Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barboros Özer, sokakta satılan sütün telafisi olmayan zararlar verdiğini vurguladı.

Özer, 21 Mayıs Dünya Süt Günü kapsamında yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

“Gelişmiş ülkelerin tamamında gündemden düşen sokak sütü kavramı ne yazık ki ülkemizde halen güncelliğini korumaktadır. Gerek fiyat avantajı gerek sosyo-ekonomik tercihler gerekse yanlış yönlendirmeler nedeniyle sokak sütü halen ülkemiz tüketicilerinin tercihleri arasında yer almaktadır. Süt, soğuk ortamlarda korunmadığı ve hızla ürüne işlenmediği takdirde kısa sürede doğal niteliklerini yitirebilme özelliğine sahiptir. Uygun olmayan koşullarda pazarlanan çiğ sütler özellikle mikroorganizmaların ürettiği bazı bileşenler aracılığı ile insan sağlığını tehdit etmektedir. Çoğu zaman çiğ sütün kaynatılması ile mikroorganizmaların öldürüldüğü ve sütün güvenli hale getirildiği ileri sürülmektedir. Kaynatma ile çiğ sütün mikroorganizma içeriğinin azaltıldığı doğrudur ancak mikroorganizmaların üretmiş olduğu sağlığa zararlı bileşenlerin ısı ile ortadan kalkması çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Ayrıca, çiğ sütün sokak sokak dolaştırılarak pazarlanması sırasında halk ifadesi ile kesilmemesi için bazı satıcılar tarafından hidrojen peroksit, çamaşır sodası, soda külü vebenzeri kimyasal koruyucuların katıldığı bilinmektedir. Kaynatma ile bu kimyasal bileşenlerin sağlık risklerinin ortadan kalkmayacağı açıktır.”

Özer, işlenmiş içme sütünün en iyi kalite çiğ sütlerden elde edildiğini, besin değerinin maksimum düzeyde korunduğunu ve katkı maddesi içermediğini dile getirdi. Prof. Dr. Özer, ayrıca şu uyarılarda bulundu:

“Süte, hayvandan sağılıp tüketiciye ulaşana kadar çevresinden, havadan, sudan, yemden, gübreden, haşerelerden, kaplardan ve insanlardan birçok yabancı maddeler, patojen (hastalık yapan) ve patojen olmayan mikroorganizmalar bulaşabilmektedir. Bu yabancı maddeler ve mikroorganizmalar, süt gibi elverişli bir ortamda hızla gelişerek onun doğal halde, yani çiğ olarak içilmesini sakıncalı duruma sokmaktadır. Ayrıca, çiğ sütün temas ettiği kaplar mutfak koşullarında zararlı mikroorganizmaların etrafa yayılmasına aracılık edebilme riski taşımaktadır. Bu önemli sakıncaları ortadan kaldırmanın yolu, kontrollü koşullar altında ısıl işlem uygulanmasıdır.

Kamuoyundaki sokak sütü organiktir algısı yanlıştır. Gıdaların organik olma kriterleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmeliklerle belirlenmiştir. Yalnızca Bakanlığın organik ürün logosunu taşıyan sütler organik ürün olarak kabul edilmektedir. Çiğ sütün içme sütü olarak tüketilebilmesi için bileşim açısından fazla bir değişikliğe uğramadan insan sağlığı açısından güvenli bir gıda haline getirilmesi gerekir. Bunu sağlamanın yolu ise sütün kontrollü koşullar altında işlenmesidir. Çiğ sütün kaynatılması sırasında gerçekleşen bileşim kayıpları kontrollü ısıl işlem sırasında meydana gelen besin kayıplarından çok daha şiddetlidir. Pastörize sütlerle uzun ömürlü sütler arasındaki temel farklılıklar, tâbi tutuldukları ısıl işlem şartlarının (sıcaklık derecesi x zaman) ve ambalajlama tekniklerinin farklılığından kaynaklanmaktadır. İşlenmiş sütlerin satıldığı UHT paketlerde kullanılan alüminyum insan sağlığına zararlı değildir. Sütün ışık ve hava almasını önleyici ara bir bariyer görevi gören ambalaj, süte kesinlikle temas etmez. “


SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Ilgaz da süt tüketiminin artması gerektiğinin altını çizdi. Ilgaz, sütün faydalarını şöyle sıraladı:

• Solunum yolu enfeksiyonları, grip ve soğuk algınlığı gibi pek çok rahatsızlığa karşı süt, içerdiği 40’tan fazla besin öğesiyle doğal bir koruyucudur.
• Protein, kalsiyum ve fosfor gibi pek çok besin öğesini içeren süt, günlük düzenli kullanıldığında koroner kalp hastalıklarına karşı korur ve hipertansiyonu dengeler.
• Süt, kemiklerin güçlenmesi ve kemik sağlığının korunması için gerekli olan kalsiyumu içerir.
• Yüksek miktarda kalsiyum ve fosfor içeren süt, asitli ve şekerli yiyeceklerin yarattığı mikroorganizmalarla savaşarak dişlerimizde oluşabilecek çürükleri engeller.
• Süt ve süt ürünleri, içerdikleri karbonhidrat, protein ve yağ ile enerjinizi artırır.
• İçerdiği kalsiyum sayesinde, günde 2 bardak süt tüketmek, osteoporozu (kemik erimesi) engellemeye yardımcı olur.
• Gebelik boyunca annelerin vücudunda azalan mineraller, günde 2 bardak süt ile karşılanmaktadır.
• Süt, içerdiği B12 vitamini ile sinir sistemi ve sinirler arası iletimi olumlu yönde etkiler ve çocukların algılanmalarını ve öğrenme kapasitelerini artırır.
• Glisemik indeksi yüksek besinlerden olan süt, günde 2 bardak tüketildiğinde tokluk hissini artırarak fazla kilo almayı engeller.
• Sütte bulunan vitamin ve mineraller, akne ve cilt inflamasyonu riskini azaltarak cilt sağlığını korur.