Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası Genel Başkanı Bolat Ankaralı, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın özel güvenlik görevlilerinin kaldırılmasına ilişkin açıklamalara sert tepki gösterdi. Özel Güvenlik Yasası’nın Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çıkarıldığını belirten Ankaralı “Yakın zaman içerisinde tüm basın kuruluşları Çağlayan Adliyesi’ne davet edilerek özel güvenlik görevlilerinin girişlerde yaptığı kontrollerde bulduğu yüzlerce suç aleti tüm basın kuruluşları önünde sergilenmemiş miydi? O zaman özel güvenlik görevlileri başarılıydı ve sizler de reklamını en iyi şekilde yaparak adliyede bu bizlerin başarısı dememiş miydiniz? Güvenlik görevlilerini günah keçisi yapmayın." dedi.

Arkaralı, sendikanın sitesinde kamuoyuna yaptığı açıklamada, İstanbul Çağlayan Adliyesinde savcı Mehmet Selim Kiraz'ın görevi başında vatan hainlerince şehit edilmesini ve son günlerde tırmanışa geçen terörün her türlüsünü şiddetle kınadıklarını belirtti. Acı olayın yaşandığı andan sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, "Adalet saraylarında özel güvenlikle sağlanmış güvenlik şartlarının bundan sonra belki de doğrudan emniyet birimlerimizce sağlanması konusunda da gerekli tedbirler alınacak” şeklinde açıklama yaptığını belirterek, Davutoğlu’nun açıklamasıyla özel güvenlik görevlilerinin görevini yapamadığı ve yetersiz olduğu izlenimi verdiğini vurguladı. Arkaralı, “Davutoğlu'na şunu hatırlatmak isteriz, eğer bir günah keçisi arıyorsanız bu asla özel güvenlik görevlileri olmamalıdır. Ülkemizde yaşanan bir çok olayda en zayıf halka özel güvenlik görevlileri gibi görünüyor ve suçlu özel güvenlik görevlileri ilan ediliyor. Bu anlayışı kabul etmemiz asla mümkün değildir.” dedi.

'ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDE REKLAMINI YAPAN SİZ DEĞİL MİYDİ NİZ ?'

Çağlayan Adliyesi’nde ve tüm yerlerde özel güvenlik görevlilerinin verilen talimat doğrultusunda çalıştığını hatırlatan Ankaralı, Çağlayan Adliyesi’nde, idari anlamda sevk ve idare görevini yapanın ve talimatları verenin Başsavcılık olduğunu dile getirdi. Ankaralı şunları kaydetti: “Özel güvenlik görevlileri Başsavcılık talimatları doğrultusunda görevlerini yapmaktadır. Daha önce basına yansıyan bir çok olayda avukatların arama yaptırmadığı ve bu konuda Başsavcılığın geri adım attığı hepinizin malumudur: Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Yakın zaman içerisinde tüm basın kuruluşları Çağlayan Adliyesi’ne davet edilerek özel güvenlik görevlilerinin girişlerde yaptığı kontrollerde bulduğu yüzlerce suç aleti tüm basın kuruluşları önünde sergilenmemiş miydi? O zaman özel güvenlik görevlileri başarılıydı ve sizler de reklamını en iyi şekilde yaparak adliyede bu bizlerin başarısı dememiş miydiniz?”

'YASA YETERSİZ GÖREV TANIMI YAPILMALI'

2004 yılında çıkan 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu’nun yetersizliğinin açıkça ortada olduğunu ifade eden Ankaralı, hükümetin bir an önce toplumun her alanında can ve mal güvenliği için canı pahasına görev yapan özel güvenlik görevlilerine yetki ve görev tanımını belirten kanun çalışmasını yapması gerektiğini vurguladı ve “Artık bu düzenlemenin kaçınılmaz olduğu açıkça bellidir. Şimdi sizlere soruyorum özel güvenlik görevlilerine yetki ve görev tanımı belirttiniz de özel güvenlik görevlileri işinin gereği güvenlik hususlarını dikkate mi almadı? Burada sorgulanması gereken en önemli hususlardan biri özel güvenlik görevlilerinin aldığı ücret ve özel güvenlik mesleğinin saygınlığı sorgulanmalıdır.” dedi.

'KANUNU TAYYİP ERDOĞAN ÇIKARMADI MI?'

Özel güvenlik görevlilerinin toplumsal olaylarda ve basına malum olan olaylarda artık günah keçisi olmaktan ve tartışılmaktan bıktığını belirten Ankaralı, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanı Adliye Sarayındaki olaydan sonra yaptığı açıklamada bir çok kamu ve kuruluşlarında özel güvenlik görevlilerinin kanununu çıkaran o zaman ki hükümetin başbakanı sayın cumhurbaşkanı değil miydi? Özel Güvenlik Kanunu çıkarılırken halkın yoğun olduğu yerlerde, üniversiteler de, statlar da, halkla karşı karşıya gelmemesini önlemek için çıkarıldığını söylememişler miydi? Fakat Türkiye’de bu tür olaylar olduktan sonra yetkililer popilist yaklaşımlar gerçekleştirerek bir günah keçisi arayışına girmekteler, bu günah keçisi her zaman olduğu gibi yine özel güvenlik görevlileri ilan edilmiştir.”

'SORUNUN ÇÖZÜMÜ DÜŞÜNÜLMEDİ'

Her olaydan sonra özel güvenlik görevlilerinin kaldırılması, yerine polis getirilmesi veyahut da yeni teşkilatlar kurulmasının gündeme geldiğini ama bu kanunu çıkaranların hiçbir zaman bunu rehabilite edip daha iyi eğitim verip, özel güvenlik görevlilerinin yetkilerini belli bir noktaya getirip bu konuyu çözmeyi düşünmediğini dile getiren Ankaralı şunları ifade etti:
"Türkiye’de 1.5 milyon kişi özel güvenlik sertifikası almış, bunun içinde bin TL'ye yakın ücret ödemiş, yine yaklaşık 800 bin civarında kişi özel güvenlik kimlik kartı almış bunlarda 1500 TL civarında masraf etmiş. Ayrıca kanunun öngördüğü yenileme eğitimlerini almışlardır, 300 bin civarında çalışan özel güvenlik görevlisi ne olacaktır? TÜRK İŞ Konfederasyonuna bağlı Güvenlik-İş Sendikası olarak Sayın Cumhurbaşkanının özel güvenlik tarih olmalı sözünü kesinlikle kabul etmiyoruz ve bu sözün tüm özel güvenlik görevlilerinde oluşacağı psikolojik baskıdan dolayı rahatsızlığımızı açıkça beyan ediyoruz.1.5 milyon özel güvenlik görevlisinin yanında sektörün diğer katmanları ile mağdur edilmesi işsizler ordusuna işsizlerin katılması anlamına gelecektir. Özel Güvenlik Görevlilerinin toplumun her alanında görev yaptığını kimse unutmasın. Asgari ücrete reva görülen özel güvenlik işçileri kendilerine yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmamaktadır.”