Nörolog Prof. Dr. Hidayet Akdemir, yoğun alkol tüketimi ve uyuşturucu madde kullanımının Sara (Epilepsi) nöbetinin nedenlerinden olduğunu vurguladı.


Akdemir, nöbetlerde stresin de payının bulunduğunu dile getirdi.




Akdemir, Sara’ya yakalananların belli dönemlerde bilinçlerinde, duygularında, algılamalarında duraklamalar görüldüğünden söz etti. Akdemir, şunları ifade etti:

“Sara'nın en çok görülen tipi yaygın kasılmalar ve bilinç kaybı ile seyreden tipidir. Bunun dışında bilinç kaybı olmadan kısmi veya basit Sara tipleri de vardır. Bilhassa bilinç kaybı olmadan görülen basit tipler antiepileptik ilaç tedavisine dirençli hale gelmektedir. Saralar, çocukluk ve ergenlik döneminin en çok görülen; erişkin döneminde ise beyin-damardan sonra en çok görülen hastalıktır. Sara’ya 100 binde 25-50 bireyde rastlanmaktadır. Sara çocukluk ve erişkin olarak iki ayrı grupta incelenir. Çocukluk döneminde beliren sorunlara bağlı Sara erişkin yaşında görülmemektedir. Buna karşın erişkinlerde görülen sorunlara bağlı Sara çocuklarda görülmemektedir.”


Prof. Dr. Akdemir, Sara ile ilgili şu uyarılarda bulundu:

“Burada evvela tanı doğru konulmalı. Her nöbet geçirene ‘Sara’ya yakalandı’ demek doğru değildir. Sara nöbetinin bir hekim tarafından takibi esastır. Ayrıca hasta yakınlarının nöbet anında hastanın yaptıklarını cep telofonu-kamera kayıtları gibi çekimleri tanı için biz hekimlere çok önemli veriler sunmaktadır. Ama Sara tanısında temel tetkik yöntemi Elektroensefalografi (EEG) dir.

Beyinde bilinen bir hastalığı olmayan bilhassa basit başlangıçlı sara nöbetleri; uygun aralık ve dozda tek veya birden çok antiepileptik ilaç kullanmasına rağmen nöbetleri kontrol edilemeyen hasta gruplarıdır. Bu grup hastalar tüm Saralıların yüzde 12,5- 25 ini teşkil etmektedirler. Sara nöbetleri ilaç başlandıktan 1-2 sene sonra nöbetler kontrol edilemiyorsa, birden çok ilaç başarısızsa, antiepileptik ilaçların ciddi yan etkileri ortaya çıkıyorsa beyin görüntülemelerde sorunlu lezyon varsa bu hastalar Epilepsi cerrahisi adayı olara görülmelidir.

Hidayet Akdemir, Sarada kullanılan tetkik yöntemlerini şöyle sıraladı:

EEG (Elektroensefalaografi)
Video EEG (Video kayıtlı Elektroensefalografi)
Beyin MRG (Magnetic Rezonans Görüntüleme)
Beyin PET (Pozitron Emission Tomografi)
Beyin SPECT (Single Photon Emission Tomografi)
WADA ( Baskın beyin tanımlama testi)
İnvazif beyin eloktrotları


Akdemir, şu an uygulanan cerrahi teknikleri ise şöyle maddeledi:


1 : Temporal lobektomi + amigdala-hipokampektomi
2: Selektif amigdala-hipokampektomi
3: Kallozotomi
4: Hemisferotomi
5: Vagal sinir sitümülasyonu (pil takılması)


Akdemir, son olarak “Epilepsi cerrahisinde temel amaç epilepsi odağının doğru tanımlanmasıdır. Tanımlanan bu odağın ameliyatla çıkarılması esastır. Odak belirlemesi yapılamayanlara ise pil takılması veya kallozotomi gibi Epilepsi cerrahisi uygulanmaktadır. Doğru Epilepsi odağı tanımlanan ve tedaviye dirençli saralı hastalar, iyi ve yeterli alt yapısı olan Epilepsi cerrahisi merkezlerinde uygun cerrahi tekniklerle ameliyat edilirse, ameliyat sonrasında başarı oranı yüzde 60- 80 arasında olmaktadır. Epilepsi cerrahisinden sonra Sara nöbetlerinin durması veya inmesi, hastanın yaşam kalitesi ve konforunu olumlu yönde artıran en büyük getiridir.” dedi.