimetini ne çabuk unuttunuz? Halkın kalbine sevginizi koyan yüce Allah bu sevgiye layık olamadığınız zaman bu sevgiyi kalplerden bir gecede siler! Kendinize gelin. Kaldırın bu ucube heykelleri!

Biz Saadet Partililer-Milli Görüşçüler olarak bu basın açıklamasını ne sesimizi duyurmak, ne de oy kaygısıyla yapıyoruz. Biz inancımız ve örfümüze ters gelen, vicdanımızı derinden yaralayan bu gelişmeye tepkimizi koymak için yapıyoruz. Gayemiz kimseyi değil, sadece rabbimizi razı etmektir. Gayemiz “Emr-i bi'l ma'ruf, nehy-i an'il münker”dir. Yani iyiliği gücümüz ölçüsünde emr edip, kötülükten sakındırmaktır. Gücümüz şu an sadece dilimizle tepki koymak ve kalbimizle buğz etmeye yetiyor. Bu şekilde halkımıza karşı bilgilendirme vazifemizi yapıyoruz. İnşallah ahirette bu meseleden sorumlu tutulmayacağız.

Değerli basın mensupları, kıymetli hemşehrilerimiz!

Biz Milli Görüşçüler doğru gördüğümüz meseleleri desteklediğimiz gibi; yanlış gördüğümüz her konuda da sessiz kitlelerin sesi olarak kamuoyu oluşturmak için basın açıklamalarına bugün olduğu gibi yarınlarda da devam edeceğiz inşallah. Umudumuz toplum faydasına olan icraatların yapılarak bizlerin de böyle açıklamalar yapmamıza gerek kalmamasıdır. Bu heykeller kaldırıldığı zaman bu işi her kim yaparsa teşekkür ve destek mahiyetinde basın açıklaması yapmayı da boynumuza bir borç bileceğiz.