Sarıhan yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: AKP iktidarı, ülkeyi ve halkı nereye götürmek istiyor? Demokratik bir ülkede, atılı oyların çoğunluğu ile iktidar olanlara, çoğulcu olması gereken demokrasiyi çiğneme hakkı verir mi? Bütün güçleri elinde toplamış olan bir iktidar, halkına yeni bir ideoloji aşılamak isterse bunu nasıl gerçekleştirebilir? Elinde hangi araçlar vardır? Bu aracın en etkilisi hangisidir? Bugün AKP'nin elinde çok sayıda araç var. Öncelikle yasama, yürütme ve yargı bütün kadroları ile iktidar tarafından kuşatılmış durumdadır. Zırhları güçlüdür. AKP bürokrasiye hakimdir. Ancak aldığı oylara karşın geniş halk yığınlarının beyni ve vicdanını ele geçirmek zordur. İktidar, bu konuda din istismarına dayanmak istemektedir. Bu isteği, Başbakan, “Dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz.” sözü ile açıklamıştır. Sözün kendisi, iç çelişkilerini açıkça gözler önüne sermektedir. Din, laik bir ülkede devletin işi midir? Ya da ülkemizde din üzerinde bir engel mi vardır? Tanrı ile kul arasındaki bir ilişki olan dine halk ya da gençliğin inanç derecesini Başbakan mı belirleyecektir?. Düşünceleri yasaklamakta mahir olan iktidar, şimdi de inançlara mı değer biçecek ve buna ilişkin yasal düzenlemeler getirecektir?Aslında iktidarın başı hedef şaşırtmaktadır. İktidarın eğitim sisteminde sadece son üç aylık işlemlerine bakıldığında aslında “sözde dindarlığın arkasına saklanmak istenen amaç, kolayca görülecektir. Şimdi bunları sırası ile anımsayalım: KHK ile Milli Eğitim Temel Kanunu'nu değiştirilerek, Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda gençlik yetiştirme amacını yasadan çıkarıldı. 19 Mayıs Gençlik Bayramı'nın, büyük şehirler dışında statlarda kutlanması yasaklandı Çeşitli bahanelerle, ulusal bayramların kutlanması engellendi. Milli güvenlik dersi kaldırıldı. Kesintisiz zorunlu eğitimden 4+4+4 kesintili eğitime geçildi. Okullarda anda yasak getirildi. Gençliğe Hitabe'nin yasaklanması gündeme geldi. Eğitim sisteminden kovulmak istenen bilinç, yurtseverlik bilincidir. Yok edilmek istenen cumhuriyetin temel ilkeleridir. Çocuklarımız , vatansız ve bağlantısız kılınmak isteniyor.Eğitim, bir ülkenin temel direğidir. Onu köklerinden koparırsanız, yıkarsınız. Yasakladığınız Hitabede Mustafa Kemal eğitimin hedefini şu sözlerle açıklıyor:“Türk İstiklal ve Cumhuriyetini İlelebet muhafaza ve Müdafaa etmek.” Bu hedef, bugün küresel sermayenin güdümünde olan bir iktidarın işine gelmeyecektir. Bu nedenle yurtseverlik bilinci hedeftedir. Ayrıca, ülkemizin %90nın Müslüman olduğu gerçeği karşısında dindar toplum özleminin sanal bir gereksinim olarak ileri sürüldüğü açıktır. Özellikle de iktidarın Irak, Afganistan, Libya, Suriye'de müslüman halkı kıran emperyalistlere verdiği destek , bu söylemin ne denli gerçek dışı olduğunun da kanıtıdır Din özellikle İslam dini, emperyalizmle müttefik olamaz.Bu nedenledir Kuvay-ı Milliye hareketi, Anadolu'da Müslüman kamu oyuna ve yüzlerce din adamına dayanarak emperyalizme direndi.. Kurtuluş Savaşımızla, işgal çemberini yararak tam bağımsız bir ülke kuranlar Sevr Antlaşması ile köle yapılmak istenen halk değil miydi? Şimdi bu halkı onu yaratan köklerinden yasaklarla ayırabilir misin? Eğitim programlarını değiştirmek kolay iştir. Ancak, tarihi yazan ve kendi yolunu kendi çizen halktır.