Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden, Soma maden faciası ceza davasının üçüncü duruşmasında tutuklu yargılanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, bir patron olarak büyük bir vebal taşıdığını söyledi. Bir buçuk yıldır herkesten çok, böyle bir acının neden yaşandığını sorgulayarak yatıp kalktığını söylemesi üzerine mahkeme salonunda, "Pis katil" sözleri yükseldi. Bunun üzerine sanık avukatları ile müşteki avukatları arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

D'avanın üçüncü duruşmasında, çapraz sorgu devam ediyor. Sanık avukatlarının, baskı altında olduklarını ve savunmalarının kısıtlandığını, bu konuda mahkeme heyetinin yetersiz kaldığını söylemesi üzerine salondan tepki sesleri yükseldi. Mahkeme başkanı salonu sakinleştirdikten sonra duruşmaya geçildi.

'MALİ SIKINTIMIZ YOKTU'

Tutuklu yargılanan sekiz sanıktan biri olan Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan, sorgulamasının devam ettiği duruşmada sanık avukatlarından birinin, şirketin mali sıkıntı yaşadığı yönünde hazırlanan raporlar olduğunu ve bunun doğru olup olmadığını sorması üzerine şirketin hiçbir mali sıkıntısı olmadığını söyledi. Her yıl ek bütçelerle büyük yatırımlar yaptıklarını ve mali defterlerinin de herkese açık olduğunu ifade etti.

'BÜTÜN TEFTİŞLERDEN EKSİKSİZ GEÇTİK'

Diğer bir sanık avukatının, “Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün yaptığı teftişlerden sonra hazırlanan raporlar size gelir miydi? Gelirdiyse tespit edilen eksikliklerle ilgili çalışma yapılır mıydı?” sorusu üzerine sanık Gürkan, şunları söyledi: “Bu belli bir süreçtir. Belli periyotlarla yapılır. Benim pek bilgim olmaz. Bu raporlar bize gelmedi hiç. İşletme müdürü ve genel müdürümüzün yetkisini aşıyorsa bu raporlar bize gelirdi ama bugüne kadar yapılan bütün teftişlerden eksiksiz geçtik. Ne maden işlerinden ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan bize bir talep gelmedi. Kazanın neden olduğunu bilmiyorum. Hiçbirimiz bilmiyoruz. Olayı anlamaya çalışıyoruz. Bilirkişi raporu var ama olay yerine gitmeden hazırlanmış bir rapor. Bilirkişi dışında herkesin gittiği bir olay yeri var ve sadece bilirkişi, 'kömür yangını' diyor. Olay yerine giden herkes de, 'burada kömür yok' diyor. Ben bir patron olarak büyük bir vebal taşıyorum. Acı çekiyorum. Bir buçuk yıldır herkesten çok, böyle bir acının neden yaşandığını sorgulayarak yatıp kalkıyorum. Öncelikle olayın neden olduğunu bilmemiz lazım.”

MÜŞTEKİ AVUKATLARININ SORGULAMASINDA SALON KARIŞTI

Sanık avukatlarının sorularını tamamlamasının ardından müşteki avukatları soru sorduğu sırada, hem Can Gürkan’ın hem de sanık avukatlarının müşteki avukatlarına ve, "Pis katil" diye seslenen madenci yakınlarına tepki göstermesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Karşılıklı atışmalar, mahkeme başkanının ikazlarıyla son buldu.

'BİZE BİR RAPOR VERİLMEDİ'

Müşteki avukatlarından Ferhan Özbek, sanık Can Gürkan’a, “Madenin 2009 yılında Park Teknik’ten Soma A.Ş.’ye devri sırasında, Bahtiyar Ünver tarafından hazırlanan raporun size iletilmediğini ve bilginiz olmadığını söylediniz. Kurumsal bir şirket olarak, böyle riskli bir yatırımı devralırken böylesine önemli bir araştırmayı neden yapmadınız? Ve Park Teknik’le aranızda bir husumet var mıydı? O yüzden mi bu raporlar size verilmedi?” diye sordu. Sanık Gürkan, şu cevabı verdi: “Bu raporlar, bu olaydan sonra ortaya çıktı. Bize ne Park Teknik’ten ne de TKİ’den bu raporlar verilmedi. Maden işi, riski olan bir iştir. Bu riskleri bilmesek, 100 kişiden oluşan bir emniyet birimi kurup bunlara aylık 400 bin TL ödeme yapmazdık. Park Teknik’le aramızda bir husumet yoktu. Kaldı ki biz madeni devralırken Park Teknik’ten 700 işçi de bize devroldu. Madem Park Teknik, madende önlemez büyük bir facia öngörüyordu da bu işçilere neden bir şey demedi? Çünkü işçilerden de bize gelen herhangi bir aksilik bildirilmedi. TKİ’den de bize herhangi bir rapor ulaştırılmadı.”

Can Gürkan, müşteki avukatının, “Olaydan ne zaman haberiniz oldu?” sorusuna ise, “Olaydan haberimiz biraz geç oldu, çünkü yetkili tüm arkadaşlarımız madene girmişti. Bir sendikacı arayarak, bilgi alamadığını ve benim bilgim olup olmadığını sordu, o zaman olaydan haberim oldu. Ramazan Doğru ile ancak olayın iki veya üçüüncü günü görüşebildim. Olayın ilk dört günü, herkesle görüp bilgi almaya çalıştım. Olayın olduğu yerde kömür olmadığı yönünde bilgiler aldık hep. Olay yerinin neresi olduğu ise sonradan anlaşıldı. Olayın üzerinden bir buçuk sene geçmesine rağmen olayın neden olduğu hala belirsizliğini korurken ilk gün yapılan yorumlar çok âfakiydi.” diye cevap verdi.

Av. Özbek’in, basında yayımlanan bilgi ve raporlar üzerinden yorum yaptığını ve kendisini suçlayan bir tavırla davrandığını öne süren sanık Gürkan, sorulara cevap vermeme hakkını kullandığını ve avukatın sadece spekülasyon yaptığını söyledi. Bunun üzerine duruşma salonunda, sanık ve müşteki avukatları birbirlerini suçlamaya başladı. Mahkeme başkanı, duruşmayı saat 13.30’a erteledi. Öğleden sonraki celsede de sanık Can Gürkan’ın çapraz sorgusuna devam edilecek.