Adana ve Hatay'da durdurulan MİT'e ait TIR'ları ile ilgili soruşturmada HSYK'nın gönderdiği 'Tutuklama talepli yakalama emri' üzerine gözaltına alınıp sevk edildikleri Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan savcılar, duruşmadaki savunmalarında 'önemli' açıklamalarda bulundu.

1 Ocak 2014'te Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde durduran TIR'larla ilgili yargılanan Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman, MİT Kanunu'nun 26. Maddesi'nin sadece görevlilerin soruşturma izniyle ilgili olduğunu ve TIR'ların aranmasına engel olmadığını söyledi. O tarihlerde yapılan birçok soruşturmada tesadüfen bir kısım devlet görevlilerinin, 'devlet görevi, istihbarat ve terör ayrımı yapmadıklarını, IŞİD'e ve benzeri Suriye bölgesinde faaliyet gösteren başka unsurlarla hukuka aykırı temaslarını' birçok dosyada tespit ettiklerinin altını çizen Şişman, "Reyhanlı benzeri eylemlere ilişkin istihbaratlar ve ihbarlar alınıyordu. Bütün bu ahval içerisinde ben iddia edilen olayı da bu şekilde yorumlayarak, maddi gerçeğin tespiti dışında bir amaç gütmeksizin, gittim. Araçlarda patlayıcı mühimmat var mıydı, bilmiyorum. Ancak tereddüt etmemi gerektirecek maddi bulgular vardı. Jandarma ile görüşmem anormal bir durum değildir. Gerçekten silah varsa devlet sırı olmaz; suç, devlet sırrı olmaz. 19 gün sonra Ceyhan'da durdurulan TIR'larda da hukuka aykırı bir şekilde silah bulunduğu Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı tarafından tespit edilmiştir." dedi.

'TIR'DA FÜZE VE ROKETATAR BAŞLIĞI BULDUK'

7 Kasım'da yaptığı (2013/884) bir soruşturmada iletişim tedbiri sırasında elde ettikleri bilgiler doğrultusunda arama kararı aldıklarını ve bir TIR'da füze ve roketatar başlığı bulduklarını hatırlatan Şişman, bu suça karışan kişilerden iki şüphelinin bu işleri devletin bilgisi dahilinde yaptıklarını söylediğini anlattı. Şişman, ifadelerinde şunları kaydetti: "Hatta kendilerine başka devlet görevlilerinin de yardımcı olduğunu, aynı TIR'la 6 ve 26 Ekim tarihlerinde Reyhanlı Bükülmez Köyü Sınır Karakolu noktasında mühimmat yıktığını ve bunun sınırın diğer tarafına geçildiğini beyan etti. Güvenlik kamera görüntülerini izlediğimizde bu hususu doğruladık. Yer gösterme sonucu mühimmatın döküldüğü noktada, sınırın diğer kısmın El Ahrarı Şam isimli terör örgütün kampı olduğunu tespit ettik. Devletin herhangi bir kurumuna yönelik kastımız yoktur. 'Hükümete yönelik darbe girişiminde bulunduğum iddia edilmektedir. İşlerim yargısal faaliyet olup, hukuka uygundur. Aksine idari tasarruflar sonucu yargısal faaliyetin icrası engellenmiştir."

'KENDİLERİ (BOZDAĞ) HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLDUĞUM İÇİN BU ŞEKİLDE DAVRANMIŞLARDIR'

Eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, mahkemede 1 Ocak 2014'te Hatay Kırıkhan'da durdurulan TIR'ların 'aranmaması için' Adalet Bakanı Müsteşarı Kenan İpek'in birkaç kez kendisini aradığını ifade etti. Birkaç kez yapılan bu aramalarda Müsteşarın kendisini ikna edemeyince telefonu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a verdiğini dile getiren Bağrıyanık, "Bakan Bozdağ, bana 'aramanın hukuka aykırı olduğunu, hemen olaydan Cumhuriyet savcısını el çektirmemi' söyledi. Ben de yapmadım. Ancak ısrarlı aramalar devam ettiği için bu hususu kendi el yazımla not alma ihtiyacı duydum. 'Telefon görüşme tespit tutanağı' başlığı altında olaydan sonraki gün tutanak tanzim ettim. Üst yazı ile 'etkilendiğini' iddia ettiğim soruşturma dosyasına havale ettim. Hakkımda isnat edilen 'planlanan bir organizasyonun parçası gibi hareket ettiğim' şeklindeki iddiayı kabul etmiyorum. Böyle bir durum varsa kiminle, nasıl, ne zaman planladığımın açıklanması gerekir. Bu durum bir niyet okumadan başka bir şey değildir. Yaptığım işlemlerin tamamı hukuka uygundur. Kendileri hakkında şikâyetçi olduğum için ve emirlerine uygun davranmadığım için, –sanıyorum– bu şekilde davranılmıştır. 227. Madde şikayetimden sonra değiştirilerek 'soruşturmayı etkileme' kısmı maddeden çıkartılmıştır. Bu dahi haklılığımı göstermiştir. Bana ne Bakan'ın (Bekir Bozdağ) ne de müsteşarın (Kenan İpek) yasa maddesi hatırlatmak gibi bir yetkisi yoktur." dedi.

Kendisine hiç kimsenin uyarıda bulunmasının doğru olmadığını hatırlatan Bağrıyanık, bir adli işlemin yanlış olup olmadığına yargı mensuplarının karar vereceğini açıkladı. Bağrıyanık, "Kendisinden şikayetçi olduğum Bakan'ın emrindeki görevliler hakkımda işlem yapmıştır. Telefon açıp açmamam olayına gelince, aramayı gerçekleştiren Cumhuriyet savcısını, müsteşarın yoğun aramaları sonrasında aramayı düşündüm. Telefon açtım, daha sonra konuşmadan kapattım. Uygulamanın dışına çıkacağını düşündüm. Hakkımda soruşturmayı kendisini şikayet ettiğim Bakan'ın emrindeki başmüfettiş taraflı olarak yapmaktadır." diye konuştu.