Vatani görevlerini yapan askererin son günlerde yaşadığı intiharlarda ciddi bir artış yaşanıyor. Bugün Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde vatani görevini yapan jandarma uzman çavuş Yasin Tosun ve Bolu'da 24 yaşındaki uzman çavuş Kürşat Ziya Kocazeybek silahlarıyla yaşamına son verdi.

Son dönemde Edirne’den, Hakkari’ye, Tokat'tan Giresun’a kadar birçok ilde benzer cinnet vakalarında toplam onlarca asker silahla ya intihar etti ya da cinnet geçiren arkadaşının kurbanı oldu. Geçtiğimiz günlerde de Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde cinnet getirdiği iddia edilen bir asker, 3 silah arkadaşını şehit etmişti. Benzer bir hadise ise geçtiğimiz aylarda Şanlıurfa’da yaşanmış, sınırın sıfır noktasındaki Ceylanpınar’da nöbet tutan bir asker, 2 arkadaşını şehit ederek intihar etmişti.

Şüpheli Ölümler ve Mağdurlar Derneği Başkanı Oktay Can, intiharlarla ve şüpheli ölümlerle ilgili görüşmek istedikleri Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan 6 yıldır randevu alamadıklarını söyledi. Oktay Can, "Gençecik evlatlarımızın ölümü 'intihar' denilerek üstü örtülüyor. Hükümet konuya ilgisiz. Saray'da muhtarla görüşülüyor bizimle görüşülmüyor." dedi.

'CİNNET GEÇİREN ASKERLERE PSİKOLOJİK DESTEK YETERSİZ'

Kışlalardaki intihar ve şüpheli ölümlerle ilgili binlerce ailenin acı ve mağduriyet yaşadığını kaydeden Oktay Can şunları söyledi: "Bu tür vakaların yaşanmaması için sesimizi duyuramıyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la görüşmek istiyoruz. 6 yıldır bu derneğe bir randevu verilemedi. Meclis başkanından randevular istedik, komisyonlar kurulmasını istedik. Babaların dinlenmesini, askeri savcılıkların kaldırılmasını istedik. Muhalif partiler gerekli ilgiyi gösterip yasa teklifleri verdiler ancak hükümet ilgilenmiyor, henüz bir şey çıkarılmalı."

Psikolog Zeynep Arasan Özbay, 18-19 yaşındaki gençlerin varolan ve varetmeye çalıştıkları kişilikler arasındaki uçurumların psikolojik sorunlara neden olduğunu ifade etti. Öncelikle zaten varolan psikolojik problemleriyle asker olan gençlerin tespit edilmesi gerektiğine dikkat çeken Özbay, "Bu gençlere askerlik süresinde psikolojik yardım sağlanmalıdır. Bunun dışında gençlerin 'farkındalık' kazanmalarına yönelik 'depresyon, travma, uyum bozuklukları' gibi konularda bilgilendirme seminerleri yapılması, 6-8 haftalık psikoeğitim programları uygulanması, grup terapileri düzenlenmesi ve kendilerini ifade etmeleri sağlanması faydalı olabilir." ifadelerini kullandı.

Askerlik vasfı taşımayan gençler forma giydiği ve eline silah aldığı zaman olmadığı biri gibi davranabildiklerini vurgulayan Özbay, şu bilgileri verdi: "Örneğin kahramanlık duygusuyla hareket etmesine rağmen aslında bu duygu onda gerçekte varolmayan bir duygudur. Bu sahte kimlikle olmadığı biri gibi davranan gençte gittikçe varolan ve varetmeye çalıştığı kişilik arasındaki uçurum açılacak ve genç bir boşluğa düşecektir. Yaptığı işler onu tatmin etmeyecektir. Hep daha fazlasını yapmak isteyecek ve elinden daha fazlası gelmeyince yaşadığı boşluk onu maalesef 'ben beceriksizim, hiçbirşey yapamam, elimden bir iş gelmez' gibi çarpık düşüncelere yönlendirecektir. Gencin bozulan psikolojisi ve aynı zamanda bunu 'kahraman' olduğu hemcinsleri içinde küçük düşmeme adına saklama çabası işleri içinden çıkılmaz hale getirecek ve intihara kadar giden bir yola sevkolabilecektir."

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nın konuyla ilgili en son 3 Şubat’ta, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'na eklenen Ek 2'nci maddeyleyle yeni bir düzenleme yaptı. Yapılan çalışma özetle şu şekilde: "Yapılan düzenlemenin genel gerekçesinde; ailelerin zihninde herhangi bir soru işareti bırakılmaması amacıyla başta intihar edenler olmak üzere, askerlik hizmeti sırasında vefat edenlerin yakınları adına soruşturma ve kovuşturma aşamalarında görevlendirilen vekilin olay yeri inceleme, ölü muayenesi, otopsi, bilirkişi ve tanık dinlenmesi işlemleri sırasında zorunlu olarak hazır bulunması ve yapılacak işlemlere nezaret edecek bir avukatın ücretinin bütçeden karşılanması amaçlanmıştır."