Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in, “Serap'ın öldüğü otobüse molotofu atan MİT elemanıydı.” açıklamasını mahkeme, TBMM'ye soracak.

Küçükçekmece'de 2009 yılında İETT otobüsüne molotof atılması sonucu hayatını kaybeden lise öğrencisi Serap Eser davasında ikişer kez müebbete mahkum edilen 2 sanık, otobüs şoförünü de öldürmeye teşebbüsten yargılanmaya devam ediyor. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmada mahkeme, İdris Naim Şahin'in Bugün gazetesindeki, “Molotofu atan MİT elemanıydı.” açıklamasının incelenmesini ve açıklamanın ihbar kabul edilip bu konuda işlem yapılıp yapılmadığını TBMM'den sorulmasını istedi.

Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıklardan Kocaeli 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Hamit Aksan ile Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan Salman Akpınar, SEGBİS Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Kürtçe tercüman eşliğinde konuşan sanıklar, mahkemeye getirilmedikleri için savunma yapmayı reddetti. Mahkeme, İdris Naim Şahin'in “Molotofu atan MİT'çiydi.” açıklaması hakkında sanıkların bir talebinin olup olmadığını sordu. Sanıklar taleplerini avukatlarının dile getireceğini söyledi.

Sanık Hamit Aksan'ın avukatı Hüseyin Boğatekin, “Zaten kesinleşmiş bir karar üzerinden tali bir yargılama söz konusu olup, bu durum karşısında bizim savunma yapmamızın fazlaca bir önemi de bulunmamaktadır. Biz defalarca bu suçun sanıklar tarafından gerçekleştirilmediğini söylemişsek de genç bir bayanın feci şekilde ölmesi nedeniyle devlet bunu bu şekilde kullandı. Sanık Abit Sümer isimli bir kişinin Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan bir yargılamada bu kişinin MİT ajanı olup bu olayı da bu kişinin gerçekleştirdiği söylendi. İki gün önce İçişleri Bakanlığı yapmış olan İdris Naim Şahin, bu konuda da bir beyanda bulunmuştur. Biz bu olayları gündeme getirerek hem basın açıklaması hem de suç duyurusunda bulunup, asıl olayla ilgili yeniden yargılama talebinde bulunacağız.” dedi.

Bunun üzerine söz alan Sanık Hamit Aksan, “Abit isimli kişi 2011 yılında tutuklu olarak Tekirdağ Cezaevi'ne girdi ve benim yanıma geldi. Beni ve diğer tutukluları sorguladığı için rahatsız olduk. Bu nedenle de birkaç hafta sonra cezaevinden gönderildi.” ifadelerini kullandı.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İdris Naim Şahin'in söz konusu davayla ilgili açıklamada bulunup bulunmadığı, içeriğe bağlı olarak ihbar mahiyetinde kabul edilip herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise gizlilik kaydı ile incelenmesinde mahkemece kısıtlılık getirilmek kaydıyla dosyaya gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, söz konusu açıklamanın hukuki kapsamı ve oluşturacağı sonuçların yasal takibi görevi bulunan cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yapılan tüm işlemlerin, mahkemeye yargılanmanın yenilenmesi hususları da dahil olmak kaydıyla bildirilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı marifetiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yazılıp bilgi ve belge istenilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.