Eskişehir’de Eğitim-Sen üyeleri, Yalova Valisi Selim Cebiroğlu tarafından derse sakallı girdiği için azarlandığı iddia edilen ve yapılan protesto eylemi sonrasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz için eylem yaptı ve Vali'yi istifaya çağırdı. Eyleme, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan da katıldı. Gürkan, "Bize seslenip diyorlar ki birlik beraberlik zamanı, peki biz hangi politikalar etrafında birleşip bütünleşeceğiz, devlet terörünün etrafında mı birleşip bütünleşeceğiz." dedi.

Hamamyolu mevkiinde toplanan Eğitim-Sen üyeleri, burada ellerinde tuttukları ‘Halil Serkan Öz Ölümsüzdür, onurumuzu çiğnetmeyeceğiz' yazılı afiş ve dövizlerle çeşitli sloganlar atarak, Porsuk Bulvarı Adalar istikametine kadar geldi. Grup, burada hayatını kaybeden Öz için saygı duruşunda bulundu. Daha sonra grup adına basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, sendika üyesi Öz’ün yoğun strese bağlı kalp krizi geçirdiğini söyleyerek, "Bizlere bu acıyı yaşatan olayın birincil derecede sorumlusu Yalova Valisi’dir. Bir öretmenin öğrencileri önünde hakkını emeğini ve onurunu çiğnemeye çalışan Vali, hukuk önünde bunun hesabını vermeli, tüm öğretmenlerden özür dilemeli ve derhal görevinden istifa etmelidir." diye konuştu.

'DEVLET GÖREVLİLERİNİN KATLİAMLARINDA MI BİRLEŞECEĞİZ?'

Eyleme katılanlar arasında yer alan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Yalova Valisi'nin tutumunun aslında bireysel ve tek basına bir tutum olmadığını belirterek, "AKP hükümetinin 10 yıllık politikalarının devamının göstergesidir. Yukarda cumhurbaşkanı ne diyorsa, başbakan ne diyorsa hemen milletvekilleri, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri bu cumhurbaşkanın dediğini, başbakanın dediğini uygulamaya çalışıyorlar. Bu politikalarda baskı ve şiddet var. Bu politikalar emekçileri, işçileri, kadınları öldürüyor. Öğretmenleri öldüren politikalardır, avukatları adliyede süründüren politikalardır. Bize seslenip diyorlar ki birlik beraberlik zamanı, peki biz hangi politikalar etrafında birleşip bütünleşeceğiz, devlet terörünün etrafında mı birleşip bütünleşeceğiz. İste bunu gördük, üç gün önce Çağlayan Adliyesi'nde 3 kişiyi katlettiler. Türkiye’nin resmi tarihine baktığımızda aynı Çağlayan Adliyesi'ndeki katliamda olduğu gibi kafalarda pek çok soru işareti olan katliamlar vardır. Bu devlet görevlilerin katliamlarından mı birleşeceğiz? Polis teröründe mi birleşeceğiz? Bürokrasinin korumasından mı birleşeceğiz, işte Halil öğretmeni öldüren bu bürokrasinin terörüdür. Valisiyle, kaymakamıyla, emniyetiyle bir hak baskı altına alınmaya çalışmaktadır." dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından grup, olaysız şekilde dağıldı.