Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014 günü 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 8'i tutuklu 45 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bugün yapılan celsenin öğleden sonraki oturumuna, tutuklu sanıklardan İsmail Adalı'nın savunması sırasında söylediği sözler damga vurdu. Kendisinin de bir ailesi ve çocuğu olduğunu söyleyen Adalı'nın, "6 yaşındaki çocuğum 'babam neden gelmiyor' diyor. Ben de bunu söylemek durumundayım." demesi, salonda buz gibi bir havanın esmesine neden oldu. 432 çocuğun babasız kaldığı facianın mağdurları, sanık Adalı'nın sözlerine, "Keşke bizim çocuklarımızın da bekleyecek babaları olsaydı. Ama bizim çocuklarımız babalarının mezarları başında bekliyor." diye tepki gösterdi.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Soma iddianamesinde, facianın yaşandığı madenin işletme müdür yardımcısı olarak ismi geçen maden mühendisi İsmail Adalı, kendini savundu. 'Ölen arkadaşlarımın mekanları Cennet olsun, ailelerine sabır diliyorum' diyerek savunma yapmaya başlayan Adalı, iddianamede belirtildiği gibi işletme müdür yardımcısı görevinin olmadığını, sadece üretimden sorumlu olduğunu, iş güvenliğinden, faciada hayatını kaybeden mühendis Mehmet Efe'nin sorumlu olduğunu iddia etti. Adalı savunma yaparken, yakınlarını kaybeden madenciler, 'yalan konuşuyor', 'gözümüzün içine baka baka yalan söylemeyin' diye bağırarak tepki gösterdi. Bu sırada fenalaşan bir kişiye, sağlık görevlileri müdahale etti.

Mahkeme başkanı, madende son dönemde sıcaklığın arttığına yönelik ifadeler olduğunu, bir anormallik hissedip hissetmediğini sordu. Adalı'nın, ocaktaki sıcaklığın her zaman hissettiği sıcaklıkta olduğunu söylemesi üzerine yine mağdur ve müştekiler sözlü tepkide bulundu. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, madende üretim zorlaması olup olmadığını da sordu. Sanık Adalı, çalıştıkları işletmede işçinin zorlanması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, 3 vardiyanın bulunduğu ve işçilerin 8 saat çalıştığını iddia etti.

Kendisinin de Somalı olduğunu, yaşadıklarının çok acı olduğunu, madende arkadaşlarını, yakınlarını kaybettiğini ifade eden Adalı, "Benim de kalbim var. Benim de ailem, çocuğum var. 6 yaşındaki çocuğum, 'Babam neden eve gelmiyor' diyor. Ben de bunu söylemek durumundayım." dedi. Adalı'nın bu sözleri, duruşma salonunda buz gibi bir hava estirdi. Duruşma salonunda bulunan şehit madencilerin yakınları, "Keşke bizim çocuklarımızın da bekleyecek babaları olsaydı. Ama bizim çocuklarımız babalarının mezarları başında bekliyor." diye haykırdı. Tepkiler, 'Taş kalpli', 'Toprak sizi de saracak', 'Para daha tatlı geldi' şeklinde devam etti. Mahkeme Başkanı Ballı'nın uyarması üzerine, tepkiler durdu.

"CEHENNEM'İ YAŞADIM"

Daha sonra 5. tutuklu sanık teknik nezaretçi Ertan Ersoy, savunma yaptı. Ersoy'un başsağlığı dilemesi üzerine, 'başsağlığı dileme' diye karşılık verenler oldu. Beraber çalıştığı, aynı sofrayı paylaştığı arkadaşlarını kaybettiğini belirten Ersoy, "Üzgünüm, anlatılacak gibi değil." dedi. Facianın ardından kurtarma amacıyla madene girdiğini, kendisine, 'Ailen seni öldü biliyor, çık da görsünler' dediklerini anlatan Ersoy, "Arkadaşlarımı kendi ellerimde çıkarttım. Orada Cehennem'i yaşadık." dedi.

Ersoy, dünyanın en büyük maden kazasının nedeninin araştırılması gerektiğini, bunun için ocağın yeniden açılması gerektiğini belirterek savunmasını bitirdi. Davanın bugünkü celsesinde tutuklu 5 sanığın savunması tamamlanmış oldu. Duruşmaya, yarın devam edilmek üzere ara verildi.