Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görevde bulunduğu dönemde ‘cemaate yakın avukatlarından aldığı talimatlarla kanunları şekillendirdiği’ yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Ergin, "Önemli olan somut verilerdir. Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor. Adalet Bakanlığı kendi başına bir parti, kendi başına bir hükümet değildir. İstese bile kendi başına partisinin politikalarına, hükümetin politikalarına rağmen böyle bir tasarrufta bulunamaz." dedi. Ergin, görevde olduğu dönemde ‘cemaatin kadrolaştığı’ iddialarının da doğru olmadığını belirterek, "Ben, 2009 Mayıs ayında bakan oldum. 2013 Aralık ayında ayrıldım. Bu 4,5 senede geçmişten gelen teamüllere göre terfi olmuştur. Yoksa dışarıdan hiyerarşik yapıyı kadrolaşmak amacıyla getirip seçmece adam koyma faaliyeti olmamıştır. Ben, hazır kadroyla çalışmışım. ‘Belli oluşumları, girişimleri görerek, bilerek isteyerek adım atmış’ tezini reddediyorum." diye konuştu.

"ADALET BAKANI HÜKÜMETİN POLİTİKALARINA RAĞMEN BİR TASARRUFTA BULUNAMAZ"

Ergin, CNN Türk’te yayınlanan 'Baştan Sona' programında hakkındaki iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu. Polis raporunda geçen iddiaları kamuda görevli bir memurun ortaya attığını anlatan Sadullah Ergin, iddiaların somut verilere dayanmadığına dikkat çekerek, “Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor.” ifadelerini kullandı.

Ergin, şunları aktardı:

"Bu memur bir ifade vermiş... Tabii kendi isteğiyle mi nasıl olduysa!.. Paralel Yapı ile mücadele konusunda açılan soruşturmada bir ifade de bulunuyor. O anlatımda bulunurken 'parlamentoya gelen tasarılar üzerinde cemaat mensubu avukatlar kendi aralarında çalışırlar, tasarıda eksik veya aleyhlerine gördükleri noktaları değiştirmek için de önergeler hazırlar ve bunu iktidar partisinin hukukçu milletvekillerine götürürlerdi' demiş, polis raporunda böyle geçiyor. Orada 'avukatlar, grup başkan vekillerine ve daha sonra bakan olan Sadullah Ergin'e de bir noktada gider ve yasalarda değişiklik yapmaya gayret ederlerdi' gibi bir cümle var. Anlatılan bu öykü parlamenter demokrasilerde Meclis'in yasama faaliyetinin bir parçası zaten. Hayvan Haklarını Koruma Yasası’nda dahi hayvan severler gelirler, bu yasa tasarısında ‘şu eksik, şurası etkisiz, şunu şöyle yapın’ diye dernekler, vakıflar, şahıslar yoluyla taleplerini iletirler. İktidar partisinin milletvekillerine giderler, muhalefete giderler, komisyon başkanına ve üyelerine giderler. O partinin yöneticilerine ve bakanlarına giderler, kime ulaşabilirlerse. Sivil toplumun, bireylerin yasalara katkısı yasama faaliyetlerin bir parçasıdır. Geçmişte böyle olmuş, önümüzdeki süreçte de böyle olacak. Bu katılımın olmadığı hiçbir yasa çıkmamış parlamentodan bugüne kadar. Önemli olan somut verilerdir. Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor. Adalet Bakanlığı kendi başına bir parti, kendi başına bir hükümet değildir; bir partinin mensubu, bir hükümetin politikasını uygulayan 25 bakandan bir tanesidir. Dolayısıyla istese bile kendi başına partisinin politikalarına, hükümetin politikalarına rağmen böyle bir tasarrufta bulunamaz. İkincisi ben 2009 Mayıs ayında kabineye girdim, AK Parti 2002’de iktidara geldi, arada 7 sene var."

"TERFİLER TEAMÜLLERE GÖRE YAPILDI"

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görev döneminde cemaatin kadrolaştığı iddialarına da şu karşılığı verdi:

"Adalet Bakanlığı’nda 127 ünvanlı koltuk var, daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar yardımcısı gibi. Bu 127 koltuk içinde 11 tane mahkemelerden, Yargıtay’dan, Danıştay’dan gelmiş. Onun dışında her şey geçmişte olduğu gibi. Bu ünvanlı kadroda bulunanlar tetkik hakimi olur başta. Sonra gösterdiği performansa göre zamanla daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar yardımcısı olur. Bu kademe kademe gider ve 25 sene sürer. Ben, 2009 Mayıs ayında bakan oldum. 2013 Aralık ayında ayrıldım. Bu 4,5 senede geçmişten gelen teamüllere göre terfi olmuştur. Yoksa dışarıdan hiyerarşik yapıyı kadrolaşmak amacıyla getirip seçmece adam koyma faaliyeti olmamıştır. Ben, hazır kadroyla çalışmışım. Peki, politikaları müstakil mi yapmışız? Hayır... 2008 yılında benden önceki bakan Mehmet Ali Şahin Bey, Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlamış. Ne için hazırlamış? AB ile müzakere süreci var. Tarama süreci bitti. 23. Fasıl adalet politikaları ile ilgilidir."

Ergin, görevde bulunduğu 4,5 senenin sorumluluğunu aldığını belirtirken de 'Ancak ‘belli oluşumları, girişimleri görerek, bilerek isteyerek adım atmış’ tezini reddediyorum." dedi.