Türk Milleti “asker millet”tir. Askerlik, Türk Milleti'nin genlerinde vardır. Asker ocağında, yürüyüşler sırasında attığımız sloganlar arasında en çok hoşuma giden “Her Türk asker doğar” sloganıy dı. Evet, her Türk asker olarak doğar, asker olarak büyür ve asker olarak ölür. Askerliğin ve askerin halkımızın gönlünde müstesna bir yeri vardır. O kadar ki, memleketimizde askerliğini yapmamış adama kız verilmez(di) bir zamanlar! Türk Milleti asker bir millet olarak yaklaşık 1200 yıl önce islamla şereflendikten sonra, çeşitli devletler kurarak asırlar boyu dünyanın yedi kıtasında büyük bir başarı ile islamın bayraktarlığını yapmıştır. İslam uğruna, Hakk uğruna, hakikat uğruna, ilay-ı kelimatullah uğruna akınlar düzenlemiş; at koşturmuş cenk etmiş, cihad etmiştir. Bunu yaperken de, ilk önce Hakk'kı düşünmüştür, Hilâl'i düşünmüştür. Gerektiğinde inancı uğruna, inandığı değerler uğruna, namusu uğruna, milleti uğruna, vatanı uğruna hiç düşünmeden canını vermesini bilmiştir. İşte bu anlamda Türk Milleti asker millettir. Bu yüzdendir ki, askerlik kutsaldır ve “peygamber ocağı”dır. Analar, şairin dediği gibi “Peygamber avucunu açmış beklediği için” kuzularını, ellerine kına yakarak şehit olsunlar diye gönderirler asker ocağına. Şimdikilerin zannettiği gibi, ya da anlamak istediği gibi, “icabettiğinde”(!) bazı mihrakların çıkarları tehlikeye girdiğinde, ideolojik doğmalar uğruna, cunta yapılanmalarının güdümüne girerek kendi halkına silah doğrultmak istedikleri için değil”¦ Özellikle yakın tarimize baktığımız zaman, şerefli ordumuzun içerisine tünemiş cuntaların, şerefli ordumuz ile halkımızı karşı karşıya getirmek için “hain planlar” içinde oldukları gözleniyor. Milletinin inançlarını kendi ideolojilerine tehlike olarak algılayan cuntalar, ordumuzu kutsal “peygamber ocağı” olmaktan çıkarıp; adeta “cunta ocağı” haline getirmek için büyük çabalar sarfetmektedirler. İşte bu yüzden, yani içindeki “cuntacı yapılanma”yı temizleyemediği için asker, milletin gönlünde hızla güven kaybetmektedir, yıpranmaktadır. Sonra da “asker yıpratılıyor” deniyor. Evet, acı ama bir gerçek var ki ordumuz, hemde “planlı olarak” yıpratılıyor. Peki kim yıpratıyor? Ben yıpratmıyorum, sen yıpratmıyorsun, o yıpratmıyor. Öyleyse kim yıpratıyor: Kim yıpratacak, halkın iktidara getirdiği hükümeti silah zoru ile devirip başbakan asanlar”¦ Kim yıpratacak, 28 Şubat'ta millete “balans ayarı” yapmaya kalkışanlar”¦ Kim yıpratacak, “terör örgütü” olduğu iddia edilen “Ergenekon Örgütü”nün sanıklarını cezaevinde ziyaret edenler”¦ Kim yıpratacak, yine askerin içindeki, ideolojik doğmaları kendilerine din belleyen cuntalar”¦ Kim yıpratacak, resmi törenlerde başörtülü analarımızı ve kardeşlerimizi görünce, “onlarla bir arada bulunmak vatana ihanetmiş gibi” köşe-bucak kaçanlar”¦ Kim yıpratacak, Balıkesir Bandırma Hava Üssü'nde 1.5 yaşındaki çocuğa rakı içirerek objektiflere poz verenler”¦ Kim yıpratacak, Aktütün Karakolu bölücü hainler tarafından ateş altındayken ve 17 şehid verilirken Antalya'da golf oynayanlar”¦ Kim yıpratacak, devletin helikopteri ile pikniğe gidenler”¦ (Kendilerine sorulunca da “o gazetenin maksadı belli” diyerek gazeteye çamur atanlar”¦) Kim yıpratacak, “Poyrazköy kazıları”nda ele geçirilen lav silahını eline alarak “boru” diye dalga geçenler”¦ Kim yıpratacak, “Millete Komplo Belgesi”nin sahibi Albay Dursun Çiçek'i açığa almayıp, suç delili “ıslak imzalı” belgeye “kağıt parçası” deyip sonra da belge gerçek çıkınca istifa etmeyenler”¦ Kim yıpratacak, yemin törenlerinde asker analarını sırf örtülü oldukları için(!) içeri almayıp tel örgüler arkasına hapsedenler”¦ Kim yıpratacak, “millete komplo”lar hazırlayıp “balyoz” indirmek isteyenler”¦ Ve, televizyon proğramlarını, gazete köşelerini kendilerine mesken tutarak onlara sivil destek veren cunta yalakaları”¦ Görüldüğü gibi askeri, aslında kim ya da kimlerin yıprattığı gayet açık ve net. Zaten dışardan yıpratmaya kimsenin gücü yetmez! Öyleyse neden “askeri yıpratıyorlar” diyerek hedef saptırıyorlar. Neden hala, ısrarla dindar insanlara “mürteci” damgası vurularak kötü gösterilmek isteniyor? Oysa bu halk, özellikle dindar ve muhafazakar diye adlandırılan kesimler, askeri her zaman seviyor ve en çokta ona güvenmek istiyor. Askerini kışlasında, “askerlik mesleği”nin başında görmek istiyor. Bu halk, askerini “asker olarak” sevmek istiyor. Bu halk, artık postal görünce darbe değil; huzur, mutluluk ve en önemlisi güven hatırlamak istiyor. Sahi, askeri kim yıpratıyor? Bir sonraki yazımızda görüşebilmek ümîdi ile Allah'a (cc) emanet olun.