Yasa dışı telefon dinlemeleri yapıldığı iddiaları üzerine 'resmi belgede sahtecilik' ve 'kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek' suçlarından haklarında dava açılan eski Sakarya Emniyet Müdürleri Mustafa Aktaş ve Ali Bilkay'ın da aralarında bulunduğu 10 eski emniyet mensubunun yargılanmasına başlandı. Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayıp savunmasını yapmayan sanıklara yurt dışı yasağı getirdi.

Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına sanıklardan E.Ö., G.A., M.A., A.A. ile müştekiler Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, polis müdürleri M.F.E., N.A., emekli polis müdürü N.Ş., polis memurları A.K., T.P., E.K., Sakarya Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı O.B., S.K. ile sanıkların ve müştekilerin avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, sanıklar arasında menfaat çatışmasının bulunduğunu ve dosya kapsamına göre bir kısım sanıkların aynı avukatlar tarafından temsil edildiğini kaydetti.

Duruşmaya katılmayan sanıklar eski Sakarya Emniyet Müdürleri Mustafa Aktaş ve Ali Bilkay'ın avukatı Orhan Gür, sanıklar arasında menfaat çatışmasının bulunmadığını belirterek, "Sanıklar farklı dönemlerde görev yapmışlardır. Bu nedenle her iki sanığın vekaletnamesini almakta sakınca görmedim. Her iki sanığında vekilliğini üstlenmek istiyorum. Ancak mahkeme aksi kanaatte ise sanıklarla görüşüp beyanda bulunmak üzere süre talep ediyorum." dedi.

Sanıklar M.A., A.A. ve A.Y'nin avukatı Akif Derviz, menfaat çatışmasının olmadığını savunarak, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilleriyle görüştükten sonra beyanda bulunacağını ifade etti.

Sanıklar E.Ö, M.D., G.A.'nın avukatı Engin Yiğit de menfaat çatışmasının olmadığını ifade ederek, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilleriyle görüştükten sonra beyanda bulunacağını söyledi.

Duruşmaya katılan sanıklar, avukatların hangi sanıkların müdafiliğini seçeceği hususunda beyanda bulunmalarından sonra savunma yapacaklarını belirtti.
Mahkeme heyeti, sanıklar arasında menfaat çatışmasının bulunduğunu, bu nedenle birden fazla sanığın tek bir müdafi ile temsil edilemeyeceği kanaatine varıldığını belirterek, sanık avukatlarına hangi sanığın müdafiliğini seçtikleri hususunda süre verilmesini kararlaştırdı.

DURUŞMAYA KATILAN SANIKLARIN İFADELERİ ALINMADI

Mahkeme, menfaat çatışması olan sanıkların tek müdafi ile temsil edilmeleri nedeniyle duruşmaya gelen 4 sanığın savunmasının alınmamasına karar verdi.

Duruşmaya katılan müştekiler, sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
Müştekilerden A.K., 17 yıl istihbarat şubede görev yaptığını söyledi. Kendisini dinleyenlerin müdürleri ve arkadaşları olduğunu belirten A.K., ifadesinde şunları dedi: "Daha önce ulusalcılıktan dinlenildiğimi sanıyordum. Bu nedenle savcılık ifademde bundan bahsettim. Dava açıldıktan sonra Ergenekon terör örgütü ile bağlantılı olarak dinlenildiğimi öğrendim. Böyle bir örgütle nasıl bağlantımın kurulduğunu merak ediyorum. Ayrıca Kocaeli'nde çalışırken Sakarya'dan neden dinlenildiğimi merak ediyorum. Beni dinleyen sanıklar bu soruların cevaplarını verebilirler diye düşünüyorum."

Müşteki S.K. ise ifadesinin seyircisiz ortamda alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, bu talebi reddetti. İ.P. isimli kişi ile sohbet ederken şahsın kendisine tapelerden bahsettiğini iddia eden S.K.; "Tapeleri okuduğunu söyledi. Ben de kendisine 'özel hayatımı nasıl buldun?' diye sordum. Kendisi 'okudum, kapandı. Bizde kaldı' şeklinde cevap verdi. Bu tapelerin dışarıda dolaşıp dolaşmadığını merak ediyorum." diye konuştu.

Emekli polis müdürü N.Ş., iddianamede 2010 yılında telefonunun dinlendiğinin belirtildiğini, ifadelerde geçen gazete haberi göz önüne alındığında 2011 ve 2012 yıllarındada dinlenildiğini ileri sürerek, mahkemece araştırma yapılmasını istedi.

Müşteki polis müdürü M.F.E'nin avukatı Tayfun Zeki, sanıkların savunmalarını vermediklerini dile getirerek, "Sanıklar dün itibariyle görevlerinden ihraç edilmişlerdir. Şu anda kamu görevlisi sıfatları yoktur. Bu nedenle kaçmalarını önlemek için tutuklanmalarını ya da imza atmak ya da yurt dışına çıkmamak şeklinde adli kontrol hükümlerinin uygulanmalasını talep ediyoruz." dedi.

Sanık eski emniyet müdürlerinin avukatı Orhan Gür, müvekkili Bilkay'ın adresinin değiştiğini belirterek, ifadesinin talimatla alınmasını istedi. Mustafa Aktaş'ın idari yargı kararıyla eski görevine döndüğünü kaydeden Gür, müvekkilinin kamu görevinin devam ettiğini ve kaçma durumunun olmadığını söyledi. Gür, müşteki vekilinin müvekkilleri hakkında istediği tutuklama ve adli kontrol uygulamasının reddini talep etti.

Sanıklar E.Ö., M.D. ve G.A.'nın avukatı ise iddiaların bir mesnete dayanması gerektiğini belirterek, savunmasında şunları kaydetti: "Kavramları ayırt etmek ve tespit etmek gerekmektedir. Söz konusu dinlemeler adli dinleme mi yoksa istihbari dinleme mi bunun belirlenmesi gerekir. Bütün müştekiler gazetedeki haberlerden ve listelerden bahsetmiştir. Söz konusu gazete bu listelere nereden ulaşmıştır? Nereden temin etmiştir? Bunun sorulması, söz konusu dinlemelerin adli mi yoksa istihbari mi olduğunun tespiti gerekir. İstihbari dinleme ise tape olmaz. İmha edilmelidir. Müşteki S.K.'nın beyanında geçen kişinin tapelere nasıl ulaştığı kendisinden sorulmalıdır?"

Söz alan müşteki E.K.'nın avukatı, söz konusu usulsüz dinleme kararını veren hakimlerin ve bu dinleme kararları için talepte bulunan savcıların da yargılanmasını talep etti.

Sanık M.I.'nın avukatı da suçlamaları kabul etmediklerini söyledi. Müvekkilinin polis memuru olduğunu belirten avukat, müvekkilinin kendisine verilen emri yerine getirdiğini savundu.

TUTUKLAMA TALEBİNE RET

Sanıklar hakkında talep edilen tutuklama talebini reddeden mahkeme heyeti, savunmasını yapmayan sanıklar için yurt dışına çıkma yasağı koydu. Duruşma, 30 Haziran'a ertelendi.