Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, iktidarın hesabına gelmediği medya kuruluşlarına kayyum atayarak, baskınlar düzenleyerek antidemokratik uygulamalarını devam ettirdiğini söyledi.

Florya Elite Word Hotel'de partisince düzenlenen dayanışma yemeğine katılan Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, 7 Haziran öncesi başlatılan zulüm sürecinin 1 Kasım'a kadar devam edeceğini belirtti. 7 Haziran seçimlerinin, Türkiye siyasi tarihinde yok sayılan ilk seçim olduğunu dile getiren Demirtaş, sanki aylarca kampanya yürütülmemiş, aylarca devlet imkanıyla bir cumhurbaşkanı AK Parti lehine kampanya yürütmemiş, aylarca devlet hazinesinden yüzlerce trilyon, katrilyonlarca para harcanmamış, sanki aylarca HDP'yi baraj altında bırakmak için ellerindeki bütün olanakları sonuna kadar kullanmamış, 176 yerde parti binalarına saldırılmamış, mitingleri bombalanmamış gibi davranıldığını belirtti. Bir siyasi darbe ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Demirtaş, "Zannedersiniz istediği 400 milletvekilini kazanmışlar. Zannedersiniz tek başına iktidarlar, zannedersiniz ki seçimden muazzam bir zaferle çıkmışlar. 7 Haziran'dan bu yana öyle davranıyorlar. Bunun adına işte Türkiye'de 'ileri demokrasi' deniyor artık. Açık bir şekilde, göz göre göre devlete el koymuş durumdalar, parlamentoya el koymuş durumdalar. Medyaya, basına, neredeyse tamamına el koymuş durumdalar. Her gün her yerde siyasi operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar, işte bugün olduğu gibi hesabına gelmediği medya kuruluşlarına kayyum atayarak baskınlar, muhalif olarak gördüğü medya kuruluşlarını tehdit ederek muhalefetin sesini kısmaya çalışan antidemokratik uygulamalar... Yani 7 Haziran öncesi başlattıkları bu baskı, zulüm süreci, olduğu gibi 1 Kasım'a kadar devam edecek. Görünen o." diye konuştu.

SİYASETEN ÖLÜMÜZ YÜZDE 13

Gücü elinde tutanların iktidarı kaybetme ihtimalinin bile uykularını kaçırdığını ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: "HDP'nin yüzde 13'lük seçim başarısından dolayı da bizi en büyük düşman olarak görüyorlar. Dünyanın en zalim barajı yüzde 10 ülkemizde. 13 yıldır iktidardalar, barajı kaldırmadılar. Hesaplarına geliyor. Nasıl olsa biz bağımsız giriyoruz, 20 vekil 30 vekil, geri kalanların hepsi onların, bedava. Biz 2011'de de bu fırsatı kaçırdık, çok hayıflanıyorum. Hazırlıklı değildik. Parti olarak o zaman girecektik ve barajı aşıyorduk o zaman. Biz yine bağımsız girdik, 36 vekil kazandık, 40'tan fazla vekili onlara maalesef armağan ettik. Ve 2011'den bugüne kadar tek başına bedavadan iktidar oluyor, biz buna yanıyoruz. Kendisi halen niye bu dönem bağımsız girmedik diye bizi suçluyor. Zannediyor ki bizde o akıl yok, bir 'üst akıl diyor, bunlara akıl veriyor'. Paralel, Amerika, İsrail, efendim çeteler, şunlar bunlar devreye girdi birileri, HDP'ye dedi ki, 'Parti olarak girin, biz sizi destekleyeceğiz. AKP'yi devirelim!...' Zannediyor ki sadece kendilerinde akıl var. Yahu biz artık Türkiye'nin bir gerçeğiyiz gerçeği. Senin o üst aklını da, senin kendi aklını da, senin o stajyerinin aklını da üst üste koysanız bizim siyasi aklımız etmiyor daha, bunu bir görün. Artık Türkiye siyasetinin bir gerçeğiyiz biz. Savaş da çıkartsan, bizi bombalatsan da, tutuklatsan da, medyaya ambargo koysan, televizyonlara çıkartmasan bizi, gece gündüz tehdit de etsen, bizim artık siyaseten ölümüz yüzde 13'tür. Bitti artık o günler. Bizsiz artık buralarda siyaset yapamazsınız. Öyle meydanı boş bulup, bildiğiniz şekilde devleti, kendi malınız mülkünüz gibi kullandığınız dönemler bitti."

ARINÇ SANSÜRCÜBAŞININ KENDİSİ

İktidarın yüzlerce yerel televizyon kanalı, onlarca gazetesi olduğunu dile getiren Demirtaş, bununla da yetinilmeyip genel yayın yönetmenlerinin aranıp baskı ve sansür uygulanıldığını ifade etti. Demirtaş, "Bizatihi bakan arıyor, 'çıkarmayacaksınız' diyor, 'HDP'liler çıkmayacak', 'Demirtaş çıkmayacak' diyor. Bak şimdi Bülent Arınç çıkmış ne diyor; 'Efendim bana sansür uyguluyorlar' diyor. Sansürcübaşı kendisi aslında. Bizatihi defalarca benim için genel yayın yönetmenlerini arayıp tehdit etmiş bir adam Bülent Arınç. Şimdi aynısını ona yapıyorlar. Niye? Platformdan çıktı ya, lastik patladı. Yoldan biraz çıkınca anında çizdiler. En yakın yoldaşlarını, yol arkadaşlarını, birlikte parti kurup, birlikte aç susuz mücadele ettikleri can yoldaşlarını sata sata buralara geldiler. Bizde yoldaş için ölünür. Görüyorsunuz en yakın arkadaşlarını nasıl harcıyorlar. Seni beni bozuk para gibi harcarlar. Kimiz biz, kimiz bunların karşısında! Utanç verici. Birbirini satan satana, harcayan harcayana. İşte bunlardan bir hayır gelmez. Hepimizi düşman olarak görüyorlar, siyasi rakip olarak değil. Gece gündüz tehdit edip IŞİD'e hedef gösteriyorlar. İslam düşmanı, din düşmanı, vatan düşmanı, terörist, bölücübaşı... Her şey var. Nedir bundan amaç, gece gündüz hedef göstermek? Nasıl olsa besledikleri, büyüttükleri, cebine para koydukları çeteleri ortalıkta dolaşıyor. Bizim üzerimizde bir baskı kurmaya çalışıyorlar. Her yerde psikolojik bir savaş ve bütün olan biteni ters yüz ederek bunu yapıyorlar. Hırsız onlar, katil onlar, bölücü onlar, terör destekçisi onlar, her türlü pislik onlarda, bunları örtmek için daha çok manipülasyon yaparak, durumu tersine çevirip, bizleri suçlayıp aynı kavramlarla bizi hedef haline getiriyor. Bu iktidar, Türkiye açısından artık tehlikeye dönüşmüştür." şeklinde konuştu.

KUŞ SÜRÜSÜ HER TARAFTA DOLAŞIYOR AYAKTA UYUYORLAR

Başbakan Davutoğlu'nun PYD ile ilgili açıklamalarına da değinen Demirtaş, şunları söyledi: "Stajyeri ne dedi, yeni yetme Başbakan? 'PYD’yi iki defa vurduk, yine vururuz'. Hani Kobani’ye destek olmuştunuz? Düzeltmeye çalışırken bak neler ortaya çıkıyor. Ey Davutoğlu, her kuşun eti yenmez. Öyle iki defa PYD'yi vurdum, bir daha vururum... Geçti o günler. PYD Fırat’ın batısına geçerse vururmuş. Senin tapulu toprağın mı orası ya? PYD ister batısına geçer, ister doğusuna geçer. Orada Kürt halkı, o topraklar da Kürdistan’dır. Zoruna mı gidiyor? Kürtler Kürdistan’da özgürce dolaşırlar. Senden izin mi alacaklar? Bu kadar Kürt düşmanı. Kaç yıldır IŞİD orada, tek bir mermi atmadılar. Memnunlar. PYD girerse 'vururuz' diyorlar. Hangi hukukuna güvenerek yapıyorsun? Davutoğlu bunların farkında değil işte. Bu kafa 13 yıldır ülkeyi işte bu şekilde bataklığın içerisine sürükledi. 'Bizden habersiz kuş uçmaz' diyor, haberi yok kuş sürüsü her tarafta dolaşıyor, ayakta uyuyorlar. Zannediyorlar ki Türkiye yönetiyor bütün Ortadoğu'yu. Buna Davutoğlu'nun kendisi inanıyor. Onun dışında da inanan yok."