Tahşiyeciler soruşturmasında gözaltına alınan polislerin avukatlarından Fatih Nadi Doğan, görevli savcıdan sorgu evrakının aslını isteyince sorgu odasından polis zoruyla atıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen İstanbul merkezli soruşturma kapsamında 15 ilde aralarında rütbelilerin de bulunduğu 20 polis hakkında gözaltı kararı alındı. Gözaltına alınan polisler İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde savcı Hasan Yılmaz tarafından sorguya alındı. Polislerin avukatlarından Fatih Nadi Doğan, sorgu esnasından savcı Yılmaz'dan 'Sorgu evrakının aslını' istedi. Avukat Doğan'ın iddiasına göre, savcı Yılmaz' önce evrakın olmadığını söyledi. Daha sonra savcı Yılmaz, avukat Doğan'a resmi olmayan bir kağıt parçası uzattı. Duruma tepki gösteren avukat Doğan, savcı Yılmaz'ın isteği üzerine polis zoruyla odadan dışarı atıldı.

Gözaltına alınan polislerden Ekrem Çelik'in avukatı Fatih Nadi Doğan, sorgu esnasında savcı Yılmaz'ın isteği üzerine polisler tarafından zorla sorgu odasından atıldığını belirterek, "Bugün Tahşiye operasyonu kapsamında gözaltına alınan 20 kişiden biri olan müvekkilim Ekrem Çelik'in ifadesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne geldik. Akşam sorgu başladı. Sorgu savcı Hasan Yılmaz tarafından yapıldı. Sorgu başlamasından sonra ilk soru olarak bir evrak soruldu. Bu evrakın aslını görmek istedik. Bize öncelikle evrak yok denildi. Yok denildikten sonra bu evrakın aslını görmek istiyoruz dedik ve bu resmi evrak olmadan sorgu sormanız yasalara aykırı dedik. Bunun üzerine yok denilen evrak, suret olarak bize gösterildi. Bunun suret olduğunu geçerli bir evrak olmadığını ve sonradan oluşturulabilecek bir evrak olduğunu söyledik. Bunun üzerine savcı bir anda celallendi ve 'sizinle sorguya devam etmeyeceğim, sizi dışarı çıkarıyorum' dedi. Bende bu yapılanan müvekkilinin savunma hakkına aykırı olduğunu ve yasalara aykırı olduğunu söyledim. Bende sorgu odasından ayrılmayacağımı söyledim. Sadece evrakın aslını istedim. Bunun üzerine savcı bey 5 polis çağırarak bizi zorla dışarı attılar. Hatta çantam ve evraklarım da içeride kaldı. Biz müvekkilimizin savunma hakkı kısıtlanmasın diye bunlara katlandık. Biz daha sonra ifadeye devam etmek istediğimi söyledim. Sonra tekrar beni çağırdılar. Savcı bey tekrar bana sizinle devam etmeyeceğim dedi. Ben de yasalara aykırı bir hareketim ve davranışım yok dedim. Müvekkilime barodan avukat çağırılması yönünde baskı yapıldı. Müvekkilim de kendi avukatım olmadan devam etmek istemiyorum diye evrak imzaladı." dedi.

SAVCI HUKUK LİTERATÜRÜNE YENİ BİR KAVRAM HEDİYE ETTİ

Sorgu savcısı Yılmaz'ın hukuk literatürüne yeni bir kavram kazandırdığını belirten Doğan, "Daha sonra yeni bir şey uydurdular. Savcı beyin hukuk literatürüne bir hediyesi olacak galiba. Mevzuatta olmayan bir şey uydurdular. Avukatıyla devam etmek isteyen şüphelinin susma hakkını kullandığı yönünde bir karar verdiler. Uzun yıllardır bu mesleğin içindeyim ilk defa böyle bir şey duyuyorum. Avukatın savunma hakkının engellenmesini hiçbir meslektaşım da duymamıştır. Maalesef burada hukuk ve usul hiçe sayıldı. Şuan müvekkilimizin savunmasını yapamıyoruz." diye konuştu.