Muş Sivil Toplum Platformu, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik yetkililerin ‘dış müdahale, askeri operasyon’ söylemlerinden uzak durmaya davet etti.

Muş’ta yaklaşık 110 sivil toplum kuruluşundan oluşan Muş Sivil Toplum Platformu, ‘savaşa hayır, kalıcı barışa evet’ basın açıklaması düzenledi. Atatürk Çocuk Parkı bahçesinde düzenlenen basın açıklamasına platformun yönetim kurulu ve üyeleri katıldı. Platform adına TEMA Muş İl Temsilcisi İhsan Aytemiş, basın metnini okudu.
Başta Ortadoğu olmak üzere Uzakdoğu, Asya ve birçok Batı ülkesinde vahşet dolu katliamların var olduğunu belirten Aytemiş, siyasileri Türkiye’yi bataklığa çekecek 'dış müdahale, askeri operasyon' gibi söylemlerden ve politikalardan uzak durmaya çağırdı.

Aytemiş, şunları söyledi: "İçinde bulunduğumuz huzur ve barış ikliminin hakim olması gereken rahmet ve mağfiret ayı olan şu kutsal günleri dikkate almaksızın bütün dünyanın gözü önünde yapılan soykırım, vahşet ve katliamları nefretle kınıyoruz. Ehli vicdan olan bütün insanlığa sesleniyoruz; başta Suriye olmak üzere Irak, Filistin ve tüm Ortadoğu’da her tarafı kan gölüne çeviren bu zulme karşı sessiz, duyarsız ve kayıtsız kalmayın. Ortadoğu’nun fitne ateşleriyle kavrulduğu, emperyalist müdahalelerin zirve yaptığı zamanlardayız. Kimi yerlerde halklarımız birbiriyle vuruşuyor, şehirlerimiz kan revan içinde. Bağdat’tan Kobani’ye, Musul’dan Kerkük’e, Halep’ten Bahreyn’e, Trablus’tan Sana’ya kadar her taraf şiddet, vahşet ve katliam sarmalında… Her geçen gün daha büyük bir mülteci kitlesi yollara düşüyor. Savaştan kaçan mazlum insanlar, yakılıp yıkılan şehirlerinden, evlerinden göç ederken perişan oluyor; çocuk, yaşlı, kadın sefalet içinde ve büyük acılarla yollarda ölüyorlar."

Kudüs, Gazze, Halep, Şam, Rojava, Kobani, Afrin, Rakka, Kerkük, Şengal, Musul, Hewlér, Kahire, Yemen, Arakan, Tunus, Doğu Türkistan’da planlanan ve dayatılan katliamların tamamı gözü dönmüş, Allah’tan korkmayan zalimler tarafından yapıldığını ifade eden Aytemiş, "Türkiye de emperyalistlerin yürüttüğü bu vekâlet savaşlarında zaman zaman yanlış tarafta saf tutabilmektedir. Ülkemizin, IŞİD katliam çetesi ile bazı emperyalist güçler tarafından yürütülen bu kirli savaşa müdahil olması asla kabul edilemez. İslam inancında 'bir insanın öldürülmesi tüm insanlığın öldürülmesidir' düsturunca her ne sebeple ve kim olursa olsun mazlumun dini, dili ve milliyeti sorulmadan yanında yer almalıyız. Aynı zamanda zalimin de dini, dili ve milliyetine bakılmaksızın karşısında yer almanın insani olmakla birlikte Allah’ın emri olduğunu unutmamalıyız. Toprağında, evinde olan, onurunu, namusunu, şerefini ve kendisini koruyan, savunan mazlum insanlara zulmeden IŞİD vahşi çetesi ve onunla birlikte hareket eden ülkeleri, çıkar güden emperyalist güçleri yine şiddetle ve nefretle kınıyoruz." dedi.

Son birkaç yılda Kürt sorunu ve çözüm süreci bağlamında yakalanan çatışmazlık ve barış atmosferinin korunması gerektiğinin altını çizen Aytemiş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Önümüzdeki süreçte siyasi durum nasıl olursa olsun ve hükümet hangi biçimde şekillenirse şekillensin, çözüm süreci ve barış ortamının korunması ve devamının ivedilikle sağlanması elzemdir. Yetkilileri, Türkiye’yi bataklığa çekecek 'dış müdahale, askeri operasyon' gibi söylemlerden ve politikalardan uzak durmaya çağırıyoruz. Dünyanın denge unsuru olan Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde akan kanın ve amansız savaşın durması, kalıcı barışın hakim kılınması için bütün insanlığı şartlar ne olursa olsun zalimlerin karşısında, mazlumların yanında yer almaya davet ediyoruz."