Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, hakimlik ve savcılık sınavı sonrasında tutuklanan avukat ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Öncelikle Cumhurbaşkanı ve herhangi bir siyasi parti liderine yapılan hakaret asla kabul edilemez. Siyasete yaranmak kaygısıyla verilen kararı da, vicdanlarına havale etmekten öte bir şey gelmiyor elden” dedi.

Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Afyonkarahisar Barosu'na kayıtlı avukat Umut Kılıç, hakimlik ve savcılık sınavının mülakatına geldiği Ankara'da, Cumhurbaşkanı'na hakaretten tutuklanmasıyla ilgili sosyal medya üzerinden değerlendirmede bulundu. Konaç, burada yaptığı açıklamada, “Bir kaç hafta evvel Çağlayan'da yaşanan ve Savcımızın şehit edilmesiyle sonuçlanan eylemden sonra, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın avukatları hedef haline getiren açıklamaları bizleri üzmüş ve bu durumu asla kabul etmeyeceğimizi bildirir bir basın açıklaması yapmıştık. Yapılan açıklamalar bize göre yanlıştı. Bu olayın hesabının faturası avukatlara kesilemezdi ve bu olayla birlikte tüm ülkede hakaretlere ve hedef tahtasına konulmaya varan bir kısım gelişmeler oldu. Durumdan vazife çıkaran bir kısım işgüzarlar, adliye kapılarında kendilerince avukatları terbiye etmeye kalktılar. Bu da asla kabul edilemezdi” ifadelerini kullandı.

Avukatın tutuklanmasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Konaç, şu ifadelerde bulundu: “Daha dün medyadan öğrendik ki; HSYK'da yapılan mülakat sırasında bir Avukat gerek HSYK üyelerine, gerekse Sayın Cumhurbaşkanı'mıza bir kısım ifadelerle hakaret ettiği gerekçesiyle tutanak tutularak savcılığa sevk edilmiş. Suç var mı bilmiyorum. Ama, avukat değil babam olsa fark etmez resmi makamlara ve Cumhurbaşkanı'mıza hakareti asla kabul etmemiz mümkün değil. Bu suç herhangi bir siyasimize karşı işlense de fark etmez. Avukat olmamız suç işleme hakkı ve yetkisi vermez bize. Mahkemenin kararına gelince; evlere şenlik bir kararla belki de bizleri terbiye etme amacı güden mahkememizin bu yaptığına, hukuk anlamında ne söylesek ne kadar yorum yapsak azdır. Bağımsız yargı kavramı üzerinde bu kadar tartışma varken, verdiği kararla neye hizmet ettiği belli olmayan mahkemeye de yazıklar olsun. Tutuklamanın bütün unsurları göz önüne alındığında, yapılan işin ve verilen kararın tutulacak tarafının olmadığı da açık. Bu karar da adil bir karar olarak asla kabul edilemez. Adaleti hakim kılmak ve yaranmak varken. Siyasete yaranmak kaygısıyla verilen kararı da, vicdanlarına havale etmekten öte bir şey gelmiyor elden. Yuh olsun. Son söz: Keşke avukat arkadaşım sen meslek edebine yakışır davransaydın. Mahkeme; sende siyasetin rüzgarına değil de, keşke hukuka bağlı kalsaydın. Anlaşılan kaygısız gün bize haram.”