Soma’da 2 bin 800 madencinin işten çıkarıldığı, ancak tazminatlarının ödenmediği belirtildi. Bu işçilerin tazminat miktarının 42 milyon lira olduğu, Saray’ın 701 milyon liraya mal olan cam kaplama parasıyla bu tazminatın tam 17 kez ödenebileceğine dikkat çekildi. Saray’ın 2.5 milyar liraya varan peyzaj maliyeti ve peyzaj bakım maliyetleriyle ise 190 bin madencinin hayatını kurtaracak tam 4750 yaşam odası yapılabileceği kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın duvar, yer ve kolon döşemeleri için kullanılan malzemeyle ilgili ilginç bir iddia gündeme geldi. İddiayı gündeme getirense Saray’la ilgili detaylı açıklamalarıyla iktidarın hedefi olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi. Oda yöneticileri, Saray’ın duvar, döşeme ve kolonlarında ‘ağaçların en değerlisi’, ‘altın değerinde ağaç’ olarak nitelenen ve Güney ve Güneydoğu Asya’ya özgü bir 'Teak' (Tik) ağacından yapılmış lambiri kullanıldığını iddia etti. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda bu malzemenin kullanıldığı belirtildi. Metrekaresi en az 500 Euro olan bu özel lambiri, Saray’ın belli bölümlerinde kullanıldı. Maliyeti ise en az 200 milyon lira.

500 yıl dayanabilmesiyle dikkat çeken Tik ağacının kullanıma hazır hale gelmesi içinse en az 80 yıl geçmesi gerekiyor. Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayı hatırlatan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Saray’ın peyzaj giderleriyle 4750 yaşam odası yapılabilirdi." dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın yıldönümünde ‘Soma gündemli’ bir toplantıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yeni bir maliyetini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı yerleşkesinde özellikle Konut’ta kullanılan 'tik' ağacından üretilme lambirilerin kullanıldığı iddia edildi. Basın toplantısında konut kısmından üç boyutlu görseller paylaşarak konuşan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Kaçak Konut, lüksün adeta tavan yaptığı malzeme ve mimari öğelerinin kullanıldığı bir yer. Duvarlarda, yer döşemelerinde, tavanlarda, kolonlarda kullanılan lambirileri döşemeler, yurtdışından ithal edilen 'teak' ağacından üretiliyor. Bu malzeme Türkiye’de bulunmuyor. Anavatanı Uzakdoğu. Yatlarda, saraylarda, tapınaklarda kullanılıyor." diye konuştu.

'SARAY’A VAR MADENCİYE YOK'

Tik ağacından yapılma malzemelerin metrekaresinin en az 500 Euro olduğunu kaydeden Candan, "Bizim paramızla 1500 lira metrekaresi. Bu malzeme hem ana binada hem de konut kısmında kullanılıyor. Bu iki binayı düşünüp metre kare hesabı yaptığımızda karşımıza en az 200 milyon liralık bir maliyet çıkıyor. Soma’da madenciyi hayatta tutacak uygulamaları yapmayan, işten çıkarılanların tazminatlarını ödemeyen bir iktidar, kendine en özel malzemeden saray inşa ettiriyor ve lüksün, şatafatın her türlüsüne imza atıyor. Saraya para var ama madenciye yok." değerlendirmesini yaptı.

'PEYZAJ MALİYETİYLE 4750 YAŞAM ODASI YAPILABİLİRDİ'

Soma’da 2 bin 800 madencinin işten çıkarıldığını ve tazminatlarının ödenmediğini hatırlatan Candan sözlerini şöyle sürdürdü: "İşten çıkarılan işçilerin toplam tazminat miktarı 42 milyon. Saray’ın 701 milyona mal olan cam kaplamalarının maliyeti ile bu tazminat tam 17 kez ödenebilirdi. Saray’ın 2.5 milyar liraya varan peyzaj maliyeti ve peyzaj bakım maliyetleriyle madencilerin yaşayacağı, hayata tutunabileceği tam 4750 yaşam odası yapılabilirdi. Bu da Türkiye’deki 190 bin maden işçisinin yaşam odasına kavuşması demektir."

'BİNA VE KULLANILAN MALZEME YÖNETİCİLERİN BAKIŞ AÇISINI YANSITIR'

Saray’ın lüks ve şatafatıyla ‘yöneticilerin zihniyetini yansıttığını’ kaydeden Candan, "Mimariden anlayan herkes bilir. Bir yöneticinin oturduğu bina, kullandığı malzeme, onun halka karşı bakış açısını da yansıtır, ruh halini yansıtır. Devasa binalar, altın varaklar, lüks harcamalar yöneticilerin halktan ne kadar kopuk olduklarının göstergesidir. Yöneticiler tercihlerini emekçiden, madenciden, işçiden yana değil lüks ve gösterişten yana kullanıyor." diye konuştu.

'HALKLA YÖNETİCİLER ARASINDA UÇURUM VAR'

Mimarlar Odası Ankara Şubesi 2. Başkanı Ali Atakan da Saray’ın görkemli ve lüks haliyle halktan kopuk olduğunu yineledi. Atakan, "Bir tarafta işsizlikle boğuşan, yiyecek ekmek bulamayan insanlar varken diğer tarafta her türlü lüks, şatafat içinde yaşayan yöneticiler var. Halkla yöneticiler arasındaki uçurumu izah etmek mümkün değil. Madenciler ekmek parası için yer altında can verirken, onlar inanılmaz paralarla lüks, gösteriş içinde yaşıyorlar." ifadelerini kullandı.