Türk Sağlık-Sen Balıkesir Şube Başkanı Musa Bilal, çalışanların can güvenliğini tehdit eden şiddetin sona ermesi gerektiğini belirterek, "Şiddeti uygulayanlara ve cesaretlendirenlere, caydırıcı ve ağır cezalar getirilmelidir. Siyasiler ve yöneticiler, şiddeti arttıracak söylemlerden özenle vazgeçmelidir. Hemen her gün ülkemizde sağlık çalışanına şiddet uygulandığı bir dönemde, can güvenliğimizin sağlanmadığı ortamda çalışmak istemiyoruz." dedi.

Türkiye genelinde sağlık çalışanlarının bir günlük iş bırakma eylemi Balıkesir'de de uygulandı. Bazı sendika, sivil toplum kuruluşu ve dernek üyesi sağlık çalışanları, sabah saatlerinde Kamu Hastaneler Birliği önünde ortak basın açıklaması yaptı. İş bırakma eylemine Türk Sağlık Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-İş Sendikası, Balıkesir Tabip Odası, Balıkesir Aile Hekimleri Derneği ve Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği üyeleri katıldı.

Sağlık çalışanları adına açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Bilal, 2014-2015 dönemi için imzalanan toplu sözleşmede yetkili sendikanın 123 liraya razı olduğunu belirterek, ilk defa geçen dönem temmuz ayında memurların maaş zammı alamadığını bildirdi. Sağlıktaki sıkıntıların çözülemediğine dikkat çekerek, "Memurların özlük haklarının düzeltilmesi yerine bakanımız tarafından, 'Milletin duası yeter.' denmiştir. Sayın Bakan, dua milletin, sizin görevinizse sağlıktaki sorunları çözmektir." dedi.

'ONURUMUZLA YAŞAMAK İSTİYORUZ'

İş güvencelerinin kaldırılması yönündeki çalışmaları kabul etmediklerini ifade eden Bilal, hükümetten şu taleplerde bulundu: "Tüm sağlık çalışanlarının kadrolu olduğu, güvenceli çalışma ortamı istiyoruz. Sağlıkta taşeronlaşmaya hayır diyoruz. Döner sermayenin emekliliğe de yansıtılarak, çalışırken ve emeklilikteki sefalet ücretini sonlandıracak güvenceli gelir, kimseye muhtaç olmadan onurumuzla yaşamak istiyoruz. Yıllarca haftada 45 saat uykusuz, riskli, ağır koşullarda ve hastalıklarla burun buruna çalıştırıldık. Bugüne kadar verilmeyen fiili hizmet zammını ve kayıplarımızı karşılayacak ek zammı talep ediyoruz. Verilen sözlerin tutulmasını talep ediyoruz. Her ne isim altında olursa olsun, 40 saatin üzerinde çalışmak istemiyoruz. Çalışanların can güvenliğini tehdit eden şiddet sona ermeli, şiddeti uygulayanlara ve cesaretlendirenlere caydırıcı ve ağır cezalar getirilmelidir. Siyasiler ve yöneticiler, şiddeti arttıracak söylemlerden özenle vazgeçmelidir. Hemen her gün ülkemizde sağlık çalışanına şiddet uygulandığı bir dönemde, can güvenliğimizin sağlanmadığı ortamda çalışmak istemiyoruz. Aile Sağlığı merkezinde çalışanlara, mesleki kimlikleri yok sayılarak 'eleman' denilmesini kabul etmiyoruz. Kadrolarındaki unvanları ile anılmalarını talep ediyoruz. Sağlıkta performansa dayalı, parça başı uygulama, çalışma barışının bozulduğu ortamda, ciro baskısı altında çalışmak istemiyoruz. Herkese eşit, çağdaş, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti sunulmasını talep ediyoruz."