Hırsızlık iddiasıyla yargılandığı davada tanıklık eden din görevlisine, 'Şerefsizlik yapıyorsun, bu kişi imam olduğunu söylüyor, bu kişinin arkasında namaz kılınmaz' diyen kişiye 'hakaret' suçundan yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararı Yargıtay'dan döndü. Yargıtay kararında, sanığın, sözleri Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 128. maddesinde öngörülen olumsuz değerlendirme ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı değerlendirildi.

Tokat'ın Niksar ilçesinde ikamet eden A.M., hakkında 'hırsızlık' iddiasıyla açılan davanın 21 Mart 2012'deki duruşmasında tanıklık eden imamın anlattıklarının doğru olmadığını belirterek, "Şerefsizlik yapıyorsun, bu kişi imam olduğunu söylüyor, bu kişinin arkasında namaz kılınmaz." dedi. İmam, sanığın bu sözlerinin hakaret içerikli olduğunu belirterek Niksar Sulh Ceza Mahkemesi'ne (kapatılan) müracaat etti. Açılan 'hakaret' davasında kararını açıklayan mahkeme, sanık A.M.'ı mahkum etti. Sanık avukatı aracılığıyla kararı temyiz etti.

Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kararını geçtiğimiz günlerde açıkladı. Daire; sanığın kendisine isnat olunan hırsızlık suçundan yapılan yargılama sırasında, müştekinin tanık olarak verdiği ifadesinin doğru olmadığını bildirmek amacıyla söylediği "Şerefsizlik yapıyorsun, bu kişi imam olduğunu söylüyor, bu kişinin arkasında namaz kılınmaz" şeklindeki sözlerin TCK'nın 128. maddesinde öngörülen olumsuz değerlendirme ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulmasını yasaya aykırı buldu. Kararda, "Kanuna aykırı ve sanık A. M.'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi." ifadeleri yer aldı.

TCK 128. MADDE NE DİYOR?

Yargıtay'ın olumsuz değerlendirmeye dikkat çektiği TCK'nın 128. maddesi şöyle: "Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir."