Sakarya Barosu Başkanı Avukat Zafer Kazan, 17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu soruşturan savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Muammer Akkaş ile Hakim Süleyman Karaçöl meslekten ihraç edilmesine sert tepki gösterdi. Kazan, “Her şeyin bittiği noktadayız. Hakimlik teminatı, savcılık teminatına ne oldu? Bu tür ihraç etme bir hukuk devletinde bu kadar kolay olacak iş mi? Hukukun serüveninin dibini gördük. Daha dibi artık kaostur. Artık bu ülkede hangi hakim savcı hukukun istikamet üzere gösterdiği yolu cesaretle izleyebilir. Mümkün mü artık böyle bir şey. Endişe içerisindeyiz. Yarın kime ne olacağı belli değil.” dedi.

Kazan, yaptığı açıklamada, Türkiye’de artık hukuk olmadığı için hukuki bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını belirtti. Geçmişe döndüklerinde, bir zamanlar Zekeriya Öz’e zırhlı aracını tahsis edenlerin, ‘ben bu davaların savcısıyım’ diyenlerin bu gün bu savcıyı hangi saikle ihraç edilmişlerse zamanı gelince aynı saiklerden hesap vereceklerini vurgulayan Kazan, “Böyle çifte standartlı hukuk dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Hukukun olmadığı bir ülkede artık hangi hakimlik teminatından bahsedelim. Hangi kanunun buna izin verip vermediğini tartışalım ki. Hakimlik teminatı, savcılık teminatı bu tür ihraç etme bir hukuk devletinde bu kadar kolay olacak işler mi? Hukukun serüveninin dibini gördük. Daha dibi artık kaostur. Daha dibi artık insanların birbirine düştüğü, huzur ikliminin tamamen yok olduğu, insanların kapmalara ayrılmış birbirine düşman olduğu bir sistemdir.“ diye konuştu.

“BU ÜLKEDE ARTIK KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMİYORUZ”

Türkiye’de yargının yok edildiğini, dolayısıyla artık bu ülkede kendilerini güvende hissetmediklerini ifade eden Sakarya Barosu Başkanı Avukat Zafer Kazan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Yargı yok olmuş, artık kime güveneceğiz. Bu ülkeden başka bir ülkeye mi gitmemiz gerekiyor? Hangi ülkeye gidip sığınalım. Bu ülkede artık kendimizi güvende hissetmiyoruz. Kimse güvende hissetmiyor bu ülkede kendisini. Endişe içerisindeyiz. Yarın kime ne olacağı belli değil.” dedi.

“KENAN EVREN’DEN FARKINIZ NE? YAKINDA KAHVEHANELERDE TARANIR”

Kazan, ‘darbeci’ diye Kenan Evren’e nalet okuyanların bu gün Kenan Evren’in yaptıklarından farlı bir şey yapmadıklarına dikkat çekerek “Kenan Evren’den farklı olarak ne yapıyorsunuz. Kenan Evren’in yapıp da sizin yapmadığınız ne? Aynı şeyleri yaptınız. İnsanları, hele hakim, savcıları, avukatları hücrelere attınız. İnsanları korkuttunuz. İş Güvenlik Yasası ile sokağa çıkamaz, anayasal haklarını kullanamaz hale getirdiniz. İnsanları o yıllarda, sağcı solcu olarak böldükleri gibi bu gün şucu, bucu paralelci, dikey, dirtdörtgen gibi, iç tehdit, dış tehdit gibi, faiz lobisi gibi ayrımlarla ayrıştıran, bölen yok oluşa sürükleyen aynı zihniyet. Toplumu sağ ve sol olarak böldüler kahvehaneler tarandı. İnsanlar öldürüldü. Yakında onu da yapacaklar zannediyorum. Kahvehaneleri tarayacaklar. İnsanları birbirine düşürecekler.“ şeklinde konuştu.

“ARTIK SİYASETÇİ YAKINI DİYE SORUŞTURMA DAHİ YAPILAMIYOR”

Hukukun olmadığı bir ülkenin geleceğinin olmayacağını dile getiren Kazan, artık bu ülkede hangi hakim, hangi savcının hukukun gösterdiği yolu cesaretle izleyebileceğini sorarak şunları kaydetti: “Susuz bir ağaç nasıl kurursa hukuksuz bir devlette kurumaya mahkumdur. Tutuklanan savcılar, ihraç edilenler. Artık Türkiye’nin her yerinde herhangi bir siyasinin yakını hakkında dahi soruşturma yapılamıyor. Sakarya’nın Pamukova ilçesinde bir dava var. Bir siyasetçinin yakını diye kimse üzerine gidemiyor, düşünebiliyor musunuz? Yargı daha artık nasıl çalışacak. Her şeyin bittiği nokta. Artık hakim de savcı da tutuklanır, ihraç edilir.“

“BİR ADAM ASMADIKLARI KALDI AMA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER İŞLENİYOR, TÜRKİYE UÇAĞI DÜŞÜYOR ”

Hukukun olmadığı Türkiye’nin keyfi bir devlet olduğunu, en büyük belanın da bu keyfilik olduğuna dikkat çeken Kazan, “Birilerinin keyfi gelecek diye kendi yaptıklarının üstünü örtecek diye ihraç ediyorlar. Avukatları vatandaşları tutukluyorlar. İş Güvenlik Yasası’na göre sokağa çıkmak, anayasal hakkını kullanmak yasak. Bir meydanda adam asmadıkları kaldı. Ama işlenen faili meçhul cinayetler var. Bunlar adam asmıyorlarsa, gizliden gizliye faili meçhuller oluyor. Bunların nasıl olduğunu bilmiyoruz. 80 darbesini lanetleyenlerin namusuyla, şerefiyle tutarlı olmalarını bekliyoruz. Yoksa kimse darbecinin arkasından küfretmek hiçbir samimiyet taşımıyor. Bir felakete sürükleniyoruz. Felaketi görmeden akıllanmayacağız. Türkiye uçağı düşecek içindeyiz. Uçak düşüyor. Yargısı yok edilmiş bir ülkenin ayakta durması mümkün mü?” ifadelerini kullandı.