Gaziantep Savcısı Ahmet Karaca'nın avukatlarından Adem Şallı, müvekkilinin tutukluluğuna itiraz ettiklerini söyledi. Şallı, Savcı Karaca’nın Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nın birçok maddesine ve adli yargılama ile adil yargılanma haklarına göre hukuksuz olarak tutuklandıklarını açıkladı. Adı geçen mahkemenin yetkisi ve görevi olmadığı halde müvekkilinin tutuklanmasına karar verdiğine dikkat çeken Şallı, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 5/1 ile Anayasa’nın 19/1 maddelerine göre, olayın özellikleri dikkate alındığında tutuklamanın gerekmemesine rağmen, tutuklama tedbirine başvurma keyfidir.” dedi.
Savcı Karaca’nın tutuklanma isteğinin hukukla hiçbir şekilde bağdaşmadığını belirten Av. Şallı, “2802 sayılı hakim ve savcılar kanununa göre hakim ve savcıların soruşturulması, ilgili usul ve esaslara aykırılıktan dolayı ilgili yasanın 82. ve 92. maddeleri arasında yerini bulan usule aykırı işlem ve karalardan ve CMK’daki yakalama sorgu usul ve esaslarına aykırılıklardan ötürü itiraz edildi.“ dedi.

'İLGİLİ KARARLARA VE ÖZELLİKLE TUTUKLAMA KARINA İTİRAZ EDİLDİ'

Av. Adem Şallı, lapılan itaraz ile ilgili şunları söyledi: “Yine CMK’de yer alan 25. maddede mahkeme heyeti HSYK başmüfettişinin raporu doğrultusunda hazırladığı hukuken hiçbir niteleme yapamadığımız bir belgede talep edilmiş ve Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş olan tutuklama talepli yakalama emri konulu sözde mütaalaya tamamen hiçbir takdir yetkisi kullanmaksızın uyarak çıkarılmış olan usule aykırı tutuklama talepli yakalama emri kapsamında tarafsızlıklarını kaybettikleri, ilgili belge ekinde gönderilen ve gizlilik kararı olduğu kaydedilen 23 adet klasörün kendilerine 05.05.2015 tarihi muhtemelen öğleye doğru gelen akabinde de beklenmeksizin hangi ara incelendiği belli olmayan bir takdirle tutuklamaya yönelik yakalama kararı vermiş olmaları gibi somut ve usule yönelik hukuku aykırı yapılmış işlemlerinden dolayı tarafsızlıklarını kaybettikleri gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunduğumuz halde bu talebimizin yine CMK’nın ilgili maddesine aykırı davranarak heyetinin tamamı reddedildiği ve kendisinden sonra gelen mahkemenin bu talebi değerlendirmesi gerekirken sorguyu yavaşlatmak ve uzatmak maksatlı yapıldığına yönelik bir gerekçeyle yine kendileri tarafından reddedilmiş olması hukuka aykırı olduğundan ve bu kapsamda verilen kararların hiçbirisi geçerli olmayacağından ilgili kararlara ve özellikle tutuklama karına itiraz edilmiştir.”

'KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNİN VARLIĞINDAN BAHSEDİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN BUNU ORTAY KOYACAK HİÇBİR SOMUT DELİL YOK'

CMK 100’de yerini bulan tutuklama nedenlerinin hiç birisinin yürütülen soruşturma dosyasında gerçekleşmemiş olduğuna değinen Av. Şallı, “Sorgusu yapılan şüphelilerin tamamı görev mahallerini terk etmemişken, sabit ikametgahları belliyken, çağrıldıkları her aşamada ilgili mercie kendileri gelmişken, yine bahse konu sorgu öncesi davete icabet ederek kendileri teslim olmuşken ve dosyada her ne kadar genel bir ifadeyle kuvvetli suç şüphesinin varlığından bahsedilmiş olmasına rağmen bunu ortay koyacak hiçbir somut delil olmadığı halde yapılan işlemlerin tamamının görev kapsamında ve yasalar uygun olarak yapıldığı halde bunların suç delili sayılarak vb hukuka aykırı soyut genel bir gerekçe ile tutuklanmış olmaları sebebiyle tutuklamaya itiraz edilmiştir.” ifadelerini kullandı.

'HAKİM VE SAVCILIK TEMİNATI İHLAL EDİLEREK İDARENİN EMRİ VE TALEPLERİNE NEDEN RİAYET ETMEDİNİZ DENİLEREK TUTUKLANDILAR'

Av. Şallı açıklamasını şu şekilde sonlandırdı; “İzah ettiğim ve sözde var olduğu iddia edilen ve şuan gizlik kararı olduğu için, inceleyemediğimiz dosyaların tamamı incelediğinde görülecektir müvekillerimiz devletin birliği ve dirliği ile vatandaşların güvenliğini temin için görevleri kapsamında yaptıkları yasal yargısal yetkilerini kullandıklarından dolayı hukuka aykırı bir şekilde TCK 309 maddesi ile hakim ve savcılık teminatı ihlal edilerek idarenin emri ve taleplerine neden riayet etmediniz neden itaat etmediniz gibi basit ve hukuka uygun düşmeyen gerekçelerle tutuklanmışlar ve ceza soruşturmasına dahil edilmişlerdir. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Başta müvekkilimiz olmak üzere diğer cumhuriyet savcılarımız suçsuzdur. O tarihteki yöneticilerin yargısal görevleri kapsamından çıkmaya zorlanarak idari emirlerine ve taleplerine riayet etmedikleri için diyet ödemeye zorlanmaktadırlar. Bu ülkeye hukukun gelecekte geldiği bir günde, herkes hukuka uygun olarak işlem yapmış, memleketin selameti için ailesinden, hayatından, gençliğinden, fedakarlık yaparak vazifesini ifade etmiş bu kişilerden özür dileyeceklerdir. Temennimiz hukukun gecikmeksizin bir an önce ülkede hakim olmasıdır.”