Gazi Üniversitesi KOAH Çalışma Grubu Başkanı, Çocukluktan Erişkinliğe Obstrüktif Akciğer Hastalıkları Sempozyumu Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurdan Köktürk, astım veya KOAH hastalıklarına yakalanmada sigaranın en büyük etken olduğunu söyledi.

Türk Toraks Derneği, 3-6 Eylül tarihleri arasında Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bulunan bir otelde ‘Çocukluktan Erişkinliğe Obstrüktif Akciğer Hastalıkları Sempozyumu' düzenledi. Sempozyumda hem dünyada hem de ülkemizde yaşam kalitesini ve süresini etkileyen en önemli hastalık gruplarından biri olan obstrüktif akciğer hastalıklarının çocukluktan erişkinliğe uzanan seyri tartışıldı.

Sempozyum öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Arzu Yorgancıoğlu, derneklerinin 4 bin 500’e yakın üyesi ile akciğer hastalıkları camiasının en büyük derneği olduğunu söyledi. Solunum hastalıklarının önlenebilir ve korunulabilir hastalıklar olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, “Bu hastalıkların çocukluk döneminden başladığı ve erişkinlikte ortaya çıktığı görülmektedir. Bu sempozyumda çocukluk dönemindeki etkilerden başlayıp 'yetişkin bir insan nasıl astım ve KOAH olur?' sorularının cevabını bulmaya çalışacağız.” dedi.

Gazi Üniversitesi KOAH Çalışma Grubu Başkanı, Çocukluktan Erişkinliğe Obstrüktif Akciğer Hastalıkları Sempozyumu Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurdan Köktürk ise astım veya KOAH hastalıklarına yakalanmada sigaranın en büyük etken olduğunu kaydetti. Güvenilir bir sigara sayısının olmadığını anlatan Köktürk, “Aslında KOAH, bir erişkin hastalığı değil. KOAH’ı iyi sorgulamak istiyorsanız çocukluk öykülerine bakmanız gerekir. Bebek henüz dünyaya gelmeden önce anne sigara içmiş mi, bebek karnında iken anne sigara içmiş mi, babaanne anneanne sigara içmiş mi, eğer anne gebe iken on tane sigara içiyorsa, bazı kadın doğumcular bir tane sigaraya izin verebilir, on yıl sonra KOAH olma şansı yüksek olur. Sigaranın güvenli sayısı yok, sigara hiçbir zaman önerilmez bir tanesi bil zararlıdır.” diye konuştu.

Hacettepe Üniversitesi Göğüs Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Toraks Derneği Astım, Alerji Çalışma Grup Başkanı Prof. Dr. Gül Karakaya, dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunduğunu, bunun on yıl içerisinde 400 milyona çıkmasının beklendiğini kaydetti. Nüfusun 5- 10’unun astım hastası olduğunu ifade eden Karakaya, her yüz çocuktan 10 -12’sinde, yetişkinlerde ise yüz kişiden 5- 7’sinde astım hastalığının görülmekte olduğunu söyledi. Astımın genelde çocukluk döneminde başladığını vurgulayan Karakaya, tedavi ile kontrol altına alınabileceğini ifade etti.

Toplumda astımın alerjik olarak bilindiğini ancak yarısının alerjik olduğunu anlatan Karakaya, şunları söyledi: “Gelişiminde pek çok faktör etkilidir. Bunda en önemli şey kalıtımdır, ailede astım olması önemlidir bunun yanında hava kirliliği gebelikte annenin maruz kaldığı kimyasallar. Çocuğun doğduktan sonra sigaraya muhatap olması sık görülmekle birlikte ilaç ile tedavisi olan bir hastalıktır. Türkiye’de ise nüfusun yüzde 5- 10'u arasında astım hastası vardır. Buna göre 4 – 5 milyon arasında astım hastamız vardır.”

Türk Toraks Derneği çocuk Hastalıkları Grup Başkanı Prof. Dr. Fazliet Karakoç, son 40- 50 yılda solunum yolları hastalıklarında ciddi bir artış olduğunu ifade etti. Astım ve KOAH hastalıklarının artışının birçok nedeni bulunduğunu kaydeden Karakoç, şöyle konuştu: “Hastanelere gelen çocukların 0-6 yaş grubu çocuklara baktığımız zaman her yüz çocuktan 50- 60'ının solunum yolu hastalıkları nedeniyle geldiğini görüyoruz. Daha büyük çocuklarda ise astım sıklığı yüzde 10 civarındadır. Bu hastalığın oluşumunu önlemede sigara kullanımı çok önemlidir, güvenilir bir sigara miktarı yoktur. Örneğin annesi sigara içmese bile ananenin sigara içmesi çocuğun astım olma sıklığını artırır. Çocuklukta sigaraya maruz kalanlar astım hastalığı ileriki yaşlarda ise KOAH hastalığına yakalanma şansı yüksektir. Sağlıklı yaşam egzersiz ve D vitamini alma hastalığın önlenmesinde etkilidir.”

'Kistik Fibrozis' adında, toplumda fazla bilinmeyen ancak sonuçları itibariyle önemli bir hastalığın bulunduğuna işaret eden Karakoç, “Çok bilinen bir hastalık değil, ama Türkiye'de yeni doğan tarama programına alındı. Bebekler doğduklarında topuk kanı alınıyor genetik hastalıkların belirlenmesi ve önlenmesi için; kistik fibrozis bu hastalıklardan biridir. Topuk kanında bazı değer yüksek olursa Kistik fibrozis çocukta çıkabilir. Bu hastalık çocuklarda büyüme geriliği ve ishallere neden oluyor.” dedi.