Hak, kuvvette mi olmalıdır?

Yoksa kuvvet, hakta mı olmalıdır?

İşte bu denklemde Emperyalist Ruslar hak, kuvvette deyip masum, mazlum Çerkes kardeşlerimizi, yurtlarından yuvalarından sürmüşlerdir. Bu soykırımı yaparkende hiçbir engelle karşılaşmamışalr. Bu necip milleti Karadeniz'in kuzeyinden tehçire tabii tutmuşlardır. Çerkesler de O devrin tek umut kaynağı olan Halifelik bayrağı altında toplanmışlardır.

XIX. yüzyılda Kırım savaşından sonra başlayan Rus mezalimi uzun yıllar devam etmiştir. Osmanlı ise bu Müslüman kardeşlerini kendilerine yabancı olmayan iklim şartlarının olduğu Karadeniz kıyılarından, Çanakkale ve Kayseri'ye dahil olmak üzere sevk ve iskan etmiştir. Bir çok Çerkes bu sürgünler sonucu yollarda hayatını kaybetmiştir.

Bugünün sözde Türk aydınları dahil olmak üzere tüm dünyaya şu soruyu sormak lazım:

***Ermenilere yapılan soykırımsa Çerkesler'e yapılan nedir?

***Çerkesler'e yapılan haksızlıklar Müslüman oldukları için mi dile getirilmemekte?

Bu konu üzerine kulak dolması bilgilerine sahip olmama rağmen, ne kadar az bilgi sahibi olduğumun farkına vardım. Kendisi de Çerkes olan dostum Gökhan'ın tavsiyeleri ve teşviki ile bu tarz bir yazı yazmaya kara verdim.

SOÇİ KIŞ OLİMPİYATLARI ÜZERİNE

Kış, yaz yada her ne adla yapılırsa yapılsın, olimpiyatlardaki amaç dünyada vuku bulan dostluk, kardeşlik ve barış karşıtı duygu ve düşüncelerin bertaraf edilerek tüm dünyada ”˜insan' temelinde bir barışa vurgu yapmaktır. Her renkten ve milletten sporcu ve seyircilerin katıldığı bu olimpiyatlar tam bir şölen havasında geçer. Sporun doğasına yakışan da budur. Bunların yanında bu sıra dışı organizasyonların ekonomik boyutu da elbette göz ardı edilmemektedir. 

4 yılda bir icra edilen olimpiyatlara ev sahipliği yapacak ülkeler uzun süre önceden seçilir. Olimpiyatlarda birbirleriyle kıyasıya yarışan ülkelerin yarışı bu aşamada başlar.  Ülkeler bu önemli organizasyonlara ev sahipliği yapmak için önceden çok ciddi boyutlarda hazırlıklar yapar. Seçildikten sonra ise bu hazırlıklar katlanarak devam eder. Ev sahibi ülkenin amacı bu devasa organizasyonlardan alnının akıyla çıkmaktır.

Önümüzdeki kış olimpiyatları 2014 yılında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak. UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesinde bulunan ve alt yapı yetersizlikleri ile dikkat çeken Soçi'nin böyle bir organizasyon için seçilmesi sürpriz oldu. Nihayetinde beklendiği üzere Rusya da ”˜geleceğe açılan kapı' sloganıyla yola çıktığı olimpiyat hazırlıklarına büyük bir hızla başladı. Yalnızca tanıtım için yaptığı harcamalar milyon dolarlarla ifade edilmekte. 

Ancak Rusya açısından 2014 yılında yapılacak bu olimpiyatların tüm hesaplarını alt üst edebilecek handikapları bulunmakta. Nedeni ise Soçi kentinin tarihsel süreçteki konumu ve burada yaşananlar.

Soçi bir zamanlar dünyada çok az insanın bildiği bir toplumun, Çerkeslerin yaşadığı Çerkesya'nın kadim başkenti. Ancak bugün bakıldığında Soçi'de neredeyse hiç Çerkes yok. Yani şu anki durumuna bakarak oranın bir zamanlar farklı bir topluma başkentlik yaptığını anlamak güç. Öyle ya orası bir ülkenin başkenti ise oradaki insanlar nereye gitti? Durum elbette yalnızca Soçi için değil tüm Kuzey Kafkasya için geçerli.

İşte Rusya açısından bu olimpiyatları problem haline getiren nokta da burası. Soçi'nin de içinde bulunduğu bu coğrafyada yine dünyada çok az insanın bildiği bir soykırım yapıldı. Ne acı bir tesadüftür ki olimpiyatlar söz konusu soykırımın 150. yılına rast gelmekte. Yaklaşık 300 yıl süren ve Kafkas-Rus savaşları olarak adlandırılan savaşlar neticesinde bir millet %90 oranında yok edildi. Kalanların da çok az kısmı hariç başta Osmanlı Devleti olmak üzere dünyanın birçok yerine sürgün edildi. Sürgün edilenlerin de önemli kısmı yine yollarda veya ulaştıkları yerlerde hayatını kaybetti. Çarlık Rusya'sının işgal ettiği bu topraklara yönelik sloganı ”˜Çerkessiz Çerkesya' idi. Nitekim de öyle oldu”¦ Çerkeslerin yok edildiği veya sürgün edildiği topraklara Rus etnik gruplar yerleştirildi. Nüfus dengesi böylece kalıcı olarak Rusya lehine sağlanmış olundu. 2 yıldır Suriye'de devam eden iç savaştan kaçarak ana vatanları olan Kafkasya bölgesine dönmek isteyen Suriye Çerkesleri'nin Rusya'ya ve Rusya vatandaşlığına kabul edilemeyeceğine yönelik DUMA kararı da yine bu politikanın bir ürünüdür”¦

Bu gün Soçi'de bulunan olimpik köyün inşa edildiği olimpiyatların yapılacağı yerin tarihteki adı Kbaada'dır. 1864 yılında sona eren savaşlardan sonra bu yerin adı  ”˜kızıl çayır' anlamına gelen ”˜Krasnaya Polyana' olarak değiştirildi. Soykırımın hatırına... Çarlık Rusya`sına göre zaferle sonuçlanan bir savaşın bitiş tarihi Çerkesler`e göre ise bir `soykırım`ın sembol tarihi olan 21 Mayıs 1864 tarihinde burada zafer yürüyüşü yapıldı. Soçi'nin ve tüm Kuzeykafkasya bölgesinin artık ebediyen Rus toprağı olduğu da burada deklare edildi. Bölgenin tarihteki asıl sahipleri olan Wubıhlar tamamen yok edildi”¦ 

Yine son hızla devam eden hazırlıklarda yapılan kazılarda toprak altından soykırım dönemine ait kemikler çıkmaktadır. Kemiklerin bir müzede saklanması yönünde Rusya'ya iletilen talep ise olumsuz cevap bulmuştur. Bu yönüyle de Soçi olimpiyatları Rusya'nın soykırıma devam etmesine neden olmakta ya da daha doğru ifade ile fırsat vermektedir. 150 yıl önce yaşananların toprak altındaki şahitleri de böylece ortadan kaldırılmaktadır...

Rusya tarafından olimpiyatların güvenliğinden sorumlu olarak görevlendirilenler ise soykırım döneminde Çalık Rusya'sı tarafından yine kendilerine çeşitli görevler verilen Kazaklardır. Rusya hükümeti tarafından alınan bu karar da oldukça manidardır. 

Soçi'nin tarihsel gerçekliğinden şu ana kadar bahsedilmediği gibi hiçbir aşamasında ”˜Çerkes' adından dahi bahsedilmemiştir. Olimpiyatların tanıtımı aracılığı ile Soçi'nin tarihi bir Rus şehri olduğu dünyaya duyurulurken bu gün yapılanlardan biri de tarihi ve gerçekleri çarpıtmaktır.

Az önce değindiğimiz gibi Soçi UNESCO'nun kültür mirası listesindedir. Koruma altında bulunan bu bölgede yapılan devasa tesisler, yollar vs doğal tahribatın beklenen de ötesine geçmesine neden olmuştur. Dolayısıyla bölgede olimpiyat düzenlemek adına kültürel soykırım ve doğa soykırımı da yapılmaktadır. 

Tüm bu tablo karşısında ne Rusya, ne olimpiyat yetkilileri ne de herhangi bir kişi 2014 yılında Soçi'de düzenlenecek olimpiyatların ”˜insanlar ve devletler arasın barışa' katkı sağlayacağını iddia edemez. Bu durumda olimpiyat kavramının odağına ekonomik çıkar, adaletsizlik ve kaba kuvvet gibi kavramlar yerleştirilerek yeniden tanımlanması gerekecektir... Rus devletinin kendi açısından geçmişi unutturmak ve geleceğe 2014 yılından başlamak istemesi anlaşılırdır. Ancak birilerinin belleğinden 150 yıl öncesini çıkarıp atmak mümkün gözükmemektedir.

”˜Geleceğe açılan kapı' sloganıyla yola çıkan Rusya, kapılarını önce geçmişe açmalı ve 150 yıl öncesinden geleceğe bakmaya başlamalıdır.  Aksi, asla temiz bir gelecek olmayacak, Rusya bu önemli organizasyondan alnının akıyla çıkamayacaktır. Bu şartlar altında düzenlenecek 2014 kış olimpiyatları, aynı zamanda olimpiyat tarihinde yerini alacak kara lekelerden biri olacaktır.

Ulaş Salih ÖZDEMİR / Cafesiyaset