Her geçen gün yeni şehitler verildiğini kaydeden Samsun Barosu Yönetim Kurulu, yaşanan terör olaylarında gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle sorumluluğu bulunan kamu görevlisi ya da siyasetçilerden hukuk devleti ilkeleri içinde hesap sorulmasını istedi.

Samsun Barosu Yönetim Kurulu adına basın açıklamasını yapan Baro Başkanı Kerami Gürbüz, son günlerde artma eğilimi gösteren terör olayların yegâne hedefinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve bu devletin bünyesinde huzur içinde yaşamını sürdürmek isteyen insanlar olduğunu söyledi. Ülkemizin farklı bölgelerinden farklı görev, kademe ve rütbedeki güvenlik görevlilerinin şehit edildiğine dair haberlerin ardı ardına geldiğini hatırlatan Gürbüz, “Son olarak Malazgirt İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Aslan Kulaksız şehit edildi. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Ailesinin ve milletimizin başı sağ olsun.” diye konuştu.

“Tarih tekerrürden ibarettir. Ancak ibret alınarak gerekli tedbirler alındığı takdirde tarihte yaşanan olumsuzlukların tekerrür etmeyeceği de bir gerçektir.” diyen Baro Başkanı Gürbüz, “Buna rağmen yıllardan beri farklı aktörlerin oynadığı aynı senaryodan üretilmiş benzer filmleri sürekli olarak izlediğimiz de bir vakıadır. Öyleyse bir yerlerde hata vardır, yanlışlıklar yapılmaktadır. Terör olayları sadece eylemi gerçekleştiren failler üzerinden değerlendirilmekte geri plandaki güç odakları ve onların bağlantılarıyla etkin mücadele edilmemektedir. Artık, ateşi yakan ve alevlendiren maşa ile yetinilmemeli maşayı tutan el kırılmalıdır. Demokratik bir topluma yakışır bir şekilde her insanımız bir değer, farklılıklarımız ise büyük bir zenginlik olarak kabul edilmelidir. Devletin ve siyasetin üslubu bu ilke çerçevesinde şekillenmelidir. Başta Anayasa olmak üzere tüm yasal düzenlemeler de buna uygun bir anlayışla gerçekleştirilmelidir.
Bu olayların yaşanmasında gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle ya da başka sebeplerden dolayı sorumluluğu bulunan kamu görevlisi ya da siyasetçilerden hukuk devleti ilkeleri içinde hesap sorulmalı, olan bitenler, sorumluların yanına kâr olarak kalmamalı, hesaplaşmalar ahirete ötelenmemelidir. Siyasi partilerimiz, sendikalarımız, meslek örgütlerimiz, ideolojilerimiz, makamlar, mevkiler hiçbir şey teröre kurban verdiğimiz herhangi bir candan, ya da kaybedilecek bir avuç vatan toprağından daha değerli değildir. Öyleyse 77 milyon insanımızın tamamının içini yakan bu olaylara karşı kısır ve dar bir bakış açısından ziyade bütüncül ve kucaklayıcı bir yaklaşıma ihtiyacımız bulunmaktadır. Gün siyasi, ideolojik ve sığ kavgaların günü değil bilakis birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı tavırlar sergilenmesini gerektiren gündür. Sorumluluğu olan tüm makam sahiplerinden, herkesten birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı üslup ve tavrı beklemek de en tabii hakkımızdır.” dedi.